AftKaç Günde Geçer? Stresten ya da ağız içindeki tahrişten kaynaklanan yaralar, bir haftada kendiliğinden iyileşmektedir. Ancak sık tekrarlayan ve boyutu 1 cm civarında olan aftlar, behçet hastalığının işareti olabilir. 2 hafta içinde geçmeyen ve genellikle hep aynı yerlerde görülen yaraların, ağız içi kanseri olasılığı da göz önünde bulundurularak tıbbi Sürekliolarak ağızdan nefes alma. Burun kanallarında darlık. Diş eti üstünde dille devamlı olarak baskı uygulamak. C vitamini eksikliği yada beslenme bozuklukları. Uygunsuz dolgu yada protez. Nedeni tam olarak belli olmayan diş eti büyümeleri yaşanabilmektedir. Ağızdaiçinde damakta veya yanlarda çıkan beyaz baloncuklar Ağız ülseri nedir neden olur nasıl geçer neler yapmak gerekir kahkkında kısaca özet bilgi. Ağız ülseri, ağız ve diş etlerinde oluşan ağrılı yaralardır. Ağız ülseri halk arasında aft yaraları olarak da bilinir. Çoğunlukla zararsız olmakla birlikte, ağız ülseri son derece rahatsız edici olabilir ve Gözlerinüzerine salatalık dilimleri, yeşil çay ve soğuk kompres uygulaması yaparak alerjinin rahatlaması sağlanabilir. Bir top pamuğa süt bastırarak gözlerinize uygulamanız da göz alerjisinin hafiflemesine yardımcı olur. Göz Kapağı Alerjisi Tedavisi Hakkında Bilgi Göz kapağı alerjisi, alerjinin altında yatan nedenin tespit edilmesi ile planlanır. Profesyonelve kapsamlı hizmet sunan polikliniğimizde hasta memnuniyeti önceliğimizdir. Cildiye (Deri ve Zührevi Hastalıklar) cilt hastalıkları ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların tanı ve tedavisini konu alan bilim dalıdır. Saç, tırnak, ağız mukozası gibi vücut girişleri de yine bu branşın uzmanlık alanına girmektedir. Fast Money. Ağız içerisinde bulunan yararlı bakteriler, hastalık üretmeye çalışan mikroorganizmalarla savaşır. Bu yararlı bakterilerin üretimi için ise tükürük, önemli bir yere sahiptir ve ağızda bir savunma mekanizması rolü üstlenir. Aynı zamanda sindirim sisteminin işlevlerini destekler ve birçok bakteriyi henüz yemek borusu üzerindeyken yok eder. Ağız kuruluğu problemiyle karşılaşıldığında, bu durum hemen fark edilir. Uzmanlar tarafından ağız kuruluğu bir hastalık olarak nitelendirilmez. İlk etapta tüketilen bir besine ya da kullanılan bir ilaca bağlı olarak bu problemin meydana geldiği düşünülür. Ancak ağız kuruluğu uzun süre devam ederse tedavi süreci planlanır. Ağız kuruluğuna ne iyi gelir? Ağız Kuruluğu Nedir? Ağız kuruluğu, tükürük bezlerinin yeterli miktarda çalışmamasına bağlı olarak ağız içinin nemsiz kalması sonucu oluşur. Önüne geçilemediği takdirde çeşitli sorunlara yol açan yaygın bir problemdir. Tıp dilinde, kserostomi olarak geçer. Yaşlanmaya bağlı olarak görülebileceği gibi bazı ilaçların yan etkilerine bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Ağız Kuruması Hangi Sağlık Sorunlarına Yol Açar? Genelde tehlikeli olmasa da yutkunmayı zorlaştırdığından yaşamı olumsuz yönde etkiler. Ağız kuruluğuna çatlamış dudaklar, ağız kokusu, kuru bir dil ve boğaz ağrısı da eşlik edebilir. Çiğneme ve yutma problemleri, tat almada zorluk ve sindirim sistemi sorunlarına yol açabilir. Tükürük salgısı azaldığından ağız dokuları kalıcı hasarlar görebilir. Ağız içindeki pH seviyesi bu durumdan etkilenir. Diş çürümeleri artar. Ağız kuruluğuna bağlı olarak damakta da çekilme problemi yaşanabilir. Damaktaki et, sıvı kaybı yaşandığından zamanla küçülür. Ağız kuruluğu pek çok hastalığın belirtisi olarak ortaya çıktığından, ağız kuruluğu ve halsizlik aynı zaman dilimi içerisinde meydana gelebilir. Ayrıca kullanılan tansiyon ilaçları da ağızda kurumaya yol açtığından, ağız kuruluğu ve tansiyon düzensizliklerinin de birlikte görülmesi olasıdır. Ağız Kuruluğu Neden Olur? Ağız kuruluğu tükürük bezlerinin yeterli miktarda salgı üretemediğinin bir göstergesidir. Bu soruna yol açabilecek faktörler için yöneltilen ağız kuruması neyin belirtisi sorusu aşağıdaki şekillerde cevaplanabilir. 