Ehli sünnetin iki itikad imamından biridir. İsmi, Ali bin İsmail’dir. Künyesi, Ebu'l-Hasen'dir. 260 veya 266 (m. 879) senesinde Basra'da doğduDevamını okuyun
Nevahakkında ek bilgi. Kuran’da Enam Suresi 95. ayette geçer. Neva (Nevâ), Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve Yegâh'tan bir oktav tiz olan İtalyan nota sisteminde 3. çizgide gösterilen re perdesidir. Nevâ makâmı basit makamlardan olup, durağı Dügâh perdesidir.
6EN'ÂM-95: (Elmalılı Hamdi Yazır) Allâh o dâneleri, çekirdekleri pörtleten, ölüden diri çıkarır, ve diriden ölü çıkaran, işte size söyliyorum Allâh o, şimdi söyleyin nereden çevriliyorsunuz?
KuranMeali : Türkçe Kuran-ı Kerim Meali ve Anlamı - Meali Kerim. Rabbani Yaklaşım ve Anlayışımızla. Yüce Kur'an'ın Manası ve Mesajı. Hazırlayan: Abdullah Akgül, Ezher Üniversitesi Mezunu. Yorumlayan: Üstat Ahmet Akgül. 1 الْفَاتِحَةِ Fatiha Suresi 7 ayet 2 الْبَقَرَةِ Bakara Suresi 286 ayet 3 اٰلِ
Enâm sûresi Mekke'de nazil olan uzun sûrelerden biridir. Genellikle akîde ve îman esaslarını konu alır. Bu sûre hedef ve gayeleri bakımından, bundan önce geçen ve Medine'de nazil olan Bakara, Âl-i İmrân, Nisa ve Mâide gibi sûrelerden farklıdır. Bu sûre oruç, hac, cezalar ve aile hukuku gibi, müslüman toplumun nizamını
Fast Money. Mekkede nazil olmuş olup, 165 âyettir. 136-138. âyetlerde geçen en’âm kelimesi vesilesi ile bu isim verilmiştir. En’âm İnek, deve, koyun, keçi gibi hayvanların genel adıdır. Böylece bu hayvanlarla alakalı hürafeleri ortadan kaldırmak hedeflenmiş olabilir. Bakara sûresi, Kur’ân’ın uzunca bir özeti olup, usûl ve fürûunu en fazla içeren sûredir. Âl-i İmran, Nisa ve Maide sûreleri Ehl-i kitapla ilgili her türlü meseleyi tafsilatlı olarak ele alırlar. Bakara sûresi Yahudilerin iddialarını çürütmeye özellikle ağırlık verirken Âl-i İmran sûresi, ilk yarısında Hıristiyanların iddialarını iptale daha fazla yer verir. Nisa sûresinin son kısmı Hıristiyanlara karşı deliller ihtiva eder ve sûre boyunca da Bakara sûresinde özet halinde kalan münafıkların iç yüzlerini açıklar. Peşinden gelen Mâide sûresi, Yahudi ve Hıristiyanların bazı münferit iddialarını çürütür. Böylece ilk dört uzun sûrede Ehl-i kitapla ilgili meseleler ele alınınca onları izleyen En’âm sûresinde her türlü kâfir ve müşriklerin iddiaları iptal edilir. En’âm sûresi bizzat tevhide, peşinden gelen A’raf sûresi ise tevhid tarihine ağırlık verir. En’âm sûresi, Bakara sûresinde kısa kısa ele alınan ulûhiyyet, nübüvvet ve meâd âhiret gibi akaid esaslarını beyan eder. Nisâ ve Mâide sûrelerindeki ahkâma, Enfal ve Tevbe sûreleri cihad, münafıklar ve devletler hukuku ile ilgili hükümleri ilave ederler. Böylece Kur’ân’ın üçte biri, böyle bir bütünlük arz ederek tamamlanır. Enam Suresi Bismillahirrahmanirrahim 1-Elhamdu lillahillezi halekas semavati vel arda ve cealez zulumati ven nur, sümmellezine keferu bi rabbihim ya'dilûn. 2-Huvellezi halekakum min tînin summe kada ecela, ve ecelum musemmen indehu sümme entum temterûn. 3-Ve huvellahu fis semavati ve fil ard, ya'lemu sirrakum ve cehrakum ve ya'lemu ma teksibûn. 4-Ve ma te'tihim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu'ridîn. 5-Fe kad kezzebu bil hakki lemma caehum, fe sevfe ye'tihim embau ma kanu bihi yestehziûn. 6-E lem yerav kem ehlekna min kablihim min karnim mekkennahum fil ardi ma lem numekkil lekum ve erselnes semae aleyhim midrara, ve cealnel enhara tecri min tahtihim fe ehleknahum bi zunubihim ve enşe'na mim ba'dihim karnen aharîn. 7-Ve lev nezzelna aleyke kitaben fi kirtasin fe lemesuhu bi eydihim le kalellezine keferu in haza illa sihrum mubîn. 8-Ve kalu lev la unzile aleyhi melek, ve lev enzelna melekel lekudiyel emru sümme la yunzarûn. 9-Ve lev cealnahu melekel le cealnahu raculev ve lelebesna aleyhim ma yelbisûn. 10-Ve le kadistuhzie bi rusulim min kablike fe haka billezine sehiru minhum ma kanu bihi yestehziûn. 11-Kul siru fil ardi sümmenzuru keyfe kane akibetul mukezzibîn. 12-Kul li mem ma fis semavati vel ard, kul lillah, ketebe ala nefsihir rahmeh, le yecmeannekum ila yevmil kiyameti la raybe fih, ellezine hasiru enfusehum fe hum la yu'minûn. 13-Ve lehu ma sekene fil leyli ven nehar, ve huves semiul alîm. 14-Kul e ğayrallahi ettehizu veliyyen fatiris semavati vel ardi ve huve yut'imu ve la yut'am, kul inni umirtu en ekune evvele men esleme ve la tekunenne minel muşrikîn. 15-Kul inni ehafu in asaytu rabbi azabe yevmin azîm. 16-Mey yusraf anhu yevmeizin fe kad rahimeh, ve zalikel fevzul mubîn. 17-Ve iy yemseskellahu bi durrin fe la kaşife lehu illa hu, ve iy yemseske bi hayrin fe huve ala kulli şey'in kadîr. 18-Ve huvel kahiru fevka ibadih, ve huvel hakimul habîr. 19-Kul eyyu şey'in ekberu şehadeh, kulillahu şehidum beyni ve beynekum ve uhiye ileyye hazel kur'anu li unzirakum bihi ve mem belağ, e innekum le teşhedune enne meallahi aliheten uhra, kul la eşhed, kul innema huve ilahuv vahiduv ve inneni berium mimma tuşrikûn 20-Ellezine ateynahumul kitabe ya'rifunehu kema ya'rifune ebnaehum, ellezine hasiru enfusehum fe hum la yu'minûn. 21-Ve men azlemu mimmeniftera alellahi keziben ev kezzebe bi ayatih, innehu la yuflihuz zalimûn. 22-Ve yevme nahşuruhum cemian sümme nekulu lillezine eşraku eyne şurakaukumullezine kuntum tez'umûn. 23-Sümme lem tekun fitnetuhum illa en kalu vallahi rabbina ma kunna muşrikîn. 24-Unzur keyfe kezebu ala enfusihim ve dalle anhum ma kanu yefterûn. 25-Ve minhum mey yestemiu ileyk, ve cealna ala kulubihim ekinneten ey yefkahuhu ve fi azanihim vakra, ve iy yerav kulle ayetil la yu'minu biha, hatta iza cauke yucadiluneke yekulullezine keferu in haza illa esatirul evvelîn. 26-Ve hum yenhevne anhu ve yen'evne anh, ve iy yuhlikune illa enfusehum ve ma yeş'urûn. 27-Ve lev tera iz vukifu alen nari fe kalu ya leytena nuraddu ve la nukezzibe bi ayati rabbina ve nekune minel mu'minîn. 28-Bel bedalehum ma kanu yuhfune min kabl, ve lev ruddu le adu lima nuhu anhu ve innehum le kazibûn 29-Ve kalu in hiye illa hayatuned dünya ve ma nahnu bi meb'usîn. 30-Ve lev tera iz vukifu ala rabbihim, kale e leyse haza bil hakk, kalu bela ve rabbina kale fe zukul azabe bima kuntum tekfurûn. 31-Kad hasirallezine kezzebu bi likaillah, hatta iza caethumus saatu bağteten kalu ya hasratena ala ma ferratna fiha ve hum yahmilune evzarahum ala zuhurihim, e la sae ma yezirûn. 32-Ve mel hayatud dünya illa leibuv ve lehv, ve leddarul ahiratu hayrul lillezine yettekun, e fe la ta'kilûn. 33-Kad na'lemu innehu le yahzunukellezi yekulune fe innehum la yukezzibuneke ve lakinnez zalimine bi ayatillahi yechadûn. 34-Ve le kad kuzzibet rusulum min kablike fe saberu ala ma kuzzibu ve uzu hatta etahum nasruna, ve la mubeddile li kelimatillah, ve le kad caeke min nebeil murselîn 35-Ve in kane kebura aleyke i'raduhum fe inisteta'te en tebteğiye nefekan fil ardi ev sullemen fis semai fe te'tiyehum bi ayeh, ve lev şaellahu le cemeahum alel huda fe la tekunenne minel cahilîn. 36-İnnema yestecibullezine yesmeun, vel mevta yeb'asuhumullahu sümme ileyhi yurceûn. 37-Ve kalu lev la nuzzile aleyhi ayetum mir rabbih, kul innellahe kadirun ala ey yunezzile ayetev ve lakinne ekserahum la ya'lemûn. 38-Ve ma min dabbetin fil ardi ve la tairiy yetiru bi cenahayhi illa umemun emsalukum, ma ferratna fil kitabi min şey'in sümme ila rabbihim yuhşerûn. 39-Vellezine kezzebu bi ayatina summuv ve bukmun fiz zulumat, mey yeşeillahu yudlilh, ve mey yeşe'yec'alhu ala siratim mustekîm. 40-Kul eraeytekum in etakum azabullahi ev etetkumus saatu e ğayrallahi ted'un, in kuntum sadikîn. 41-Bel iyyahu ted'une fe yekşifu ma ted'une ileyhi in şae ve tensevne ma tuşrikûn. 42-Ve le kad erselna ila umemim min kablike fe ehaznahum bil be'sai ved darrai leallehum yetedarraûn. 43-Fe lev la iz caehum be'suna tedarrau ve lakin kaset kulubuhum ve zeyyene lehumuş şeytanu ma kanu ya'melûn. 44-Felemma nesu ma zukkiru bihi fetahna aleyhim ebvabe kulli şey', hatta iza ferihu bima utu ehaznahum bağteten fe iza hum mublisûn. 45-Fe kutia dabirul kavmillezine zalemu, vel hamdu lillahi rabbil âlemîn. 46-Kul eraeytum in ehazellahu sem'akum ve ebsarakum ve hateme ala kulubikum men ilahun ğayrullahi ye'tikum bih, unzur keyfe nusarriful ayati sümme hum yasdifûn. 47-Kul eraeytekum in etakum azabullahi bağteten ev cehraten hel yuhleku illel kavmuz zalimûn. 48-Ve ma nursilul murseline illa mubeşşirine ve munzirin, fe men amene ve asleha fe la havfun aleyhim ve la hum yahzenûn. 49-Vellezine kezzebu bi ayatina yemessuhumul azabu bi ma kanu yefsukûn 50-Kul la ekulu lekum indi hazainullahi ve la a'lemul ğaybe ve la ekulu lekum inni melek, in ettebiu illa ma yuha ileyy, kul hel yestevil a'ma vel besir, e fe la tetefekkerûn. 51-Ve enzir bihillezine yehafune ey yuhşeru ila rabbihim leyse lehum min dunihi veliyyuv ve la şefiul leallehum yettekûn. 52-Ve la tatrudillezine yed'une rabbehum bil ğadati vel aşiyyi yuridune vecheh, ma aleyke min hisabihim min şey'iv ve ma min hisabike aleyhim min şey'in fe tatrudehum fe tekune minez zalimîn. 53-Ve kezalike fetenna ba'dahum bi ba'dil li yekulu e haulai mennellahu aleyhim mim beynina, e leysellahu bi a'leme biş şakirîn 54-Ve iza caekellezine yu'minune bi ayatina fe kul selamun aleykum, ketebe rabbukum ala nefsihir rahmete ennehu men amile minkum suem bi cehaletin sümme tabe mim ba'dihi ve asleha fe ennehu ğafurur rahîm. 55-Ve kezalike nufessilul ayati ve li testebine sebilul mucrimîn. 56-Kul inni nuhitu en a'budellezine ted'une min dunillah, kul la ettebiu ehvaekum kad daleltu izev ve ma ene minel muhtedîn 57-Kul inni ala beyyinetim mir rabbi ve kezzebtum bih, ma indi ma testa'cilune bih, inil hukmu illa lillah, yekussul hakka ve huve hayrul fasilîn 58-Kul lev enne indi ma testa'cilune bihi le kudiyel emru beyni ve beynekum, vallahu a'lemu biz zalimîn. 59-Ve indehu mefatihul ğaybi la ya'lemuha illa hu, ve ya'lemu ma fil berri vel bahr, ve ma teskutu miv verakatin illa ya'lemuha ve la habbetin fi zulumatil ardi ve la ratbiv ve la yabisin illa fi kitabim mubîn. 60-Ve huvellezi yeteveffakum bil leyli ve ya'lemu ma cerahtum bin nehari sümme yeb'asukum fihi li yukda ecelum musemma, sümme ileyhi merciukum sümme yunebbiukum bi ma kuntum ta'melûn 61-Ve huvel kahiru fevka ibadihi ve yursilu aleykum hafezah, hatta iza cae ehadekumul mevtu teveffethu rusuluna ve hum la yuferritûn. 62-Summe ruddu ilellahi mevlahumul hakk, e la lehul hukmu ve huve esraul hasibîn 63-Kul mey yuneccikum min zulumatil berri vel bahri ted'unehu tedarruav ve hufyeh, le in encana min hazihi le nekunenne mineş şakirîn. 64-Kulillahu yuneccikum minha ve min kulli kerbin summe entum tuşrikûn. 65-Kul huvel kadiru ala ey yeb'ase aleykum azabem min fevkikum ev min tahti erculikum ev yelbisekum şiyeav ve yuzika ba'dakum be'se ba'd, unzur keyfe nusarriful ayati leallehum yefkahûn. 