1. Dekonjestan kullanımı Dekonjestanlar, mukoza zarlarındaki iltihaplanmanın azaltılması, kan damarlarının küçültülmesi ve rahat nefes alınabilmesi için kullanılan ilaçlardır. Kullanılan ilacın etkisine bağlı olarak dolaşım yollarındaki sıvı burun boşluğuna doğru ilerler. Bu, kısa süreliğine hastanın rahatlamasını sağlasa da, uzun süre kullanıldığında ciddi ağız ve burun kuruluğuna neden olur ve rahatsızlık hissi verir. 2. Hormonal değişiklikler Menopoz, kalıcı ağız kuruluğunun tetikleyicisi olarak bilinir. Çünkü hormonal dengedeki değişim, tüm mukoza hücrelerin zarlarında kurumaya neden olur. 3. Mide asidi Halk arasında mide ekşimesi olarak da bilinen reflü hastalığına bağlı olarak, sıklıkla ağız kuruluğu problemi görülür. Mide asidinin yemek borusundan boğaza doğru gelmesi tahrişe, ağzın ve boğazın kurumasına neden olur. 4. Diyabet Şeker hastalığına bağlı olarak yükselen kan seviyesi, ağızda kurumaya yol açabilir. Hiperglisemi belirtilerinden olan çok sık idrara çıkma isteği, vücuttaki kuruluğa etki eder. Kandaki glikoz seviyesindeki yükseklik, böbreklerin sıvıyı geri emme potansiyelini kaybetmesine neden olduğundan idrarla vücuttan atılır. Ayrıca diyabet ilaçları da ağız kuruluğuna neden olabilir. 5. Kafa travmaları Tükürük bezleri, kafatasında bulunan temporal kemiklerin arasından geçen iki yüz siniriyle uyarılır. Saldırılar, trafik kazaları ve bisikletten düşme gibi durumlarda başa alınan darbeler temporal kemiklerde kırıklara yol açabilir. Temporal kemiklerdeki herhangi bir darbe nedeniyle yüz sinirine zarar gelirse, ağız kuruluğu ortaya çıkabilir. 6. Kafein tüketimi Kafeinli içeceklerin çok fazla tüketimi, vücutta sıvı kaybına yol açar. Kafeinin az da olsa idrar söktürücü özelliği bulunur. Bu özelliğinden dolayı, çok sık idrara çıkmaya neden olur. Ayrıca içeriğindeki tanenler de, ağız kuruluğuna yol açabilir. 7. Sinirlenmek Sinirlenince ağız kuruması oluşabilir. Bu gayet normal bir durumdur. Çünkü yaşanılan stres ve kaygı nedeniyle ağızdan nefes alışlar artar. Bu da tükürüğün hızlı bir şekilde buharlaşmasına yol açar. Gece Ağız Kuruluğu Neden Olur? Gece uyurken ağız içinde kuruma meydana gelebilir. Bu duruma, akşam yemeğinde tüketilen turşu, soğan, sarımsak ve limon gibi besinlerin yol açma ihtimali yüksektir. Bu besinler, tükürük bezlerini ciddi derecede etkilediğinden ağzın kurumasına ve susuzluk hissine neden olurlar. Akşamları bu tür besinlerden uzak durmak geceleri meydana gelen ağız kuruluğunu önlemeye yardımcı olur. Ağız Kuruluğu Yapan Hastalıklar Hangileridir? Yapılan araştırmalara göre bazı hastalıklar tükürük bezlerinin çalışmasını olumsuz yönde etkiler. Diyabet, parkinson, HIV, anemi ve alzheimer gibi hastalıkların tükürük salgısının azalmasına yol açtığı düşünülüyor. Vücudun su kaybetmesine yol açan ishal ve böbrek rahatsızlıkları da ağız kuruluğuna neden olabilir. Ağız Kuruluğu Yapan İlaçlar Nelerdir? Yapılan araştırmalara göre eczanelerde reçeteli ve reçetesiz olarak satılan 400'den fazla ilacın yan etkisinin ağız kuruluğuna yol açtığı belirlenmiştir. Bu ilaçlar, tükürük bezlerinde salgılama işlevini yavaşlatır. Ağız kuruluğuna yol açan ilaçlardan bazıları; Astım, ishal, soğuk algınlığı, hipertansiyon ilaçları ve Ağrı kesiciler, antidepresanlar, kas gevşeticiler ve antihistaminik şeklindedir. Kanser tedavisinde uygulanan kemoterapi ve radyoterapi