66-Ve kezzebe bihi kavmuke ve huvel hakk, kul lestu aleykum bi vekîl 67-Li kulli nebeim mustekarr, ve sevfe ta'lemûn 68-Ve iza raeytellezine yehudune fi ayatina fe a'rid anhum hatta yehudu fi hadisin ğayrih, ve imma yunsiyennekeş şeytanu fe la tak'ud ba'dez zikra meal kavmiz zalimîn. 69-Ve ma alellezine yettekune min hisabihim min şey'iv ve lakin zikra leallehum yettekûn. 70-Ve zerillezinettehazu dinehum leibev ve lehvev ve ğarrathumul hayatud dunya ve zekkir bihi en tubsele nefsum bima kesebet, leyse leha min dunillahi veliyyuv ve la şefi', ve in ta'dil kulle adlil la yu'haz minha, ulaikellezine ubsilu bima kesebu lehum şerabum min hamimiv ve azabun elimum bima kanu yekfurûn. 71-Kul e ned'u min dunillahi ma la yenfeuna ve la yedurruna ve nuraddu ala a'kabina ba'de iz hedanellahu kellezistehvethuş şeyatînu fil erdi hayran, lehu ashabuy yed'unehu ilel hude'tina kul inne hudellahi huvel huda, ve umirna li nuslime li rabbil âlemîn. 72-Ve en ekîmus salate vettekuh, ve huvellezi ileyhi tuhşerûn. 73-Ve huvellezi halekas semavati vel erda bil hakk, ve yevme yekulu kun fe yekun, kavluhul hakk, ve lehul mulku yevme yunfehu fis sur, alimul ğaybi veş şehadeh, ve huvel hakimul habîr. 74-Ve iz kale ibrahimu li ebihi azera etettehizu asnamen aliheh, inni erake ve kavmeke fi dalalim mubîn. 75-Ve kezalike nuri ibrahime melekutes semavati vel erdi ve li yekune minel mukinîn. 76-Felemma cenne aleyhil leylu raa kevkeba, kale haza rabbi, felemma efele kale la uhibbul afilîn. 77-Felemma rael kamera baziğan kale haza rabbi, felemma efele kale leil lem yehdini rabbi le ekunenne minel kavmid dallîn. 78-Felemma raeş şemse baziğaten kale haza rabbi haza ekber, felemma efelet kale ya kavmi inni berium mimma tuşrikûn. 79-İnni veccehtu vechiye lillezi fetaras semavati vel erda hanifev ve ma ene minel muşrikîn. 80-Ve haccehu kavmuh, kale e tuhaccunni fillahi ve kad hedan, ve la ehafu ma tuşrikune bihi illa ey yeşae rabbi şey'a, vesia rabbi kulle şey'in ilma, e fe la tetezekkerûn. 81-Ve keyfe ehafu ma eşraktum ve la tehafune ennekum eşraktum billahi ma lem yunezzil bihi aleykum sultana, fe eyyul ferikayni ehakku bil emn, in kuntum ta'lemûn 82-Ellezine amenu ve lem yelbisu imanehum bi zulmin ulaike lehumul emnu ve hum muhtedûn. 83-Ve tilke huccetuna ateynaha ibrahime ala kavmih, nerfeu deracatim men neşa', inne rabbeke hakimun alîm. 84-Ve vehebna lehu ishaka ve ya'kub, kullen hedeyna, ve nuhan hedeyna min kablu ve min zurriyyetihi davude ve suleymane ve eyyube ve yusufe ve musa ve harun, ve kezalike neczil muhsinîn 85-Ve zekeriyya ve yahya ve isa ve ilyas, kullum mines salihîn. 86-Ve ismaile vel yesea ve yunuse ve luta, ve kullen faddalna alel âlemîn. 87-Ve min abaihim ve zurriyyatihim ve ihvanihim, vectebeyna hum ve hedeynahum ila siratim mustekîm. 88-Zalike hudellahi yehdi bihi mey yeşau min ibadih, ve lev eşraku le habita anhum ma kanu ya'melûn. 89-Ulaikellezine ateynahumul kitabe vel hukme ven nubuvveh, fe iy yekfur biha haulai fe kad vekkelna biha kavmel leysu biha bi kâfirîn. 90-Ulaikellezine hedellahu fe bi hudahumuktedih, kul la es'elukum aleyhi ecra, in huve illa zikra lil âlemîn. 91-Ve ma kaderullahe hakka kadrihi iz kalu ma enzelellahu ala beşerim min şey', kul men enzelel kitabellezi cae bihi musa nurav ve hudel lin nasi tec'alunehu karatise tubduneha ve tuhfune kesira, ve ullimtum ma lem ta'lemu entum ve la abaukum, kulillahu summe zerhum fi havdihum yel'abûn. 92-Ve haza kitabun enzelnahu mubarakum musaddikullezi beyne yedeyhi ve li tunzira ummel kura ve men havleha, vellezine yu'minune bil ahirati yu'minune bihi ve hum ala salatihim yuhafizûn. 93-Ve men azlemu mimmeniftera alellahi keziben ev kale uhiye ileyye ve lem yuha ileyhi şey'uv ve men kale seunzilu misle ma enzelellah, ve lev tera iziz zalimune fi ğameratil mevti vel melaiketu basitu eydihim, ahricu enfusekum, elyevme tuczevne azabel huni bi ma kuntum tekulune alellahi ğayral hakki ve kuntum an ayatihi testekbirûn. 94-Ve le kad ci'tumuna furada kema halaknakum evvele merrativ ve teraktum ma havvelnakum verae zuhurikum, ve ma nera meakum şufeaekumullezine zeamtum ennehum fikum şuraka', le kad tekattaa beynekum ve dalle ankum ma kuntum tez'umûn. 95-İnnellahe falikul habbi ven neva, yuhricul hayye minel meyyiti ve muhricul meyyiti minel hayy, zalikumullahu fe enna tu'fekûn 96-Falikul isbah, ve cealel leyle sekenev veş şemse vel kamera husbana, zalike takdirul azizil alîm. 97-Ve huvellezi ceale lekumun nucume li tehtedu biha fi zulumatil berri vel bahr, kad fassalnel ayati li kavmiy ya'lemûn 98-Ve huvellezi enşeekum min nefsiv vahidetin fe mustekarruv ve mustevda', kad fassalnel ayati li kavmiy yefkahûn. 99-Ve huvellezi enzele mines semai maa, fe ahracna bihi nebate kulli şey'in fe ahracna minhu hadiran nuhricu minhu habbem muterakiba, veminen nahli min tal'iha kinvanun daniyetuv ve cennatim min a'nabiv vez zeytune ver rummane muştebihev ve ğayra muteşabih, unzuru ila semerihi iza esmera ve yen'ih, inne fi zalikum le ayatil li kavmiy yu'minûn. 100-Ve cealu lillahi şurakael cinne ve halekahum ve haraku lehu benine ve benatim bi ğayri ilm, subhanehu ve teala amma yesifûn. 101-Bedius semavati vel ard, enna yekunu lehu veleduv ve lem tekul lehu sahibeh, ve haleka kulle şey', ve huve bi kulli şey'in alîm. 102-Zalikumullahu rabbukum la ilahe illa hu, haliku kulli şey'in fa'buduh, ve huve ala kulli şey'iv vekîl. 103-La tudrikuhul ebsaru ve huve yudrikul ebsar, ve huvel latiful habîr. 104-Kad caekum besairu mir rabbikum fe men ebsara fe li nefsih, ve men amiye fe aleyha, ve ma ene aleykum bi hafîz. 105- Ve kezalike nusarriful ayati ve li yekulu deraste ve li nubeyyinehu li kavmiy ya'lemûn 106-İttebi' ma uhiye ileyke mir rabbik, la ilahe illa hu, ve a'rid anil muşrikîn. 107-Ve lev şaellahu ma eşraku ve ma cealnake aleyhim hafiza, ve ma ente aleyhim bi vekîl. 108-Ve la tesubbullezine yed'une min dunillahi fe yesubbullahe advem bi ğayri ilm, kezalike zeyyenna likulli ummetin amelehum summe ila rabbihim merciuhum fe yunebbiuhum bi ma kanu ya'melûn. 109-Ve aksemu billahi cehde eymanihim le in caethum ayetul le yu'minunne biha, kul innemel ayatu indellahi ve ma yuş'irukum enneha iza caet la yu'minûn. 110-Ve nukallibu ef'idetehum ve ebsarahum kema lem yu'minu bihi evvele merrativ ve nezeruhum fi tuğyanihim ya'mehûn. 111-Ve lev ennena nezzelna ileyhimul melaikete ve kellemmehumul mevta ve haşerna aleyhim kulle şey'in kubulem ma kanu li yu'minu illa ey yeşaellahu ve lakinne ekserahum yechelûn. 112-Ve kezalike cealna li kulli nebiyyin aduvven şeyatînel insi vel cinni yuhi ba'duhum illa ba'din zuhrufel kavli ğurura, ve lev şae rabbuke ma fealuhu fezerhum ve ma yefterûn. 113-Ve li tesğa ileyhi ef'idetullezine la yu'minune bil ahirati ve li yerdavhu ve li yakterifu ma hum mukterifûn. 114-E fe ğayrallahi ebteği hakamev ve huvellezi enzele ileykumul kitabe mufassala, vellezine ateynahumul kitabe ya'lemune ennehu munezzelum mir rabbike bil hakki fe la tekunenne minel mumterîn. 115-Ve temmet kelimetu rabbike sidkav ve adla, la mubeddile li kelimatih, ve huves semiul alîm. 116-Ve in tuti'eksera men fil erdi yudilluke an sebilillah, iy yettebiune illez zanne ve in hum illa yahrusûn 117-İnne rabbeke huve a'lemu mey yedillu an sebilih, ve huve a'lemu bil muhtedîn. 118-Fe kulu mimma zukirasmullahi aleyhi in kuntum bi ayatihi mu'minîn. 119-Ve malekum ella te'kulu mimma zukirasmullahi aleyhi ve kad fassale lekum ma harrame aleykum illa madturirtum ileyh, ve inne kesiral le yudillune bi ehvaihim bi ğayri ilm, inne rabbeke huve a'lemu bil mu'tedîn. 120-Ve zeru zahiral ismi ve batineh, innellezine yeksibunel isme seyuczevne bima kanu yakterifûn. 121-Ve la te'kulu mimma lem yuzkerismullahi aleyhi ve innehu lefisk, ve inneş şeyatîne le yuhune ila evliyaihim li yucadilukum ve in eta'tumuhum innekum le muşrikûn. 122-E ve men kane meyten fe ahyeynahu ve cealna lehu nuray yemşi bihi fin nasi ke mem meseluhu fiz zulumati leyse bi haricim minha, kezalike zuyyine lil kâfirine ma kanu ya'melûn. 123-Ve kezalike cealna fi kulli karyetin ekabira mucrimiha li yemkuru fiha, ve ma yemkurune illa bi enfusihim ve ma yeş'urûn. 124-Ve iza caethum ayetun kalu len nu'mine hatta nu'ta misle ma utiye rusulullah, Allahu a'lemu haysu yec'alu risaleteh, seyusibullezine ecramu sağarun indellahi ve azabun şedidum bima kanu yemkurûn. 125-Fe mey yuridillahu ey yehdiyehu yeşrah sadrahu lil islam, ve mey yurid ey yudillehu yec'al sadrahu dayyikan haracen ke ennema yessa'adu fis sema', kezalike yec'alullahur ricse alellezine la yu'minûn. 126-Ve haza siratu rabbike mustekîma, kad fessalnel ayati li kavmiy yezzekkerûn. 127-Lehum darus selami inde rabbihim ve huve veliyyuhum bima kanu ya'melûn 128-Ve yevme yahşuruhum cemia, ya ma'şeral cinni kadisteksertum minel ins, ve kale evliyauhum minel insi rabbenestemtea ba'duna bi ba'div ve belağna ecelenellezi eccelte lena, kalen naru mesvakum halidine fiha illa ma şaellah, inne rabbeke hakimun alîm. 129-Ve kezalike nuvelli ba'daz zalimine ba'dam bima kanu yeksibûn. 130-Ya ma'şeral cinni vel insi e lem ye'tikum rusulum minkum yekussune aleykum ayati ve yunzirunekum likae yevmikum haza, kalu şehidna ala enfusina ve ğarrathumul hayatud dunya ve şehidu ala enfusihim ennehum kanu kâfirîn. 131-Zalike el lem yekur rabbuke muhlikel kura bi zulmiv ve ehluha ğafilûn. 132-Ve li kullin deracatum mimma amilu, ve ma rabbuke bi ğafilin amma ya'melûn. 133-Ve rabbukel ğaniyyu zur rahmeh, iy yeşa' yuzhibkum ve yestahlif mim ba'dikum ma yeşau kema enşeekum min zurriyyeti kavmin aharîn. 134-İnnema tuadune leativ ve ma entum bi mu'cizîn. 135-Kul ve kavmi'melu ala mekanetikum inni amil, fe sevfe ta'lemune men tekunu lehu akibetud dar, innehu la yuflihuz zalimûn. 136-Ve cealu lillahi mimma zerae minel harsi vel en'ami nesiben fe kalu haza lillahi bi za'mihim ve haza li şurakaina, fe ma kane li şurakaihim fe la yesilu ilellah, ve ma kane lillahi fe huve yesilu ila şurakaihim, sae ma yahkumûn. 137-Ve kezalike zeyyene li kesirim minel muşrikine katle evladihim şurakauhum li yurduhum ve li yelbisu aleyhim dinehum, ve lev şaellahu ma fealuhu fezerhum ve ma yefterûn. 138-Ve kalu hazihi en'amuv ve harsun hicr, la yat'amuha illa men neşau bi za'mihim ve en'amun hurrimet zuhuruha ve en'amul la yezkurunesmellahi aleyheftiraen aleyh, seyeczihim bima kanu yefterûn. 139-Ve kalu ma fi butuni hazihil en'ami halisatul li zukurina ve muharramun ala ezvacina, ve iy yekum meyteten fe hum fihi şuraka', seyeczihim vasfehum, innehu hakimun alîm. 140-Kad hasirallezine katelu evladehum sefehem bi ğayri ilmiv ve harramu ma razekahumullahuftiraen alellah, kad dallu ve ma kanu muhtedîn. 141Ve huvellezi enşee cennatim ma'ruşativ ve ğayra ma'ruşativ ven nahle vez zer'a muhtelifen ukuluhu vez zeytune ver rummane muteşabihev ve ğayra muteşabih, kulu min semerihi iza esmera ve atu hakkahu yevme hasadihi ve la tusrifu innehu la yuhibbul musrifîn 142-Ve minel en'ami hamuletev ve ferşa, kulu mimma razekakumullahu ve la tettebiu hutuvatiş şeytan, innehu lekum aduvvum mubîn. 143-Semaniyete ezvac,mined da'nisneyni ve minel ma'zisneyn,kul az zekerayni harrame emil unseyeyni emmeştemelet aleyhi erhamul unseyeyn, nebbiuni bi ilmin in kuntum sadikîn. 144-Ve minel ibilisneyni ve minel bekarisneyn, kul azzekerayni harrame emil unseyeyni emmeştemelet aleyhi erhamul unseyeyn, em kuntum şuhedae iz vessakumullahu bi haza, fe men azlemu mimmeniftera alellahi kezibel li yudillen nase bi ğayri ilm, innellahe la yehdil kavmez zalimîn. 145-Kul la ecidu fi ma uhiye ileyye muharramen ala taimiy yat'amuhu illa ey yekune meyteten ev demem mesfuhan ev lahme hinzirin fe innehu ricsun ev fiskan uhille li ğayrillahi bih, fe menidturra ğayra bağiv ve la adin fe inne rabbeke ğafurur rahîm. 146-Ve alellezine hadu harramna kulle zi zufur, ve minel bekari vel ğanemi harramna aleyhim şuhumehuma illa ma hamelet zuhuruhuma evil havaya ev mahteleta bi azm, zalike cezeynahum bi bağyihim, ve inna lesadikûn. 147-Fe in kezzebuke fe kur rabbukum zu rahmetiv vasiah, ve la yuraddu be'suhu anil kavmil mucrimîn. 148-Seyekulullezine eşraku lev şaellahu ma eşrakna ve la abauna ve la harramna min şey', kezalike kezzebellezine min kablihim hatta zaku be'sena, kul hel indekum min ilmin fe tuhricuhu lena in tettebiune illez zanne ve in entum illa tahrusûn. 149-Kul fe lillahil huccetul baliğah, fe lev şae le hedakum ecmeîn 150-Kul helumme şuhedaekumullezine yeşhedune ennellahe harrame haza, fe in şehidu fe la teşhed meahum, ve la tettebi' ehvaellezine kezzebu bi ayatina vellezine la yu'minune bil ahirati ve hum bi rabbihim ya'dilûn. 151-Kul tealev etlu ma harrame rabbukum aleykum ella tuşriku bihi şey'a, ve bil valideyni ihsana, ve la taktulu evladekum min imlak, nahnu nerzukukum ve iyyahum, ve la takrabul fevahişe ma zahera minha ve ma betan, ve la taktulun nefselleti harramellahu illa bil hakk, zalikum vessakum bihi leallekum ta'kilûn. 152-Ve la takrabu malel yetimi illa billeti hiye ahsenu hatta yebluğa eşuddeh, ve evful keyle vel mizane bil kist, la nukellifu nefsen illa vus'aha, ve iza kultum fa'dilu ve lev kane za kurba, ve bi ahdillahi evfu zalikum vassakum bihi leallekum tezekkerûn. 153-Ve enne haza sirati mustekîmen fettebiuh, ve la tettebius subule fe teferraka bikum an sebilih, zalikum vassakum bihi leallekum tettekûn. 154-Summe ateyna musel kitabe temamen alellezi ahsene ve tefsilel likulli şey'iv ve hudev ve rahmetel leallehum bi likai rabbihim yu'minûn. 155-Ve haza kitabun enzelnahu mubarakun fettebiuhu vetteku leallekum turhamûn. 156-En tekulu innema unzilel kitabu ala taifeteyni min kablina ve in kunna an dirasetihim leğafilîn. 157-Ev tekulu lev enna unzile aleynel kitabu le kunna ehda minhum, fe kad caekum beyyinetum mir rabbikum ve hudev ve rahmeh, fe men azlemu mimmen kezzebe bi ayatillahi ve sadefe anha seneczillezine yasdifune an ayatina suel azabi bi ma kanu yasdifûn. 158-Hel yenzurune illa en te'tiyehumul melaiketu ev ye'tiye rabbuke ev ye'tiye ba'du ayati rabbik, yevme ye'ti ba'du ayati rabbike la yenfeu nefsen imanuha lem tekun amenet min kablu ev kesebet fi imaniha hayra, kulinteziru inna muntezirûn. 159-İnnellezine ferreku dinehum ve kanu şiyeal leste minhum fi şey', innema emruhum ilellahi summe yunebbiuhum bima kanu yef'alûn. 160-Men cae bil haseneti fe lehu aşru emsaliha, ve men cae bis seyyieti fe la yucza illa misleha ve hum la yuzlemûn. 161-Kul inneni hedani rabbi ila siratim mustekîm, dinen kiyemem millete ibrahime hanifa, ve ma kane minel muşrikîn. 162-Kul inne salati ve nusuki ve mahyaye ve memati lillahi rabbil âlemîn. 163-La şerike leh, ve bi zalike umirtu ve ene evvelul muslimîn. 164-Kul e ğayrallahi ebği rabbev ve huve rabbu kulli şey', ve la teksibu kullu nefsin illa aleyha, ve la teziru vaziratuv vizra uhra, summe ila rabbikum merciukum fe yunebbiukum bima kuntum fihi tahtelifûn. 165-Ve huvellezi cealekum halaifel erdi ve rafea ba'dakum fevka ba'din deracatil li yebluvekum fi ma atakum, inne rabbeke seriul ikabi ve innehu le ğafurur rahîm. Enam suresi baksa bir siteden alintidir….Doğru yazilip yazilmadigini kontrol etmedim. Surei şerifei enamın Okuma usulu Asagidaki okuma usulu yuakrda yazili olan enam suresinin ayet sirasina göre yazilmistir. 1 - 7 kere tekrar edilir 2 - sonunda durup 15 kere “ ve üfevvizu emri ilallah innallahe basirun bil ibad ayeti okunucak 17 ve 18. ayetler 7 ser kere tekrar edilicek. 4- 61 ve 62 . ayetler 7 kere tekrar edildikten sonra 15 kere “ ve üfevvizu emri illallah innallahe basirun bil ibad okunur. 5- 7 kere tkrar edilir 6- 83den kadar 5 ayet 7 kere okunur ve arkasndan 15 kere Rabbena Atina min ledünke rahmetan ve heyyi’lena min emrina reşeda bi hürmeti ha üla-i ve bi hürmeti seyyidina ve nebiyyina ve resulina ve habbina ve Mevlana ve şefi-ina ve nuri ebsarina ve kurrete e'yunina muhammedin aleyhis salatü vesselam denir. 7- 7 defa okunur ve arkasindan 40 kere iyyake nabüdü ve iyyake nestain 40 kere de Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala cemi-il enbiyai vel mürselin denir 95 ve 96 .ayetler 7 kere tekrar edilir 9- 7 kere okunur 10- 124. ayettin Ve iza caethüm ayetün kalu len nü'mine hatta nü'ta misle ma utiye rusülüllah* a kadar okunur ve burada 7 kere İlahi menillezi de-ake felem tücibhü ve menillezis teane bike felemtuinhü ve menillezis tecareke bike felem tücirhü ve menillezis tecareke felem tücirhü ve menillezi tevekkele aleyke felem tekfihü ve menillezis teğase bike felem tuğishü ve menillezi sele ke felem tu’tihü va ğavsah va ğavsah va ğavsah esteğisu eğisna ya ğayyasel müsteğisin vakdı haceti vakdı havaicene ve havaices sailin bi hakkı hürmeti kuranel azim ve bi hurmeti resulükel kerim ilahena ifal bina ma ente ehlühü vela tefal bina ma nahnü ehlühü inneke ehlüt takva ve ehlül mağfireti ve ene ehlüz zünubi vel hataya vağfir lena birahmetike ya erhamerrahimin …denildikten sonra olan “Allahü a'lemü haysü yec'alü risaleteh* seyüsıybüllezıne ecramu sağarun ındellahi ve azabün şedıdüm bima kanu yemkürun” 7 kere 15 kere Ve üfevvizu emri ilallah innallahe basirün bil ibad okunur. 11- 7 kere tekrar edilir. 12- 7 kere tekrar edilir 1 7 kere okunur. 14- Son ayet 7 kere tekrar bundan sonra 3 kere asagidaki dua okunur. Bismillahirrahmanirrahim. Allahümme ya serial hisab ya şeddel ikab ya gafur ya rahim ya halika küllü şeyin ya fatires semavati vel falikal habbi ven neva ya falikal ısbah ya baisel ervah ya zel cudi ves simah ya müfettihal ebvab ya müsebbibel esbab ya müsehhiles sıab ya müdevvirel felikid devvar ya mukallibel kulubi vel ebsar ya rafias seyyiat ya kafiyel muhimmat ya mu’tiyel mesulat ya samial asvat ya kaziyel hacat ya mücibed daavat ya mukilel asurat ya muhyilemvat ya nurel ardi ves semavat ya hayyü ya kayyum ya malikel mülk ya zelcelali vel ikram birahmetike ya erhamerrahimin vakzı haceti fi hazihis saati ve hacati cemil mü’minine vel mü’minat Allahümme inni eselüke min mucibatı rahmetike ve azaimi mağfiretike vel ganimeti min külli berrin ves selameti min külli fücurin vel ismeti min küll, senbin. Allahümme tedu li senben ila gafertehu vela hemen illa ferectehı vela marasan illa şefeytühü vela deynen illa kazeytühü vela retkan illa fetaktahu vela fasiden illa aslahtehu vela ahcetimin havaicüd dünya vel ahreti illa kazaytena ya vasial mağfireti ya vasial mağfireti ya vasial mağfireti ığfirli bifadlike ve keremike ya erhamerrahimin … 15 kere Ve üfevvizu emri ilallah innallahe basirün bil ibad 15 kere Rabena Atina min ledünke rahmeten ve heyyi’lena min emrina reşide Allahümme bicahi sahibül vesileti seyyidina ve nebiyyina ve şefiina ve habibina ve hamina ve nuri ehsarina ve kurr ete uyunina muhammedin akzi haceti ve hassil müradi deyip secdeye var ve secdede rabbime siginarak istekleirni dileklerini dile. Surei enamin bu sekilde 3 veya 7 gun okuyanin dileginin olmamasinin mümkünati yoktur. Surei Enamin havas ve faydalari Tesiri çok çabuk zuhur eden her iki tarafi son derece keskin bir olan her türlü murad için okunursa cok kisa zamanda istenilen sey kabul musallatlar yapilan celpler kahr icin yapilanlar okunan bedudalar zalimlere karsi hastaliklarin şifasi fakirlikten kurtulmak hapisten esaretten kurtulmak bekarliktan kurtulmak için okunur. Cinnet sara ümmü subyan felc kanser gibi hastaliklar icin itikadi tam ve ihlas bir kalp ile ruh ve iman gucunu artirarak cenabi hakk dan şifa ve yardim istenilirse cenabi hakk kendsine acilan elleri boş şifasini nail eyler. Bu surei okumak seklindeki gibi okumayi gunde 1 kere adet haline getirirse yasayacagi her guzelligi her niyeti herseyi kendi gözleriyle surenin her ayeti birer hazinedir. 1 – Surei enami arasinda dunya kelami konuşmadan 2 rekat Allah rizasi için namaz kiliarak cenabi hakk dan dilegini isteynin elleri bos cevrilmez..O ayicinde her bela serden zalimden korkulairndan dertlerinden kurtulur rabbimn o kişiyi korur. 2- Gece uyumadan önce okuyan kisi her turlu bela ve serden emin olur Rabbimin izni ile yangindan selden baskindan akla gelen gelmeyen her nevi fenaliktan hasil olur. 3-Bu surenin sabah akşam 7 kere okuyup ellerini yüzüne ve bütün vucuduna süren kimse her turlu maddi elem agri ve ızdıraplardan hasil hased edenlerden kin güdenlerden fitnelerden zalimlerin serlerinden kötuluklerinden korunur. 4- kerimeyi ters ve zalim bir adamin yuzune akrsi 8-10 kere okunursa o kimse okuyana karsi terslik yapamaz şiddet de gösteremez .Mahkemede hakimin yuzune karsı devamli okumaya devam ederse hakim onun aleyhine hukum evrmezAgrıyan yere elini koyup 15 kere okursa agrisi geçer. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki “Bir kimse, sabah namazını cemaatle kıldıktan sonra, En'âm sûresinin başındaki üç âyet-i okursa, Allahü teâlâ, o kimse için yetmiş bin melek vazîfelendirir, bunlar kıyâmete kadar o kimse için istigfâr ederler.” “Kim En'âm sûresini, arasına dünya kelâmı sokmadan okursa, Allahü teâlâ o kimsenin geçmiş günahlarını affeder.” “Hâlis bir niyetle kılınan iki rek'at namazda, Fâtihadan sonra En'âm sûresini okuyan, her türlü tehlikelerden korunur.” “Kim En'âm sûresini gece ve gündüz okursa, yetmiş bin melek ona istigfâr eder ve onun için af diler.” Hazret-i Ömer buyurdu ki "En'âm sûresi Kur'ân-ı kerîmin en fazîletli sûrelerinden biridir." İmâm-ı Şâfiî buyurdu ki "Her kim sabah ve akşam sûre-i En'âm'ın başındaki üç âyetini yedişer defa okuyup ellerine üfleyerek vücûdunu mesh ederse, hastalık ve ağrılardan emin olur." Devami gelicek…. Daha eklentiler yapicam arkadaslar bu sure le ilgili cok fazla havasi fazileti mevcut. yazmakla bitmiyor.....Bu sure cok tesirli ve guclu bir suredir...herkesin uygulamayi yapmasini gercekten de isterim..faziletleri cok cok fazladir...Ve konuyu diger arkadaslairnda uygulayabilmesi icn yasin suresindeki gibi guncel tutmanizi sizlerden önemle rica