gibi yöntemler ile kullanılan ilaçların da ağız kuruluğunu artırarak tat almayı olumsuz yönde etkilediği biliniyor. Ağız Kuruluğunun Belirtileri Nelerdir? İlk etapta ağız kuruluğunun belirtisi kuruma olarak kendini belli etse de daha pek çok belirtisinin ortaya çıkması muhtemeldir. Nefesin kötü kokması Yutkunma, çiğneme ve konuşmada zorluk Tükürüğün yoğun ve kalın olmasına bağlı ağızda yapışkanlık hissi Diş çürüklerinde artış Ağız ülserleri Kaba ve kuru dil Ağızda yanma hissi ve dil ağrısı Takma dişlerin takılmasında zorluk Boğazda kuruluk hissi Çok sık susama Kuru ve çatlamış dudaklar Öksürüklü enfeksiyonlara yatkınlık Ağız Kuruluğu Tanısı Nasıl Konur? Ağız kuruluğunun tanısı için öncelikle hastaya şu sorular yöneltilir Konuşurken ağzınızda kuruluk hissi oluşuyor mu? Bisküvi, ekmek gibi kuru yiyecekleri içecek kullanmadan yutmak zor geliyor mu? Geceleri ağzınızı ıslatmanız gerekiyor mu? Bu soruların ardından hastanın tükürük akış oranı hesaplanır. Tükürük Akış Oranının Hesaplanması Oral hijyenist ya da diş hekimi tarafından gerçekleştirilir. Tükürük akış oranının ölçümü için en yaygın ve kolay yöntem, bir parça parafinle yapılır. Bir parça parafin alınarak 5 dakika kadar çiğnenir. Bunun sonucunda oluşan tükürük miktarı ölçülür. Tükürüğün normal değeri 5 ml'yi aşar. Tükürüğün uyarılmış akış hızının 5 dakikada 2,5 ml'den az olması ağız kuruluğunu tanımlar. Temel tükürük akış oranının 5 dakikada en az 0,5 ml olması gerekir. Dinlenme esnasındaki tükürüğün akış oranı aynı şekilde çiğneme yapılmadan önce ölçülmesi gerekir. Ağız Kuruluğu Tedavisi Nasıl Yapılır? Ağız kuruluğu geçer mi sorusunu evet olarak cevaplamak mümkündür. Ağız kuruluğu tedavisinde öncelikle ağız kuruluğuna yol açan nedenler tespit edilir ve buna göre bir tedavi programı planlanır. 1. Diş çürümesinin önlenmesi Tükürük, yiyecekleri çiğneyip sindirme görevine katkıda bulunma görevinin yanı sıra doğal ağız temizleyicisi olarak da bilinir. Tükürük bezi az salgılandığında diş eti hastalıkları ve dişlerde çürüme daha çok olur. Ağız kuruluğu problemi yaşıyorsanız ağız temizliğiniz için şunlara dikkat etmeniz gerekir Her gün diş ipi kullanın. Dişlerinizi günde en az iki defa fırçalayın. Yemeklerden sonra ve özellikle yatmadan önce dişlerinizi fırçalamanız daha iyi sonuç verir. Diş macunu alırken florür içermesine dikkat edin Yılda 2 defa diş hekiminize giderek dişlerinizin genel temizliğini yaptırın. Diş hekimi, dişlerinizi daha sağlıklı tutmanız için florür jölesi ya da florür içeren durulama suları kullanmanızı tavsiye edebilir. 2. Altta yatan tıbbi durumların tedavisi Ağız kuruluğunun nedeni, sağlıkla ilgili bir problemden kaynaklanıyorsa, doktorunuz ya da diş hekiminiz kullandığınız ilaçlarda değişiklik yapabilir. Örneğin ağız kuruluğu; diyare, inkontinans, alerji, hipertansiyon, ankisiyete, depresyon, parkinson ve üriner hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların ortak yan etkisine bağlı olarak oluşabilir. Doktorunuz, bu hastalıklar için kullandığınız ilaçların dozajını yeniden ayarlayabilir ya da ilacınızı değiştirebilir. Ağız kuruluğuna yol açan tıbbi durumun tedavisinin gerçekleştirilmediği durumlarda ise tükürük akışını doğal yollarla artırmaya odaklanılır. Örneğin kemoterapi ve radyasyon tedavileri tükürük bezlerini etkiler. Yani buna bağlı olarak oluşan ağız kuruluğu tedavinin kendisinden kaynaklıdır. Alzheimer, sjögren sendromu ve inme gibi hastalıklarda ise ağız kuruluğu bu hastalıkların bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. 3. Tükürük üretiminin artırılması Damak kuruması nasıl geçer şikayetiyle doktora başvuranlara ağız kuruluğunu önleyen suni tükürük ürünleri kullanmaları tavsiye edilebilir. Bu ürünler ağız gargaraları, özel olarak formüle edilmiş olan nemlendirme jöleleri ve diş macunları şeklindedir. D Ağız Kuruluğuna Ne İyi Gelir? Ağız kuruluğundan kurtulabilmek için alınabilecek bazı önlemler sayesinde ağız kuruluğunun geçmesi ve ağız kuruluğunun oluşumunun önlenmesi mümkündür. Ağız kuruluğuna ne iyi gelir? Bol bol su içilmesi gerekir. Çok fazla su tüketimi ağzı nemli tutar ve mukusun gevşemesini sağlar. Suyun ağızda biraz bekletilerek içilmesi, tükürük bezi salgılanmasını artırır. Kuru ve tuzlu gıdalar ile şeker içeriği yüksek olan gıda ve içeceklerin çok fazla tüketilmemesi gerekir. Alkol ve kafein türü içeceklerden uzak durulması gerekir. Alkol idrara çıkmayı artırdığından vücutta su kaybı yaşanmasına yol açar. Kafein de ağzı kurutur. Ayrıca elma, greyfurt, üzüm ve portakal gibi meyve suları ile domates suyu gibi asitli olan içeceklerden kaçınılması gerekir. Şekersiz sakız çiğnemek tükürük salgısını artırarak tükürük akışını uyarmayı sağlar. Ağız yarası, en fazla dudak çevresinde görülse de dilde, yanakta, damakta veya diş etlerinde de görülebilir. Ortaya çıkan bu yaraların iltihaplı bir görünümü vardır. Ağız içinde oluşan bu yaralara aft denir. Kişilerin konuşmasını, yemek yemesini hatta su içmesini bile engelleyebilir. Bazı yaralar küçüktür ama bazıları 1-2 milim derinliktedir. Ağız yarası kadınlarda daha fazla görülmektedir. Ağız içi aft nasıl geçer, ağız yarasına bitkisel çözüm nedir, ağız yarası neden oluşur gibi soruların cevabını sizin için araştırdı. Ağız Yarasını Geçirmenin 10 Bitkisel Yolu 1. Meyan Kökü Meyan kökü ağız yarası tedavisinde kullanılabilir. Bitkinin içeriğinde tahrişe dirençli mukoza zarları tabaka oluşturarak açık yaraları iyileştirir. Antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Ağız içinde oluşan aft için meyan kökü kullanmak etkili bir çözüm yolu olacaktır. Bir çorba kaşığı ezilmiş meyan kökünün üzerine 2 bardak ılık su ekleyin ve 4 saat bekleyin. Günde iki kez bu su ile ağzınızı çalkalayın. Ağız içinde oluşan yaralarınız kısa sürede kaybolacaktır. 2. Kabartma Tozu Ağız yarası için doğal ilaç arıyorsanız kabartma tozunu tercih edebilirsiniz. Çünkü iltihaplanmayı azaltır, mikropları, kızarıklıkları ve bakterileri yok etmeye yardımcı olur. Ancak ilk sürüldüğünde hafif yanma hissi oluşuyor. Bir çay kaşığı kabartma tozuna iki çay kaşığı kadar ılık su ekleyin ve krem kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Bu karışımı ağız içi yaraları olan bölgeye uygulayın. 10 dakika bekledikten sonra ılık su ile ağzınızı çalkalayın. Bu uygulamayı günde iki kez yapabilirsiniz. 3. Bal Doğal antioksidan olan bal ağız yarası tedavisinde de karşımıza çıkıyor. Ucu pamuklu çubuk yardımı ile ağzınızda oluşan yaraya balı direkt olarak uygulayın. Bu uygulamayı ağız yaranız geçene kadar süresiz yapabilirsiniz. 4. Kişniş Kişnişin iltihaplanmayı azaltıcı özelliğe sahiptir. Ağız için yaraların iyileşmesi için tam bir şifa kaynağıdır. Bir çay kaşığı kişniş tohumunu bir bardak ılık suya koyarak kaynatın. Soğuduktan sonra ağzınızda çalkalayın. Bu uygulamayı günde 4 kez tekrar edin. Kısa süre de ağız yaralarından kurtulacaksınız. Ahududu, dut ya da bögürtlen ile hazırlanan şuruplar ağız yaraları için oldukça etkili bitkisel tedavi yöntemleridir. Ağız içinde oluşan yaralarınıza bu şuruptan uygulayarak kısa sürede ağız yarasından kurtulabilirsiniz. Dut şurubunu aktarlardan temin edebilirsiniz. Evde hazırlamak isterseniz buradan tarife ulaşabilirsiniz. 