En’âm süresi kaç ayetten oluşur? Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla. Hz. Peygamber zamanından beri sadece “el-Enâm” adıyla anılmıştır. Enam suresinin ayet sayısı 165 âyetten oluşur. Mushaftaki sıralamada 6. iniş sırasına göre 55. sûredir. Hicr sûresinden sonra, Sâffât sûresinden önce Mekke’de nâzil olmuştur. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. Bazı görüşlere göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. Lakin tamamına yakınının Mekke’de indiği hususunda ittifak vardır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir. Sûrede başlıca tevhide, adalete, peygamberliğe, ahirete dair meseleler ile küfrün ve batıl inançların reddi ve bazı temel ahlâk kuralları konu edilmektedir. Peki Enam suresi kaçıncı cüz diye merak ediyorsanız. Mukaddes Kur’anı Kerim 30. cüzden oluşur. Enam suresi 7. cüzde yer almaktadır. Abdullah b. Ömer’e ulaşan bir rivayete göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur “Enâm sûresi bana toplu olarak indi. melek tesbih ve hamd sözleriyle bu sûrenin inişine eşlik etti” Abdullah b. Abbas’tan aktarılan bir rivayette de Mekke’de “bir defada” indiği teyit edilmiştir. Ancak birkaç âyetinin Medine’de indiğine dair görüşler de vardır. Fazileti Faziletine ilişkin bazı rivayetler nakledilmiştir. Bu sûrenin inişine meleğin eşlik ettiğini bildiren yukarıdaki hadis bunlardan biridir. Başka bir rivayette Hz. Ömer’in, “Enâm sûresi Kur’an’ın seçkin sûrelerinden biridir” dediği Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 17 ve faziletini önemle vurguladığı; Hz. Ali’nin de okuyan kimsenin Allah’ın rızâsını kazanacağını ifade ettiği yolunda rivayetler vardır Bismillâhirrahmânirrahîm gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Böyle iken inkâr edenler başka şeyleri Rablerine denk tutuyorlar. öyle bir Rab’dır ki, sizi çamurdan yaratmış, sonra her birinize bir ecel tayin etmiştir. Kıyametin kopması için belirlenmiş bir ecel de O’nun katındadır. Siz ise hâlâ şüphe ediyorsunuz. 3. Hâlbuki O, göklerde de Allah’tır, yerde de. Sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da. Sizin daha ne kazanacağınızı da bilir. 4. Onlara Rablerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki ondan yüz çevirmesinler. hak Kur’an kendilerine gelince onu yalanladılar. Fakat alay ettikleri şeyin haberleri kendilerine ilerde gelecektir. önce nice nesilleri helâk ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkân ve iktidarı onlara vermiştik. Onlara bol bol yağmur yağdırmıştık. Topraklarından nehirler akıttık. Sonra da günahları sebebiyle onları helâk ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik. 7. Ey Muhammed! Eğer sana kâğıda yazılı bir kitap indirseydik, onlar da elleriyle ona dokunsalardı, yine o inkâr edenler, “Bu, apaçık büyüden başka bir şey değildir” diyeceklerdi. de dediler ki “Ona açıktan göreceğimiz bir melek indirilse ya!” Eğer öyle bir melek indirseydik artık iş bitirilmiş olurdu, sonra da kendilerine göz açtırılmazdı. Hemen helâk edilirlerdi. onu Peygamberi bir melek kılsaydık yine onu bir adam suretinde yapardık ve onları yine içinde bulundukları karmaşaya düşürmüş olurduk. 10.Ey Muhammed! Andolsun, senden önce de birçok peygamber alaya alınmıştı da onlarla alay edenleri, alay ettikleri şey kuşatıp mahvetmişti. ki “Yeryüzünde gezin dolaşın da Peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl olmuş bir görün.” ki “Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?” “Allah’ındır” de. O, merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar. 13. Gece ve gündüzde barınan her şey O’nundur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. ki “Göklerin ve yerin yaratıcısı olan, beslediği hâlde beslenmeye ihtiyacı olmayan Allah’tan başkasını mı dost edineceğim.” De ki “Bana, Allah’a teslim olanların ilki olmam emredildi ve sakın Allah’a ortak koşanlardan olma denildi.” 15. De ki “Ben Rabbime isyan edersem gerçekten, büyük bir günün kıyamet gününün azabından korkarım.” 16.O günün azabı kimden savuşturulursa, gerçekten Allah ona acımıştır. İşte bu apaçık kurtuluştur. 17. Şayet Allah sana bir zarar dokundursa, bunu O’ndan başka giderecek yoktur. Fakat sana bir hayır dokunduracak olsa onu da kimse gideremez. Bil ki O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. 18. O, kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sahibidir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyden hakkıyla haberdardır. ki “Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki “Allah benimle sizin aranızda şahittir. İşte bu Kur’an bana, onunla sizi ve eriştiği herkesi uyarayım diye vahyolundu. Gerçekten siz mi Allah ile beraber başka ilâhlar olduğuna şahitlik ediyorsunuz?” De ki “Ben şahitlik etmem.” De ki “O, ancak tek bir ilâhtır ve şüphesiz ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.” kitap verdiklerimiz, onu Peygamberi kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar. 21. Kim Allah’a karşı yalan uydurandan, ya da O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zalimdir? Şüphesiz ki, zalimler kurtuluşa eremez. 22. Onları tümüyle mahşere toplayıp da Allah’a ortak koşanlara, “Nerede, ilâh olduklarını iddia ettiğiniz ortaklarınız?” diyeceğimiz günü hatırla. onların manevraları, “Rabbimiz Allah’a andolsun ki biz O’na ortak koşanlar değildik” demelerinden başka bir şey olmayacaktır. 24. Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve iftira edip durdukları şeyler uydurma ilâhları onları nasıl yüzüstü bırakıp kayboluverdi? 25. İçlerinden, Kur’an okurken seni dinleyenler de var. Onu anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler gereriz, kulaklarına ağırlık koyarız. Her türlü mucizeyi görseler de onlara inanmazlar. Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkâr edenler, “Bu Kur’an evvelkilerin masallarından başka bir şey değil” derler. 26. Onlar başkalarını ondan Kur’an’dan alıkoyarlar, hem de kendileri ondan uzak kalırlar. Onlar farkına varmaksızın, ancak kendilerini helâk ediyorlar. 27. Ateşin karşısında durdurulup da, “Ah, keşke dünyaya geri döndürülsek de Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve mü’minlerden olsak” dedikleri vakit hâllerini bir görsen! 28. Hayır, bu yakınmaları daha önce gizlemekte oldukları şeyler onlara göründü de ondan. Eğer çevrilselerdi, elbette kendilerine yasaklanan şeylere yine döneceklerdi. Şüphesiz onlar yalancıdırlar. 29. Derler ki “Hayat ancak dünya hayatımızdır. Artık biz bir daha diriltilecek de değiliz.” 30. Rab’lerinin huzurunda durduruldukları vakit hâllerini bir görsen! Allah diyecek ki “Nasıl, şu dirilmek gerçek değil miymiş?” Onlar, “Evet, Rabbimize andolsun ki, gerçekmiş” diyecekler. Allah, “Öyleyse inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı!” diyecek. 31. Allah’ın huzuruna çıkmayı yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramıştır. Nihayet onlara ansızın o saat kıyamet gelip çatınca, bütün günahlarını sırtlarına yüklenerek, “Hayatta yaptığımız kusurlardan ötürü vay hâlimize!” diyecekler. Dikkat edin, yüklendikleri günah yükü ne kötüdür! hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? 33. Ey Muhammed! Biz çok iyi biliyoruz ki söyledikleri elbette seni incitiyor. Onlar gerçekte seni yalanlamıyorlar; fakat o zalimler Allah’ın âyetlerini inadına inkâr ediyorlar. ki, senden önce de birçok Peygamberler yalanlanmıştı da onlar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı sabretmişler ve nihayet kendilerine yardımımız yetişmişti. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek bir güç de yoktur. Andolsun peygamberler ile ilgili haberlerin bir kısmı sana gelmiş bulunuyor. 35. Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse; bir delik açıp yerin dibine inerek, yahut bir merdiven kurup göğe çıkarak onlara bir mucize getirmeye gücün yetiyorsa durma, yap! Eğer Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzere toplardı. O hâlde, sakın cahillerden olma. 36.Davete, ancak bütün kalpleriyle kulak verenler uyar. Kalben ölüleri ise yalnızca Allah diriltir. Sonra da hepsi O’na döndürülürler ki “Ona Rabbinden bir mucize indirilse ya!” Ey Muhammed! De ki “Şüphesiz Allah’ın, bir mucize indirmeğe gücü yeter. Fakat onların çoğu bilmiyor.” gezen her türlü canlı ve gökte iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. yalanlayanlar, karanlıklar içerisindeki birtakım sağırlar ve dilsizlerdir. Allah, kimi dilerse onu şaşırtır. Kimi de dilerse onu dosdoğru yol üzere kılar. 40. Ey Muhammed! De ki “Söyleyin bakalım. Acaba size Allah’ın azabı gelse veya size kıyamet saati gelip çatsa böyle bir durumda siz Allah’tan başkasını mı çağırırsınız? Eğer putların size yararı dokunduğu iddianızda doğru söyleyenlerseniz haydi onları yardıma çağırın. Bu durumda yalnız O’na dua edersiniz, O da dilerse kurtulmak için dua ettiğiniz sıkıntıyı giderir ve siz o an Allah’a ortak koştuklarınızı unutursunuz.” senden önce birtakım ümmetlere de peygamberler gönderdik. Peygamberlerini dinlemediler. Sonunda, yalvarsınlar da tövbe etsinler diye onları şiddetli yoksulluk ve darlıklarla yakaladık. 43. Hiç olmazsa onlara azabımız geldiği zaman yakarıp tövbe etselerdi ya.. Fakat onu yapmadılar kalpleri katılaştı. Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü göstermişti. onlar kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, önce üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Sonra kendilerine verilenle sevinip şımardıkları sırada, onları ansızın yakaladık da bir anda tüm ümitlerini kaybedip yıkıldılar. 45. Böylece zulmeden o toplumun kökü kesildi. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. ki “Ne dersiniz, eğer Allah sizin kulağınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi de mühürlerse, Allah’tan başka onu size geri getirecek ilâh kimmiş?” Bak, biz âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz, sonra onlar nasıl yüz çeviriyorlar? 