6. Tuz Ağızda oluşan kırmızı, beyaz veya sarı yaralar için tuz ile gargara yapmak oldukça pratik ve etkili bir çözümdür. Eğer acısına dayanabilirseniz ağız içi yaralarınıza tuz basabilirsiniz. Her ne kadar size acı verse de yaralar üzerinde çok etkili bir yöntemdir. Günde 3 kez bu uygulamayı yaparsanız ağız yaralarınız hemen geçecektir. 7. Karanfil Karanfil ağız kokusu için sıklıkla kullanılan şifalı bir bitkidir. Ağız kokusunu hemen geçirmesinin sebebi ise bakteri öldürücü etkiye sahip olmasıdır. Aynı zamanda acıyı azaltıcı etkisi vardır. Bu nedenle ağız yaralarınızın acısını azaltarak kısa sürede iyileştirir. Ağız yaralarınız yüzünden yemek yiyemiyor, su içemiyorsanız karanfil kullanmayı tercih edebilirsiniz. Bu sayede ağzınızdaki yaraların acısını azaltır ve tedavi eder. 8. Kekik Ağız içinde oluşan aft tedavisi için bol miktarda kekik çiğnemek gerekiyor. Çünkü ağız içinde oluşan bakterilerin yok olmasına yardımcı oluyor. İyileşme sürecini hızlandırdığı gibi yeniden yaraların oluşmasını da önlüyor. Kekiğin kendisini tüketemezseniz eğer kekik çayı ile gargara yaparak da tüketebilirsiniz. Günde iki kez gargara yapmanız yeterli olacaktır. 9. Çilek Yaprakları Ağız içi yaraları için çilek yaprakları oldukça etkili bitkisel çözümler arasındadır. 5-6 çilek yaprağını bir litre suya atarak kaynatın. Soğuduktan sonra bu karışımla ağzınızı çalkalayın. Bu uygulamayı günde iki kez yapabilirsiniz. Bu karışım sayesinde ağız içi yaralarınız kısa sürede yok olacak. 10. Ada Çayı Ada çayı ağız yaraları için kesin ve bitkisel bir çözümdür. Bir bardak suya bir tutam ada çayı eklenir ve biraz kaynatılır. Demlenen ada çayı ile gargara yapılır. Bu karışımı günde iki kez yapılmalıdır. Ada çayı iltihabı önler, ağız içinde oluşan bakterileri yok eder, yaraların iyileşmesine yardımcı olur. Bu nedenle bu karışım mutlaka denenmelidir. Ağız içi yaraları neden oluşur? Ağız yarası için ne zaman doktora gidilmelidir? Ağız yarası genelde kendiliğinden 1 hafta gibi sürede iyileşmektedir. Ancak bazı durumlarda bu yaranın iyileşme süresi uzar. Bu gibi durumlar başka hastalıkların habercisi olabilir bu nedenle mutlaka uzman bir doktordan yardım olarak uygun tedavi yöntemlerini uygulamalısınız. Ağız yarası için hangi bölüme gidilmelidir? Ağız içi yaralarınız, aft için cilt ve deri hastalıkları yani dermatoloji bölümüne gidilmelidir. Ağız yarası için en uygun ilacı da doktorunuzdan yardım alarak alınız. Çünkü başkalarına iyi gelen bir ilaç sizde olumsuz etkiler yaratabilir. Ağız yarası oluşmaması için ne yapılmalıdır? Eğer sürekli oluşan ağız yaralarınızdan şikayetçiyseniz ilk önce beslenmenize dikkat etmelisiniz. En basit içtiğiniz su çeşme suyu ise ağız içi yaralarınızın nedeni bu olabilir. Mutlaka klorsuz su tüketmelisiniz. Onun dışında zararlı yiyecekler, içecekler bunları hayatınızdan çıkartmalı daha sağlıklı ve besleyici şeyler tüketmelisiniz. Yukarıda vermiş olduğum tarifler hemen hemen herkesin evinde bulunan malzemelerle yapılabilecek tarifler, bunlardan en azından birini deneyerek ağız içi yaralarınızdan kurtulabilirsiniz. Stresten, üzüntüden uzak durun. Her zaman her konuda pozitif düşünün. 🙂 Son Sözler Ağız yarası benim en sık karşılaştığım sorunlardan biriydi. Sorun bende olunca tedavi yöntemlerini de araştırdım. Aslında araştırmadan önce de annem hep tuz basmamı isterdi yarama 🙂 Güzel yöntem ama acı veriyor o ayrı bir konu. Ancak bir ay geçmeden yine tekrar ediyor, meğer çeşme suyu içmemden kaynaklanıyormuş. O gün bugündür çeşme suyu içmiyorum. Ara sıra stres kaynaklı yaralar çıkıyor ama yukarıda verdiğim tariflerle hemen bertaraf ediyorum. Sizlere de tavsiyem içtiğiniz suyun temizliğine dikkat etmeniz. Eğer sizlerin de bu konuda bildiğiniz doğal tarifleriniz varsa yorum bölümünde bizimle paylaşabilirsiniz. Sağlıklı ve mutlu kalın 😉 🙂 Oluşturulma Tarihi Mayıs 15, 2021 2254Kivi C, A ve E vitamini ve alfa linoleik asit açısından zengin bir meyvedir. Lif bakımından zengin olan kivi antioksidan özelliğine de sahiptir. Bu faydalarına rağmen günümüzde pek çok kişide kivi alerjisi görülmektedir. Peki, kivi alerjisi nedir, neden olur ve nasıl geçer? Kivi alerjisi belirtileri ve tedavisi hakkında bilgileri sizlere detaylıca tüketen bazı kişilerde alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Kivi alerjisinin pek çok nedeni olmak ile birlikte belirtilerini de öğrenmek alerjik reaksiyonlara maruz kalmamak için çok Alerjisi Nedir?Kivi meyve çeşitleri arasında en çok vitamin ve mineral barındıran meyvelerden birisidir. Hem lezzetli olması hem de faydaları sebebiyle de pek çok kişi tarafından tüketilmektedir. Fakat bazı kişilerde kivi alerjisi meydana gelebilir. Özellikle kiviye alerjisi olan kişiler kiviye maruz kaldıkları zaman kızarıklık ve ağrıda karıncalanma hissi tüketimi sonrasında vücutta bazı reaksiyonların oluşması durumuna kivi alerjisi adı verilebilir. Kivi alerjisinde genellikle diğer maddelere karşı çaprak bir reaksiyon oluşabilir. En yaygın nedeni oral alerji sendromu olan kivi alerjisinin özellikle çocuklarda daha sık görüldüğü gözlemlenmektedir. Kivi alerjisinin toplumda çok yaygınlaşmasının nedeni ise pek çok besin ile çapraz reaksiyona reaksiyon ise farklı alerji besinlerinin benzer özellikleri paylaştığı ve bağışıklık sisteminin bu besin alerjenlerine tepki verdiği durumlarda gerçekleşmektedir. Bu nedenle günümüzde özellikle çocuklarda kivi alerjisine çok sık Alerjisi Neden ve Nasıl Olur?Kivi alerjisi nedeni esas olarak insan vücudunun bağışıklık sisteminin anormal yanıt vermesidir. Bağışıklık sistemi insan vücuduna alınan meyve ve sebzeleri zararsız olarak algılamamaktadır. Bu nedenle bazı besinlerin zararlı olduğunu düşünerek ters bir tepki başlatır. Bu saldırıya karşı da vücut antikor üretir. Üretilen immünoglobulin E antikorları yabancı antijenleri yutarak bağışıklık sistemine diğer zararlı kimyasalları serbest bırakması için sinyal alerjisinin diğer bir nedeni de polen gıda sendromu ve lateks alerjisi ile bağlantılı olmasıdır. Özellikle ağaç polenlerine karşı alerjisi olan kişilerin kivi alerjileri de olmaktadır. Bunun sebebi hem kivinin hem de polenin protein yapısının benzer Alerjisi Nasıl Anlaşılır? Kivi Alerjisi BelirtileriKivi alerjisi belirtileri genellikle ağız ve çevresinde dikenli kaşıntılı ve karıncalanma hissi olarak başlamaktadır. Ayrıca meyvenin cilde temas etmesi ile kızarıklık oluşuyor ise bu durum kivi alerjisi belirtisi olabilmektedir. Kivi alerjisinde görülen diğer semptomlar şunlardır- Hızlı kalp atışları- Boğazda şişme ve ağız içince karıncalanmak- Zor nefes alma- Dil, boğaz ve dudaklarda uyuşma- Şiddetli kramplar ve karın ağrıları- Kan basıncında ani düşüş- Bilinç kaybı yaşanması ve baş dönmesi- Egzama- Kurdeşen- Ağız, dudak ve dilde kaşıntılar- KızarıklıkKivi Alerjisine Ne İyi Gelir? Nasıl Geçer?Kivi alerjisi olan kişiler satın aldıkları her gıda maddesindeki bileşenleri ve etiketleri dikkatlice okuması gerekir. Günümüzde kek veya ekmeklerin içerisinde dahi kiviler yer alabilmektedir. Bu nedenle kivi tüketiminde kaçınmak çok kivi alerjisine sahip kişiler içeriğinden emin olamadıkları ürünleri, tüketmemeleri gerekir. Gerekli halde üretici firma ile iletişime geçilmeli ve bilgi Alerjisi Tedavisi Hakkında BilgiKivi alerjisi belirtilerinin bulunduğu kişiler mutlaka uzman bir doktora gitmesi gerekir. Çünkü kivi alerjisi hayatı tehdit edebilecek durumlara da yol