47. De ki “Ne dersiniz, Allah’ın azabı size beklenmedik bir anda veya açıktan açığa gelse, zalimler toplumundan başkası mı helâk edilecek?” peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir. yalanlayanlara ise, yapmakta oldukları fasıklık sebebiyle azap dokunacaktır. ki “Ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size Ben bir meleğim’ de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum.” De ki “Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?” için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi bulunmaksızın, Rab’lerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar diye, onunla Kur’an ile uyar. rızasını isteyerek sabah akşam O’na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun. insanların bazısını bazısı ile denedik ki, “Allah, aramızdan şu adamları mı iman nimetine lâyık gördü?” desinler. Allah, şükreden kullarını daha iyi bilen değil mi? iman edenler sana geldikleri zaman, de ki “Selâm olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti merhameti yazdı. Şöyle ki Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse bilmiş olun ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” yolu da açığa çıksın diye âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız. ki “Sizin, Allah’tan başka ibadet ettiğiniz şeylere ibadet etmem bana kesinlikle yasaklandı. Ben sizin arzularınıza uymam. Uyarsam o takdirde sapmış olurum, hidayete erenlerden olmam.” ki “Şüphesiz ben, Rabbimden gelen kesin bir belge üzereyim. Siz ise onu yalanladınız. Sizin acele istediğiniz azap benim elimde değil. Hüküm yalnızca Allah’a aittir. O, hakkı anlatır. O, hakkı batıldan ayırt edenlerin en hayırlısıdır.” ki “Sizin acele istediğiniz azap şayet benim elimde olsaydı, benimle sizin aranızda iş elbette bitirilmiş olurdu.” Allah, zalimleri daha iyi bilir. anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta Allah’ın bilgisi dâhilinde, Levh-i Mahfuz’da olmasın. 60. O, geceleyin sizi ölü gibi kendinizden geçirip alan uyutan ve gündüzün kazandıklarınızı bilen, sonra da belirlenmiş eceliniz tamamlanıncaya kadar gündüzleri sizi tekrar diriltendir uyandırandır. Sonra dönüşünüz yalnız O’nadır. Sonra O, işlemekte olduklarınızı size haber verecektir. kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit görevli elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler. 62. Sonra hepsi, gerçek sahipleri Allah’a döndürülürler. İyi bilin ki hüküm yalnız O’nundur. O, hesap görenlerin en çabuğudur. 63. De ki “Sizler, açıktan ve gizlice O’na Eğer bizi bundan kurtarırsa, elbette şükredenlerden olacağız’ diye dua ederken, sizi karanın ve denizin karanlıklarından tehlikelerinden kim kurtarır?” ki “Onlardan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarır. Ama siz yine de O’na ortak koşuyorsunuz.” 65. De ki “O, size üstünüzden gökten veya ayaklarınızın altından yerden bir azap göndermeğe, ya da sizi grup grup birbirinize düşürmeğe ve kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya gücü yetendir.” Bak, anlasınlar diye, âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz. 66. O Kur’an hak olduğu hâlde, kavmin onu yalanladı. De ki “Ben size vekil sizden sorumlu değilim.” 67. Her haberin gerçekleşeceği bir zamanı vardır. İleride bileceksiniz. hakkında dedikoduya dalanları gördüğün vakit başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüz çevir, uzaklaş. Şayet şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra kalk, o zalimler grubu ile beraber oturma. karşı gelmekten sakınanlara, onların hesabından bir şey sorumluluk yoktur. Fakat üzerlerine düşen bir hatırlatmadır. Belki sakınırlar. oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak. Hiç kimsenin kazandığı yüzünden mahrumiyete sürüklenmemesi için Kur’an ile öğüt ver. Yoksa ona Allah’tan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi. Kurtuluşu için her türlü fidyeyi verse de bu ondan kabul edilmez. İşte onlar kazandıkları yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. Küfre saplanıp kalmalarından dolayı onlara çılgınca kaynamış bir içecek ve elem dolu bir azap vardır. 71. De ki “Allah’ı bırakıp da bize faydası olmayan, zararı da dokunmayan şeylere mi tapalım? Allah, bizi hidayete kavuşturduktan sonra gerisingeri şirke mi döndürülelim? Arkadaşları bize gel!’ diye doğru yola çağırdıkları hâlde, yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşıp şeytanların ayarttığı kimse gibi mi olalım?” De ki “Hiç şüphesiz asıl doğru yol Allah’ın yoludur. Bize âlemlerin Rabbine boyun eğmek emrolundu.” de, bize, “Namazı dosdoğru kılın ve Allah’a karşı gelmekten sakının” diye emrolundu. O, huzurunda toplanacağınız Allah’tır. gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak yaratandır. Allah’ın “ol” deyip de her şeyin oluvereceği günü hatırla. O’nun sözü gerçektir. Sûr’a üflendiği gün de mülk hükümranlık O’nundur. Gaybı da, görülen âlemi de bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyden hakkıyla haberdardır. 74. Hani İbrahim, babası Âzer’e, “Sen putları ilâh mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum” demişti. 75. İşte böylece İbrahim’e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun. gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi. doğarken görünce de, “İşte Rabbim!” dedi. Ay da batınca, “Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse, mutlaka ben de sapıklardan olurum” dedi. doğarken görünce de, “İşte benim Rabbim! Bu daha büyük” dedi. O da batınca kavmine dönüp, “Ey kavmim! Ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” dedi. 79. “Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.” onunla tartışmaya girişti. Dedi ki “Beni doğru yola iletmişken, Allah hakkında benimle tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? Hem sizin O’na ortak koştuklarınızdan ben korkmam; ancak Rabbimin bir şey dilemiş olması başka. Rabbimin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?” 81. “Allah’ın, size, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O’na ortak koşmaktan korkmuyorsunuz da, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden ne diye korkayım? Öyle ise iki taraftan hangisi güvende olmaya daha lâyıktır? Eğer biliyorsanız söyleyin.” 82. İman edip de imanlarına zulmü şirki bulaştırmayanlar var ya; işte güven onların hakkıdır. Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır. kavmine karşı İbrahim’e verdiğimiz delillerimiz.. Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. 84. Biz ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik. Hepsini hidayete erdirdik. Daha önce Nûh’u da hidayete erdirmiştik. Zürriyetinden Dâvud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yûsuf’u, Mûsâ’yı ve Hârûn’u da. İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. Yahya’yı, İsa’yı, İlyas’ı doğru yola erdirmiştik. Bunların hepsi salih kimselerden idi. Elyasa’ı, Yûnus’u ve Lût’u da doğru yola erdirmiştik. Her birini âlemlere üstün kılmıştık. 87. Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bir kısmını da. Bütün bunları seçtik ve bunları dosdoğru bir yola ilettik. bu, Allah’ın hidayetidir ki, kullarından dilediğini buna iletip yöneltir. Eğer onlar da Allah’a ortak koşsalardı, bütün yaptıkları boşa gitmişti. kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar inanmayanlar bunları tanımayıp inkâr ederlerse, biz onları inkâr etmeyecek olan bir kavmi, onlara vekil kılmışızdır. 90. İşte, o peygamberler, Allah’ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Ey Muhammed! Sen de onların tuttuğu yola uy. De ki “Bu tebliğe karşı sizden bir ücret istemiyorum. O Kur’an, bütün âlemler için ancak bir uyarıdır.” 91. Allah’ın kadrini gereği gibi bilemediler. Çünkü, “Allah, hiç kimseye hiçbir şey indirmedi” dediler. De ki “Mûsâ’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği, parça parça kâğıtlar hâline koyup ortaya çıkardığınız, pek çoğunu ise gizlediğiniz; kendisiyle sizin de, babalarınızın da bilmediği şeylerin size öğretildiği Kitab’ı kim indirdi?” Ey Muhammed! “Allah” indirdi de, sonra bırak onları, içine daldıkları batakta oynayadursunlar. 92. İşte bu Kur’an da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri ilâhî kitapları tasdik eden ve şehirler anasını Mekke’yi ve bütün çevresini tüm insanlığı uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır. Ahirete iman edenler, ona da inanırlar. Onlar namazlarını vaktinde kılarlar. karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, “Bana vahyolundu” diyen, ya da “Allah’ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim” diye laf eden kimseden daha zalim kimdir? Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, “Haydi canlarınızı kurtarın! Allah’a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve O’nun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız” diyecekleri zaman hâllerini bir görsen! sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geldiniz. Size verdiğimiz dünyalık nimetleri de arkanızda bıraktınız. Hani hakkınızda Allah’ın ortakları olduğunu zannettiğiniz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz? Artık aranızdaki bağlar tamamen kopmuş ve Allah’ın ortağı olduklarını iddia ettikleriniz, sizi yüzüstü bırakıp kaybolmuşlardır. Allah, taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır. Diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur Allah! Peki O’ndan nasıl çevriliyorsunuz? karanlığı yarıp sabahı çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı da ince birer hesap ölçüsü kıldı. Bütün bunlar mutlak güç sahibinin, hakkıyla bilenin takdiridir ölçüp biçmesidir. sayelerinde, kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır. Bilen bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık. sizi bir tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır. gökten su indirendir. İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarıp onlardan yeşillik meydana getirir ve o yeşil bitkilerden, üst üste binmiş taneler, -hurma ağacının tomurcuğunda da aşağıya sarkmış salkımlar- üzüm bahçeleri, zeytin ve nar çıkarırız Her biri birbirine benzer ve her biri birbirinden farklı. Bunların meyvesine, bir meyve verdiği zaman, bir de olgunlaştığı zaman bakın. Şüphesiz bunda inanan bir topluluk için Allah’ın varlığını gösteren ibretler vardır. de cinleri Allah’a birtakım ortaklar yaptılar. Oysa onları O yarattı. Bilgisizce Allah’a oğullar ve kızlar da uydurdular. O, onların niteledikleri şeylerden uzaktır, yücedir. gökleri ve yeri örnekleri yokken yaratandır. O’nun bir eşi olmadığı hâlde, nasıl bir çocuğu olabilir? Hâlbuki her şeyi O yarattı. O, her şeyi hakkıyla bilendir. sizin Rabbiniz Allah. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O’na kulluk edin. O, her şeye vekil her şeyi yöneten, görüp gözetendir. O’nu idrak edemez ama O, gözleri idrak eder.” O, en gizli şeyleri bilendir, her şeyden hakkıyla haberdar olandır. size gerçekleri gösteren deliller geldi. Artık kim gözünü açar hakkı idrak ederse kendi yararına, kim de hakkın karşısında körlük ederse kendi zararınadır. Ben başınızda bekçi değilim. “Sen iyi ders almışsın” desinler diye ve bir de bilen bir toplum için onu Kur’an’ı açıklayalım diye âyetleri değişik biçimlerde işte böylece açıklıyoruz. Muhammed! Sen, Rabbinden sana vahyedilene uy. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Allah’a ortak koşanlardan yüz çevir. dileseydi ortak koşmazlardı. Biz seni onların başına bir bekçi yapmadık. Sen onlara vekil onlardan sorumlu da değilsin. Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah’a söverler. Böylece her ümmete yaptıklarını süslü gösterdik. Sonra dönüşleri ancak Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir. kendilerine başka bir mucize gelirse, mutlaka ona inanacaklarına dair en güçlü yeminleriyle Allah’a yemin ettiler. De ki “Mucizeler ancak Allah katındadır. O mucizeler geldiği vakit de inanmayacaklarını siz ne bileceksiniz?” onların kalplerini ve gözlerini ters döndürürüz de ilkin ona iman etmedikleri gibi mucize geldikten sonra da inanmazlar ve yine onları azgınlıkları içinde bırakırız da bocalar dururlar. 111. Biz onlara melekleri de indirseydik, kendileriyle ölüler de konuşsaydı ve her şeyi karşılarında hakikatın şahidleri olarak toplasaydık, Allah dilemedikçe yine de iman edecek değillerdi. Fakat onların çoğu bilmiyorlar. böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. O hâlde, onları iftiralarıyla baş başa bırak. 113. Bir de şeytanlar, ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye bu fısıldamayı yaparlar. 114.“Size Kitab’ı Kur’an’ı hak olarak indiren O iken ben Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım?” de. Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O hâlde, sakın şüphecilerden olma. kelimesi Kur’an doğruluk ve adalet bakımından tamdır. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. 116. Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar. 117. Şüphesiz senin Rabbin, yolundan sapanı çok iyi bilir ve yine O, doğru yolu bulanları en iyi bilendir. 118. Artık, âyetlerine inanan kimseler iseniz üzerine Allah’ın ismi anılarak kesilmiş hayvanlardan yiyin. 119. Allah, yemek zorunda kaldıklarınız dışında size neleri haram kıldığını tek tek açıklamışken, üzerine adının anıldığı hayvanları yememenizin sebebi nedir. Gerçekten birçokları nefislerinin arzularına uyarak bilmeden halkı saptırıyorlar. Şüphesiz senin Rabbin, haddi aşanları çok iyi bilir. açığını da bırakın, gizlisini de. Çünkü günah kazananlar yaptıkları karşılığında cezalandırılacaklardır. 121. Üzerine Allah adı anılmayan hayvanlardan yemeyin. Çünkü bu şekilde davranış fasıklıktır. Bir de şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için mutlaka fısıldarlar. Onlara boyun eğerseniz şüphesiz siz de Allah’a ortak koşmuş olursunuz. 122. Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine, insanlar arasında yürüyeceği bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, hiç, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamamış kimsenin durumu gibi olur mu? İşte kâfirlere, işlemekte oldukları çirkinlikler böyle süslü gösterilmiştir. 123. İşte böyle, her memlekette günahkârları oranın ileri gelenleri kıldık ki oralarda hilekârlık etsinler. Hâlbuki onlar hilekârlığı ancak kendilerine yaparlar. Ama farkında olmuyorlar. 124. Onlara bir âyet geldiği zaman, “Allah elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilinceye kadar asla inanmayacağız” derler. Allah, elçilik görevini kime vereceğini çok iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir. her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah, inanmayanlara azap ve sıkıntıyı işte böyle verir. Rabbinin dosdoğru yoludur. Şüphesiz düşünüp öğüt alacak bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık. katında selâm yurdu cennet onlarındır. Allah, yapmakta oldukları şeylerden dolayı onların dostudur. hepsini bir araya toplayacağı gün şöyle diyecektir “Ey cin topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu saptırıp aranıza kattınız.” Onların insanlardan olan dostları, “Ey Rabbimiz! Bizler birbirimizden yararlandık ve bize belirlediğin süremizin sonuna ulaştık” diyecekler. Allah da diyecek ki “Allah’ın diledikleri affettikleri hariç, içinde ebedî kalmak üzere duracağınız yer ateştir.” Ey Muhammed! Şüphesiz senin Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz. 130.O gün Allah, şöyle diyecektir “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar şöyle diyecekler “Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.” Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler. peygamberlerin gönderilmesi, Allah’ın, halkları habersizken ülkeleri haksız yere helâk etmeyeceği içindir. 132. Herkesin amellerine göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir. her bakımdan sınırsız zengindir, rahmet sahibidir. Sizi başka bir kavmin soyundan getirdiği gibi, dilerse sizi giderir yok eder ve sizden sonra da yerinize dilediğini getirir. size va’dedilen şeyler mutlaka gelecektir. Siz bunun önüne geçemezsiniz. 135. De ki “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de görevimi yapacağım. Ama dünya yurdunun sonucunun kimin olacağını yakında öğreneceksiniz. Şüphesiz, zalimler kurtuluşa eremezler. yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan O’na bir pay ayırdılar ve akıllarınca, “Şu, Allah için, şu da bizim ortaklarımız putlarımız için” dediler. Ortakları için olan Allah’ınkine eklenmiyor. Allah için olan ise ortaklarınkine ekleniyor.. Ne kötü hükmediyorlar! bunun gibi, Allah’a ortak koşanların çoğuna, koştukları ortaklar, çocuklarını öldürmelerini güzel gösterdi ki; onları helâke sürüklesinler ve dinlerini karıştırıp onları yanıltsınlar. Eğer Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. Artık sen onları uydurdukları ile baş başa bırak. de asılsız iddialarda bulunarak dediler ki “Bunlar yasaklanmış hayvanlar ve ekinlerdir. Onları bizim dilediklerimizden başkası yiyemez. Şunlar da sırtları binilmesi ve yük yüklemesi haram edilmiş hayvanlardır.” Bir kısım hayvanları da keserken üzerlerine Allah’ın adını anmazlar. Bütün bunları Allah’a iftira ederek yaparlar. Bu iftiraları sebebiyle Allah onları cezalandıracaktır. 139. Bir de dediler ki “Şu hayvanların karınlarındaki yavrular canlı olursa sırf erkeklerimize aittir. Karılarımıza ise haramdır.” Eğer ölü olursa, o vakit onda hepsi ortaktırlar. Allah, onların bu tür nitelemelerinin cezasını verecektir. Şüphesiz O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. 140. Beyinsizlikleri yüzünden bilgisizce çocuklarını öldürenler, Allah’ın kendilerine verdiği rızkı -Allah’a iftira ederek- haram sayanlar, mutlaka ziyan etmişlerdir. Gerçekten onlar sapmışlardır. Doğru yolu bulmuş da değillerdir. 141. O, çardaklı-çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri, çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri, zeytini ve narı her biri birbirine benzer ve her biri birbirinden farklı biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin. Hasat günü de hakkını öşürünü verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. 142. Yine O, hayvanlardan da irili ufaklı var edendir. Allah’ın size rızık olarak verdiğinden yiyin de şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. 143. O, hayvanlardan sekiz eşi de yaratandır Erkek ve dişi olarak koyundan iki, keçiden de iki. Ey Muhammed! De ki “Allah iki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı? Eğer doğru söyleyenler iseniz bana bilerek haber verin.” erkek ve dişi olarak deveden iki, sığırdan da iki. De ki “İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı? Yoksa Allah size bunları haram ettiğinde, orada hazır mı idiniz!?” İnsanları bilgisizce saptırmak için Allah’a karşı yalan uyduran kimseden daha zalim kimdir? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez. 145. De ki “Bana vahyolunan Kur’an’da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir murdar hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir. tırnaklı hayvanların hepsini haram kıldık. Sığır ve koyunların ise, sırtlarında veya bağırsaklarında bulunanlar, ya da kemiklerine karışanlar dışındaki içyağlarını yine onlara haram kıldık. İşte böyle, azgınlıkları sebebiyle onları cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz. 147. Eğer seni yalanlarlarsa, de ki “Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Bununla beraber suçlu bir toplumdan O’nun azabı geri çevrilmez.” ortak koşanlar diyecekler ki “Eğer Allah dileseydi, biz de ortak koşmazdık, babalarımız da. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de peygamberlerini böyle yalanlamışlardı da sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki “Sizin iddialarınızı ispat edecek bir bilginiz var mı ki onu bize gösteresiniz? Siz ancak kuruntuya uyuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.” ki “En üstün delil yalnızca Allah’ındır. O, dileseydi elbette sizin hepinizi doğru yola iletirdi.” ki “Haydi, Allah şunu haram kıldı” diye tanıklık yapacak şahitlerinizi getirin. Onlar şahitlik etseler de sen onlarla beraber şahitlik etme. Âyetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların arzularına uyma. Onlar Rablerine, başka şeyleri denk tutuyorlar. 151.Ey Muhammed! De ki “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. Zina ve benzeri çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça, Allah’ın haram dokunulmaz kıldığı canı öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.” erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. Birisi hakkında konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa âdil olun. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti. bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti. iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayet ve rahmete erdirmek için Mûsâ’ya Kitab’ı Tevrat’ı verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler. 155. Bu Kur’an da bizim indirdiğimiz bereket kaynağı bir kitaptır. Artık ona uyun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. 156,157. “Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa yahudilere ve hıristiyanlara indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik” demeyesiniz, yahut, “Eğer bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk” demeyesiniz, diye bu Kur’an’ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah’ın âyetlerini yalanlayan ve insanları onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. 158.Ey Muhammed! Onlar iman etmek için ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini ya da Rabbinin bazı âyetlerinin gelmesini mi gözlüyorlar? Rabbinin âyetlerinden bazısı geldiği gün, daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış olan bir kimseye o günkü imanı fayda vermez. De ki “Siz bekleyin. Şüphesiz biz de bekliyoruz.” dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra O, yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir. bir iyilik yaparsa, ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez. ki “Şüphesiz Rabbim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine, Hakk’a yönelen İbrahim’in dinine iletti. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi.” Muhammed! De ki “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” 163.“O’nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Ben müslümanların ilkiyim.” ki “Her şeyin Rabbi O iken ben başka bir Rab mı arayayım? Herkes günahı yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O size, ihtilaf etmekte olduğunuz şeyleri haber verecektir. sizi yeryüzünde halifeler oraya hâkim kimseler yapan, size verdiği nimetler konusunda sizi sınamak için bazınızı bazınıza derece derece üstün kılandır. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır. Şüphe yok ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Enam Suresinin Okunuşu Bismillâhirrahmânirrahîm 1. Elhamdü lillahillezı halekas semavati vel erda ve cealez zulümati ven nur sümmellezıne keferu bi rabbihim ya’dilun 2. Hüvellezı halekaküm min tıynin sümme kada ecela ve ecelüm müsemmen ındehu sümme entüm temterun 3. Ve hüvellahü fis semavati ve fil ard ya’lemü sirraküm ve cehraküm ve ya’lemü ma teksibun 4. Ve ma te’tıhim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu’ridıyn 5. Fe kad kezzebu bil hakkı lemma caehüm fe sevfe ye’tıhim embaü ma kanu bihı yestehziun 6. E lem yerav kem ehlekna min kablihim min karnim mekkennahüm fil erdı ma lem nümekkil leküm ve erselnes semae aleyhim midrara ve cealnel enhara tecrı min tahtihim fe ehleknahüm bi zünubihim ve enşe’na mim ba’dihim karnen aharın 7. Ve lev nezzelna aleyke kitaben fı kırtasin fe lemessuhü bi eydıhim le kalellezıne keferu in haza illa sıhrum mübın 8. Ve kalu lev la ünzile aleyhi melek ve lev enzelna melekel lekudıyel emru sümme la yünzarun 9. Ve lev cealnahü melekel le cealnahü racülev ve lelebesna aleyhim ma yelbisun 10. Ve le kadistühzie bi rusülim min kablike fe haka billezıne sehıru minhüm ma kanu bihı yestehziun 11. Kul sıru fil erdı sümmenzuru keyfe kane akıbetül mükezzibın 12. Kul li mem ma fis semavati vel ard kul lillah ketebe ala nefsihir rahmeh le yecmeanneküm ila yevmil kıyameti la raybe fıh ellezıne hasiru enfüsehüm fe hüm la yü’minun 13. Ve lehu ma sekene fil leyli ven nehar ve hüves semıul alım 14. Kul e ğayrallahi ettehıü veliyyen fatıris semavati vel erdı ve hüve yut’ımü ve la yüt’am kul innı ümirtü en ekune evvele men esleme ve la tekunenne minel müşrikın 15. Kul innı ehafü in asaytü rabbı azabe yevmin azıym 16. Mey yusraf anhü yevmeizin fe kad rahımeh ve zalikel fevzül mübın 17. Ve iy yemseskellahü bi durrin fe la kaşife lehu illa hu ve iy yemseske bi hayrin fe hüve ala külli şey’in kadır 18. Ve hüvel kahiru fevka ıbadih ve hüvel hakımül habır 19. Kul eyyü şey’in ekberu şehadeh kulillahü şehıdüm beynı ve beyneküm ve uhıye ileyye hazel kur’anü li ünziraküm bihı ve mem belağ e inneküm le teşhedune enne meallahi aliheten uhra kul la eşhed kul innema hüve ilahüv vahıdüv ve innenı berıüm mimma tüşrikun 20. Ellezıne ateynahümül kitabe ya’rifunehu kema ya’rifune ebnaehüm ellezıne hasiru enfüsehüm fe hüm la yü’minun 21. Ve men azlemü kmimmeniftera alellahi keziben ev kezzebe bi ayatih innehu la yüflihuz zalimun 22. Ve yevme nahşüruhüm cemıan sümme nekulü lillezıne eşraku eyne şürakaükümüllezıne küntüm tez’umun 23. Sümme lem tekün fitnetühüm illa en kalu vallahi rabbina ma künna müşrikın 24. Ünzur keyfe kezebu ala enfüsihim ve dalle anhüm ma kanu yefterun 25. Ve minhüm mey yestemiu ileyk ve cealna ala kulubihim ekinneten ey yefkahuhü ve fı azanihim vakra ve iy yerav külle ayetil la yü’minu biha hatta iza cauke yücadiluneke yekulüllezıne keferu in haza illa esatıyrul evvelın 26. Ve hüm yenhevne anhü ve yen’evne anh ve iy yühlikune illa enfüsehüm ve ma yeş’urun 27. Ve lev tera iz vükıfu alen nari fe kalu ya leytena nüraddü ve la nükezzibe bi ayati rabbina ve nekune minel mü’minın 28. Bel bedalehüm ma kanu yuhfune min kabl ve lev ruddu le adu lima nühu anhü ve innehüm le kazibun 29. Ve kalu in hiye illa hayatüned dünya ve ma nahnü bi meb’usın 30. Ve lev tera iz vükıfu ala rabbihim kale e leyse haza bil hakk kalu bela ve rabbina kale fe zukul azabe bima küntüm tekfürun 31. Kad hasirallezıne kezzebu bi likaillah hatta iza caethümüs saatü bağteten kalu ya hasratena ala ma ferratna fıha ve hüm yahmilune evzarahüm ala zuhurihim e la sae ma yezirun 32. Ve mel hayatüd dünya illa leıbüv ve lehv ve leddarul ahıratü hayrul lillezıne yettekun e fe la ta’kılun 33. Kad na’lemü innehu le yahzünükellezı yekulune fe innehüm la yükezzibuneke ve lakinnez zalimıne bi ayatillahi yechadun 34. Ve le kad küzzibet rusülüm min kablike fe saberu ala ma küzzibu ve uzu hatta etahüm nasruna ve la mübeddile li kelimatillah ve le kad caeke min nebeil mürselın 35. Ve in kane kebüra aleyke ı’raduhüm fe inisteta’te en tebteğıye nefekan fil erdı ev süllemen fis semai fe te’tiyehüm bi ayeh ve lev şaellahü le cemeahüm alel hüda fe la tekunenne minel cahilın 36. İnnema yestecıbüllezıne yesmeun vel mevta yeb’asühümüllahü sümme ileyhi yürceun 37. Ve kalu lev la nüzzile aleyhi ayetüm mir rabbih kul innellahe kadirun ala ey yünezzile ayetev ve lakinne ekserahüm la ya’lemun 38. Ve ma min dabbetin fil erdı ve la tairiy yetıyru bi cenahayhi illa ümemün emsalüküm ma ferratna fil kitabi min şey’in sümme ila rabbihim yuhşerun 39. Vellezıne kezzebu bi ayatina summüv ve bükmün fiz zulümat mey yeşeillahü yudlilh ve mey yeşe’yec’alhü ala sıratım müstekıym 40. Kul eraeyteküm in etaküm azabüllahi ev etetkümüs saatü e ğayrallahi ted’un in küntüm sadikıyn 41. Bel iyyahü ted’une fe yekşifü ma ted’une ileyhi in şae ve tenzevne ma tüşrikun 42. Ve le kad erselna ila ümemim min kablike fe ehaznahüm bil be’sai ved darrai leallehüm yetedarraun 43. Fe lev la iz caehüm be’süna tedarrau ve lakin kaset kulubühüm ve zeyyene lehümüş şeytanü ma kanu ya’melun 44. Felemma nesu ma zükkiru bihı fetahna aleyhim ebvabe külli şey’ hatta iza ferihu bima utu ehaznahüm bağteten fe iza hüm müblisun 45. Fe kutıa dabirul kavmillezıne zalemu vel hamdü lillahi rabbil alemın 46. Kul eraeytüm in ehazellahü sem’aküm ve ebsaraküm ve hateme ala kulubiküm men ilahün ğayrullahi ye’tıküm bih ünzur keyfe nüsarrifül ayati sümme hüm yasdifun 47. Kul eraeyteküm in etaküm azabüllahi bağteten ev cehraten hel yühlekü illel kavmüz zalimun 48. Ve ma nürsilül mürselıne illa mübeşşirıne ve münzirın fe men amene ve asleha fe la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun 49. Vellezıne kezzebu bi ayatina yemessühümül azabü bi ma kanu yefükun 50. Kul la ekulü leküm ındı hazainüllahi ve la a’lemül ğaybe ve la ekulü leküm innı melek in ettebiu illa ma yuha ileyy kul hel yestevil a’ma vel besıyr e fe la tetefekkerun 51. Ve enzir bihillezıne yehafune ey yuhşeru ila rabbihim leyse lehüm min dunihı veliyyüv ve la şefıul leallehüm yettekun 52. Ve la tatrudillezıne yed’une rabbehüm bil ğadati vel aşiyyi yürıdune vecheh ma aleyke min hısabihim min şey’iv ve ma min hısabike aleyhim min şey’in fe tatrudehüm fe tekune minez zalimın 53. Ve kezalike fetenna ba’dahüm bi ba’dıl li yekulu e haülai mennellahü aleyhim mim beynina e leysellahü bi a’leme biş şakirın 54. Ve iza caekellezıne yü’minune bi ayatina fe kul selamün aleyküm ketebe rabbüküm ala nefsihir rahmete ennehu men amile minküm suem bi cehaletin sümme tabe mim ba’dihı ve asleha fe ennehu ğafurur rahıym 55. Ve kezalike nüfessılül ayati ve li testebıne sebılül mücrimın 56. Kul innı nühıtü en a’büdellezıne ted’une min dunillah kul la ettebiu ehvaeküm kad daleltü izev ve ma ene minel mühtedın 57. Kul innı ala beyyinetim mir rabbı ve kezzebtüm bih ma ındı ma testa’cilune bih inil hukmü illa lillah yekussul hakka ve hüve hayrul fasılın 58. Kul lev enne ındı ma testa’cilune bihı le kudiyel emru beynı ve beyneküm vallahü a’lemü biz zalimın 59. Ve ındehu mefatihul ğaybi la ya’lemüha illa hu ve ya’lemü ma fil berri vel bahr ve ma teskutu miv verakatin illa ya’lemüha ve la habbetin fı zulümatil erdı ve la ratbiv ve la yavisin illa fı kitabim mübın 60. Ve hüvellezı yeteveffaküm bil leyli ve ya’lemü ma cerahtüm bin nehari sümme yeb’asüküm fıhi li yukda ecelüm müsemma sümme ileyhi merciuküm sümme yünebbiüküm bi ma küntüm ta’melun 61. Ve hüvel kahiru fevka ıbadihı ve yürsilü aleyküm hafezah hatta iza cae ehadekümül mevtü teveffethü rusülüna ve hüm la yüferritun 62. Sümme ruddu ilellahi mevlahümül hakk e la lehül hukmü ve hüve esraul hasibın 63. Kul mey yüneccıküm min zulümatil berri vel bahri ted’unehu tedarruav ve hufyeh le in encana min hazihı le nekunenne mineş şakirın 64. Kulillahü yüneccıküm minha ve min külli kerbin sümme entüm tüşrikun 65. Kul hüvel kadiru ala ey yeb’ase aleyküm azabem min fevkıküm ev min tahti ercüliküm ev yelbiseküm şiyeav ve yüzıka ba’daküm be’se ba’d ünzur keyfe nüsarrifül ayati leallehüm yefkahun 66. Ve kezzebe bihı kavmüke ve hüvel hakk kul lestü aleyküm bi vekıl 67. Li külli nebeim müstekarruv ve sevfe ta’lemun 68. Ve iza raeytellezıne yehudune fı ayatina fe a’rıd anhüm hatta yehudu fı hadısin ğayrih ve imma yünsiyennekeş şeytanü fe la tak’ud ba’dez zikra meal kavmiz zalimın 69. Ve ma alellezıne yettekune min hısabihim min şey’iv ve lakin zikra leallehüm yettekun 70. Ve zerillezınettehazu dınehüm leıbev ve lehvev ve ğarrathümül hayatüd dünya ve zekkir bihı en tübsele nefsüm bima kesebet leyse leha min dunillahi veliyyüv ve la şefiy’ ve in ta’dil külle adlil la yü’haz minha ülaikellezıne übsilu bima kesebu lehüm şerabüm min hamımiv ve azabün elımüm bima kanu yekfürun 71. Kul e ned’u min dunillahi ma la yenfeuna ve la yedurruna ve nüraddü ala a’kabina ba’de iz hedanellahü kellezistehvethüş şeyatıynü fil erdı hayrane lehu ashabüy yed’unehu ilel hüde’tina kul inne hüdellahi hüvel hüda ve ümirna li nüslime li rabbil alemın 72. Ve en ekıymüs salate vettekuh ve hüvellezı ileyhi tuhşerun 73. Ve hüvellezı halekas semavati vel erda bil hakk ve yevme yekulü kün fe yekun kavlühül hakk ve lehül mülkü yevme yünfehu fis sur alimül ğaybi veş şehadeh ve hüvel hakımül habır 74. Ve iz kale ibrahımü li ebıhi azera etettehızü asnamen aliheh innı erake ve kavmeke fı dalalim mübın 75. Ve kezalike nürı ibrahıme melekutes semavati vel erdı ve li yekune minel mukının 76. Felemma cenne aleyhil leylü raa kevkeba kale haza rabbı felemma efele kale la ühıbbül afilın 77. Felemma rael kamera baziğan kale haza rabbı felemma efele kale leil lem yehdinı rabbı le ekunenne minel kavmid dallın 78. Felemma raeş şemse baziğaten kale haza rabbı haza ekber felemma efelet kale ya kavmi innı berıüm mimma tüşrikun 79. İnnı veccehtü vechiye lillezı fetaras