açabilmektedir. Alerji uzmanının yapacağı testler belirtiler ve duruma göre tedavi de tedavilerde yapılan ilk yol alerji yapan besinden uzak durmaktır. Bunun ile birlikte kivi ile çapraz reaksiyona girecek besinler hakkında da uzman doktordan bilgiler alınmalıdır. Ağız acılığı neden olur, nasıl geçer, doğal yöntemlerYazıdaki ana başlıklar1 Ağız acılığı neden olur, nasıl geçer, doğal yöntemler2 Ağızda tatsızlık neden olur? Demir tadı metalik tat nedenleri3 Ağızda tatsızlık nasıl geçer? Demir tadı metalik tat nasıl gider?4 Ayrıca şu konuları gözden geçirin Ağızda metalik tat, ağız tatsızlığı, ağız ekşimesi, ağızdaki acılık gibi tatsız tuzsuz durumlar başımıza gelir. Tabi hamilelik dönemlerinde ağız acılığı ve tatsızlığı yaşanmaktadır. Gebelik belirtisi mi diye bu nedenle düşünülür. Hamilelik belirtileri arasında konulabilir kadar net bir belirti olmasa bile kesinlik vermeyen gebelik belirtisi olarak düşünülebilir. Ağızda tatsızlık neden olur? Demir tadı metalik tat nedenleri Ağızdaki bu tatsızlık hoş olmayan demir metalik bir tatdır. Çoğu tatsızlık kısa sürede geçer ve sorun olduğunu göstermez. Nedeni ise bazen bir hastalık, kullanılan ilaçlar, yenilen besinlerden kaynaklanır. Sebebi bulunduğunda metalik tadı gidermek kolaydır. Şu sebepler metalik tat yapabilir; 1-İlaç İlaçların yan etkileri ağzıdaki bu hoşsuzluğa neden olabilir. Eğer ilaç kullanmaya başladıysanız doktorunuzla görüşerek muadil ilaç ile sorunu çözebilirsiniz. 2-Ağıdaki sorunlar Sinüslerin tıklar olmasıi enfeksiyon, diş eti, çürükler ağızdaki tatsızlığa neden olur. 3-Hastalıklar Hastalık denilince akla kanser hemen gelmesin ancak ağızda acılık kanser yüzünden olabilir. . Sıkça; diyabet, böbrek yetmezlikleri, kanser gibi hastalıklar yapabilir. Hastalıklar tat alma duyularında eksiklik yaratabilir. Yüz ve ağız çevresinde olan sinirsel rahatsızlıklar yüzünden metalik tat olabilir. Koku ile tat duyuları birbir ile alakalı olduğundan böyle bir sorun yaratabilir. Çinko eksikliğinden de demir tadı alabilirsiniz. 4-Hamilelik Gebelikteki hormonel değişimler ağız tatdı bozukluğu, ekşimesi, metalik tat yapabilir. Kokulara hassaslık yine bu gebelik haftalarında oluşabildiğinden ağız acılığı hamilelik belirtisi olarak düşünülmektedir. 5-Demir Demir veya bakır seviyesi fazlalıkları yüzünden vücut böyle bir tepki gösterebilir. 6-Zehirlenme Bozuk bir besin tüketildiğinde ağız tadında bozulmalar olacaktır. Vücuttan atılana kadar metalik tat hissedilebilir. 7-Alerji Alerjiden etkilenen sinüsler yüzünden damat tadında değişiklikler yaşanabilir. Ayrıca şunlarda metalik tat yaratabilir; Petrol ürünleri, mazot, benzin, atıkların solunumla maruz kalınmasına metalik tat hissi yaşaytabilir. Sebebi bulunamayan demir tatı hissine idiopatik disguzi olarak adlandırılan teşhis konur. Koku duyularının bozulması tatsızlıklar yaratır. Grip, sinüzit, soğuk algınlıkları metalik tat verebilir. Ağızda tatsızlık nasıl geçer? Demir tadı metalik tat nasıl gider? Eğer bir rahatsızlık bu tatsızlığı yaratıyorsa o hastalığın tedavisine gidilmelidir. Şayet sorun hastalık değilse şu yöntemleri deneyin; Yiyeceklerinize baharat ekleyin. Reflünüz varsa baharatları dikkat ederek tüketin. Metal çatal, bıçak, kaşık yerine plastik olanlardan kullanın. Eğer metalik tat fazlaysa yiyecekleri soğuk tüketin. Metal tadı azaltmaya fayda sağlar. Limon, turşu gibi asidik gıdalar alın. Yiyeceklere sos kullanabilirsiniz. Et, balık, yumurta, bakliyat tüketimi yaparak protein alımı yapın. Dondurma, sütlü tatlılar sütlaç gibi şekerli tatlılar yiyerek çözüm üretebilirsiniz. Ayrıca şu konuları gözden geçirin Acılı yanıklar, su toplayan, kabarcık olan, şişme ve kızarıklık olan sıcak su ve ütü yanıkları Sancılı adet gebeliğe engel mi, adet sancım çok şiddetli ne yapmalıyım Adh hormonu eksikliği nasıl giderilir, adh hormonu nasıl arttırılır, adh hormonu hangi besinlerde bulunur Uyanınca ağızda acı tat kanser mi, zehir gibi acı ağız, dildeki acı tat Kaynar su yanığı su toplaması, kaynar su yanığı iz bırakırmı, kaynar su döküldü ne yapmalıyım Öksürürken az miktarda kan gelmesi, balgamda hafif kan, taze kan, öksürükten kan gelmesi ne demek Haberler > Ağız Yaralarına Hangi Bölüm Bakar? - 0830 Toplum içinde çoğu insanda görülen ağız yaraları, oldukça acı veren bir durum haline gelebilmektedir. Ağız içinde oluşan yaralar bazı psikolojik problemlerden kaynaklanabileceği gibi, ciddi hastalıklardan dolayı da oluşabilir. Kişinin yaşadığı stres, duygudurum bozuklukları, depresyon gibi sorunlar ağız yaralarına sebep olabilmektedir. Aynı zamanda iltihaplı bağırsak hastalıkları, crohn ve çölyak hastalığı da bu yaraların oluşumuna zemin hazırlar. Nadirde olsa cilt kanserinin belirtileri arasında ağız yaraları da gösterilir. Ağız yaraları, beslenme ve yutkunma gibi durumları engelleyen bir problemdir ve mutlaka tedavi edilmelidir. Yaralar tedavi edildiği takdirde, genellikle 1 veya 2 hafta içerisinde iyileşme gösterir. Peki ağız yaraları için hangi bölüme/ doktora gidilmelidir? İşte detaylar... Ağız yaraları denildiğinde dil, dudak, damak, diş gibi yerlerde gelişebilen yaralardır. Bu yaralar değişik şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Üzeri beyaz, etrafı kırmızı yaralar aftöz ülser olarak bilinir. Aftöz ülserler genellikle ağız içine yerleşir ve bağışıklık sisteminin zayıflığından kaynaklanan bir durumdur. Dudak ve dudağın çevresinde ortaya çıkan yaralar ise uçuktur. Bunlar içi sıvı dolu kabarcıklar olarak kendini gösterir. Ayrıca oldukça ağrılı da olabilmektedirler. Gribal enfeksiyonlarda uçuk çok sık görülen yaralardan biridir. Bir mantar türü olan pamukçuk, özellikle bebeklerde çok sık görülür. Sarı ya da beyaz yumuşak ağrısız lezyonlardır. Bağışıklık sisteminin baskılanmasından kaynaklanır. Bir diğer yara ise sigara kullanımına bağlı olarak gelişen, sarı beyaz renkte üzerine pütürlü lezyonlar olarak ortaya çıkan lökoplaktır. Genellikle dilde ve ağız içinde görülür. Sigara kullanımı kesildiği anda lezyonlarda da iyileşmeye başlar. Birçok türü bulunan ağız yaraları için hangi bölüme gidilmesi gerekildiğini sizler için derledik.. Nedenleri ve Belirtileri Ağız yaraları hem fiziksel hem de psikolojik nedenlerden kaynaklı ortaya çıkabilmektedir. Genetik ve sistematik hastalıklar, vitamin ve mineral eksikliği, ilaç kullanımı, hormonal değişiklikler, besin ve ilaç alerjileri, aşırı sıcak ve soğuk besinlerin tüketilmesi, tütün kullanımı, diş ve diş eti hastalıkları, bağışıklık sisteminin zayıf olması, sert besinlerin tüketilmesi gibi durumlardan dolayı ağız içinde birtakım yaralar oluşabilir. Ağız yaraları belirtileri ise şunlardırAğız içinde kızarıklık ya da beyaz görünümlü yaralarLezyonda iltihaplanmaYaranın olduğu bölgede şişlik, ağrı ve hassasiyetLezyona bağlı ağrı ve batma hissi, konuşma ve çiğnemede güçlükDiş fırçalama sırasında ağrı, acı, kanamaAteşBoğaz ağrısı ve yutkunma güçlüğüAğrı nedeniyle iştahta azalmaAğrı olan bölgede yanma ve karıncalanma hissi Ağız Yaralarına Hangi Bölüm/ Doktor Bakar? Ağız yaraları için hastanelerin dermatoloji cildiye bölümüne başvurulmalıdır. Ağız da görülen yaralara kolaylıkla tanı koyulabilmektedir. Eğer doktor gerek görürse kan testi ve biyopsi gibi tetkiklerde isteyebilir. Aşağıdakiler De İlginizi Çekebilir

ağız çevresinde kızarıklık nasıl geçer