semavati vel erda hanıfev ve ma ene minel müşrimın 80. Ve haccehu kavmüh kale e tühaccunnı fillahi ve kad hedan ve la ehafü ma tüşrikune bihı illa ey yeşae rabbı şey’a vesia rabbı külle şey’in ılma e fe la tetezekkerun 81. Ve keyfe ehafü ma eşraktüm ve la tehafune enneküm eşraktüm billahi ma lem yünezzil bihı aleyküm sültana fe eyyül ferıkayni ehakku bil emn in küntüm ta’lemun 82. Ellezıne amenu ve lem yelbisu ımanehüm bi zulmin ülaike lehümül emnü ve hüm mühtedun 83. Ve tilke huccetüna ateynaha ibrahıme ala kavmih nefeu deracatim men neşa’ inne rabbeke hakımün alım 84. Ve vehebna lehu ishaka ve ya’kub küllen hedeyna ve nuhan hedeyna min kablü ve min zürriyyetihı davude ve süleymane ve eyyube ve yusüfe ve musa ve harun ve kezalike neczil muhsinın 85. Ve zekeriyya ve yahya ve ıysa ve ilyas küllüm mines salihıyn 86. Ve ismaıyle vel yesea ve yunüse ve luta ve küllen faddalna alel alemın 87. Ve min abaihim ve zürriyyatihim ve ıhvanihim vectebeyna hüm ve hedeynahüm ila sıratım müstekıym 88. Zalike hüdellahi yehdı bihı mey yeşaü min ıbadih ve lev eşraku le habita anhüm ma kanu ya’melun 89. Ülaikellezıne ateynahümül kitabe vel hukme ven nübüvveh fe iy yekfür biha haülai fe kad vekkelna biha kavmel leysu biha bi kafirun 90. Ülaikellezıne hedellahü fe bi hüdahümuktedih kul la es’elüküm aleyhi ecra in hüve illa zikra lil alemın 91. Ve ma kaderullahe hakka kadrihı iz kalu ma enzelellahü ala beşerim min şey’ kul men enzelel kitabellezı cae bihı musa nurav ve hüdel lin nasi tec’alunehu karatıyse tübduneha ve tuhfune kesıra ve ullimtüm ma lem ta’lemu entüm ve la abaüküm kulillahü sümme zerhüm fı havdıhüm yel’abun 92. Ve haza kitabün enzelnahü mübaraküm müsaddikullezı beyne yedeyhi ve li tünzira ümmel kura ve men havleha vellezıne yü’minune bil ahırati yü’minune bihı ve hüm ala salatihim yühafizun 93. Ve men azlemü mimmeniftera alellahi keziben ev kale uhıye ileyye ve lem yuha ileyhi şey’üv ve men kale seanzilü misle ma enzelellah ve le v tera iziz zalimune fı ğameratil mevti vel melaiketü basitu eydıhim ahricu enfüseküm elyevme tüczevne azabel huni bi ma küntüm tekulune alellahi ğayral hakkı ve küntüm an ayatihı testekbirun 94. Ve le kad ci’tümuna furada kema halaknaküm evvele merrativ ve teraktüm ma havvelnaküm verae zuhuriküm ve ma nera meaküm şüfeaekümüllezıne zeamtüm ennehüm fıküm şüraka’ le kad tekattaa beyneküm ve dalle anküm ma küntüm tez’umun 95. İnnellahe falikul habbi ven neva yuhricül hayye minel meyyiti ve muhricül meyyiti minel hayy zalikümüllahü fe enna tü’fekun 96. Falikul ısbah ve cealel leyle sekenev veş şemse vel kamera husbana zalike takdırul azızil alım 97. Ve hüvellezı ceale lekümün nücume li tehtedu biha fı zulümatil berri vel bahr kad fassalnel ayati li kavmiy ya’lemun 98. Ve hüvellezı enşeeküm min nefsiv vahıdetin fe müstekarruv ve müstevda’ kad fassalnel ayati li kavmiy yefkahun 99. Ve hüvellezı enzele mines semai maa fe ahracna bihı nebate külli şey’in fe ahracna minhü hadıran nuhricü minhü habbem müterakiba veminen nahli min tal’iha kınvanün daniyetüv ve cennatim min a’nabiv vez zeytune ver rummane müştebihev ve ğayra müteşabih ünzuru ila semerihı iza esmera ve yen’ıh inne fı zaliküm le ayatil li kavmiy yü’minun 100. Ve cealu lillahi şürakael cinne ve halekahüm ve haraku lehu benıne ve benatim bi ğayri ılm sübhanehu ve teala amma yesıfun 101. Bedrıus semavati vel ard enna yekunü lehu veledüv ve lem tekül lehu sahıbeh ve haleka külle şey’ ve hüve bi külli şey’in alım 102. Zalikümüllahü rabbüküm la ilahe illa hu haliku külli şey’in fa’büduh ve hüve ala külli şey’iv vekıl 103. La tüdrikühül ebsaru ve hüve yüdrikül ebsar ve hüvel latıyfül habır 104. Kad caeküm besairu mir rabbiküm fe men ebsara fe li nefsih ve men amiye fe aleyha ve ma ene aleyküm bi hafıyz 105. Ve kezalike nüsarrifül ayati ve li yekulu deraste ve li nübeyyinehu li kavmiy ya’lemun 106. İttebı’ ma uhıye ileyke mir rabbik la ilahe illa hu ve a’rıd anil müşrikın 107. Ve lev şaellahü ma eşraku ve ma cealnake aleyhim hafıyza ve ma ente aleyhim bi vekıl 108. Ve la tesübbüllezıne yed’une min dunillahi fe yesübbullahe advem bi ğayri ılm kezalike zeyyenna likülli ümmetin amele0hüm sümme ila rabbihim merciuhüm fe yünebbiühüm bi ma kanu ya’melun 109. Ve askemu billahi cehde eymanihim le in caethüm ayetül le yü’minünne biha kul innemel ayatü ındellahi ve ma yüş’ıruküm enneha iza caet la yü’minun 110. Ve nükallibü ef’idetehüm ve ebsarahüm kema lem yü’minu bihı evvele merrativ ve nezeruhüm fı tuğyanihim ya’mehun 111. Ve lev ennena nezzelna ileyhimül melaikete ve kelemmehümül mevta ve haşerna aleyhim külle şey’in kubülem ma kanu li yü’minu illa ey yeşaellahü ve lakinne ekserahüm yechelun 112. Ve kezalike cealna li külli nebiyyin adüvven şeyatıynel insi vel cinni yuhıy ba’duhüm illa ba’dın zuhrufel kavli ğurura ve lev şae rabbüke ma fealuhü fezerhüm ve ma yefterun 113. Ve li tesğa ileyhi ef’idetüllezıne la yü’minune bil ahırati ve li yerdavhü ve li yakterifu ma hüm mukterifun 114. E fe ğayrallahi ebteğıy hakamev ve hüvellezı enzele ileykümül kitabe müfassala vellezıne ateynahümül kitabe ya’lemune ennehu münezzelüm mir rabbike bil hakkı fe la tekunenne minel mümterın 115. Ve temmet kelimetü rabbike sıdkav ve adla la mübeddile li kelimatih ve hüves semıul alım 116. Ve in tütı’eksera men fil erdı yüdılluke an sebılillah iy yettebiune illez zanne ve in hüm illa yahrusun 117. İnne rabbeke hüve a’lemü mey yedıllü an sebılil ve hüve a’lemü bil mühtedın 118. Fe külu mimma zükirasmüllahi aleyhi in küntüm bi ayatihı mü’minın 119. Ve maleküm ella te’külu mimma zükirasmüllahi aleyhi ve akd fassale leküm ma harrame aleyküm illa madturirtüm ileyh ve inne kesıral le yüdıllune bi ehvaihim bi ğayri ılm inne rabbeke hüve a’lemü bil mu’tedın 120. Ve zeru zahiral ismi ve batıneh innellezıne yeksibunel isme seyüczevne bima kanu yakterifun 121. Ve la te’külu mimma lem yüzkerismüllahi aleyhi ve innehu lefısk ve inneş şeyatıyne le yuhune ila evliyaihim li yücadiluküm ve in eta’tümuhüm inneküm le müşrikun 122. E ve men kane meyten fe ahyeynahü ve cealna lehu nuray yemşı bihı fin nasi ke mem meselühu fiz zulümati leyse bi haricim minha kezalike züyyine lil kafirıne ma kanu ya’melun 123. Ve kezalike cealna fı külli karyetin ekabira mücrimıha li yemküru fıha ve ma yemkürune illa bi enfüsihim ve ma yeş’urun 124. Ve iza caethüm ayetün kalu len nü’mine hatta nü’ta misle ma utiye rusülüllah Allahü a’lemü haysü yec’alü risaleteh seyüsıybüllezıne ecramu sağarun ındellahi ve azabün şedıdüm bima kanu yemkürun 125. Fe mey yüridillahü ey yehdiyehu yeşrah sadrahu lil islam ve mey yürid ey yüdılehu yec’al sadrahu dayyikan haracen ke ennema yessa’adü fis sema’ kezalike yec’alüllahür ricse alellezıne la yü’minun 126. Ve haza sıratu rabbike müstekıyma kad fessalnel ayati li kavmiy yezzekkerun 127. Lehüm darus selami ınde rabbihim ve hüve veliyyühüm bima kanu ya’melun 128. Ve yevme yahşurühüm cemıa ya ma’şeral cinni kadisteksertüm minel ins ve kale evliyaühüm minel insi rabbenestemtea ba’duna bi ba’dıv ve belağna ecelenellezı eccelte lena kalen naru mesvaküm halidıne fıha illa ma şaellah inne rabbeke hakımün alım 129. Ve kezalike nüvellı ba’daz zalimıne ba’dam bima kanu yeksibun 130. Ya ma’şeral cinni vel insi e lem ye’tiküm rusülüm minküm yekussune aleyküm ayatı ve yünziruneküm likae yevmiküm haza kalu şehidna ala enfüsina ve ğarrathümül hayatüd dünya ve şehıdu ala enfüsihim ennehüm kanu kafirın 131. Zalike el lem yekür rabbüke mühlikel kura bi zulmiv ve ehlüha ğafilun 132. Ve li küllin deracatüm mimma amilu ve ma rabbüke bi ğafilin amma ya’melun 133. Ve rabbükel ğaniyyü zür rahmeh iy yeşa’ yüzhibküm ve yestahlif mim ba’diküm ma yeşaü kema enşeeküm min zürriyyeti kavmin aharın 134. İnnema tuadune leativ ve ma entüm bi mu’cizın 135. Kul ve kavmı’melu ala mekanetiküm innı amil fe sevfe ta’lemune men tekunü lehu akıbetüd dar innehu la yüflihuz zalimun 136. Ve cealu lillahi mimma zerae minel harsi vel en’ami nesıyben fe kalu haza lillahi bi za’mihim ve haza li şürakaina fe ma kane li şürakaihim fe la yesılü ilellah ve ma kane lillahi fe hüve yesılü ila şürakaihim sae ma yahkümun 137. Ve kezalike zeyyene li kesırim minel müşrikıne katle evladihim şürakaühüm li yürduhüm ve li yelbisu aleyhim dınehüm ve lev şaellahü ma fealuhü fezerhüm ve ma yefterun 138. Ve kalu hazihı en’amüv ve harsün hıcr la yat’amüha illa men neşaü bi za’mihim ve en’amün hurrimet zuhuruha ve en’amül la yezkürunesmellahi aleyheftiraen aleyh seyeczıhim bima kanu yefterun 139. Ve kalu ma fı butuni hazihil en’ami halisatül li zükurina ve muharramün ala ezvacina ve iy yeküm meyteten fe hüm fıhi şüraka’ seyeczıhim vasfehüm innehu hakımün alım 140. Kad hasirallezıne katelu evladehüm sefehem bi ğayri ılmiv ve harramu ma razekahümüllahüftiraen alellah kad dallu ve ma kanu mühtedın 141. Ve hüvellezı enşee cennatim ma’ruşativ ve ğayra ma’ruşativ ven nahle vez zer’a muhtelifen ükülühu vez zeytune ver rummane müteşabihev ve ğayra müteşabih külu min semerihı iza esmera ve atu hakkahu yevme hasadihı ve la tüsrifu innehu la yühıbbül müsrifın 142. Ve minel en’ami hamuletev ve ferşa külu mimma razekakümüllahü ve la tettebiu hutuvatiş şeytan innehu leküm adüvvüm mübın 143. Semaniyete ezvac mined da’nisneyni ve minel ma’zisneyn kul azzekerayni harrame emil ünseyeyn nebiunı bi ılmin in küntüm sadikıyn 144. Ve minel ibilisneyni ve minel bekarisneyn kul azzekerayni harrame emil ünseyeyni emmeştemelet aleyhi erhamül ünseyeyn em küntüm şühedae iz vessakümüllahü bi haza fe men azlemü mimmeniftera alellahi kezibel li yüdıllen nase bi ğayri ılm innellahe la yehdil kavmez zalimın 145. Kul la ecidü fı ma uhıye ileyye müharramen ala taımiy yat’amühu illa ey yekune meyteten ev demem mesfuhan ev lahme hınzırin fe innehu ricsün ev fiskan ühille li ğayrillahi bih fe menidturra ğayra bağıv ve la adin fe inne rabbeke ğafurur rahıym 146. Ve alellezıne hadu harramna külle zı zufür ve minel bekari vel ğanemi harramna aleyhim şühumehüma illa ma hamelet zuhuruhüma evil havaya ev mahteleta bi azm zalike cezeynahüm bi bağyihim ve inna lesadikun 147. Fe in kezzebuke fe kur rabbüküm zu rahmetiv vasiah ve la yüraddü be’sühu anil kavmil mücrimın 148. Seyekulüllezıne eşraku lev şaellahü ma eşrakna ve la abaüna ve la harramna min şey’ kezalike kezzebellezıne min kablihim hatta zaku be’sena kul hel ındeküm min ılmin fe tuhricuhü lena in tettebiune illez zanne ve in entüm illa tahrusun 149. Kul fe lillahil huccetül baliğah fe lev şae le hedaküm ecmeıyn 150. Kul helümme şühedaekümüllezıne yeşhedune ennellahe harrame haza fe in şehidu fe la teşhed meahüm ve la tettebı’ ehvaellezıne kezzebu bi ayatina vellezıne la yü’minune bil ahırati ve hüm bi rabbihim ya’dilun 151. Kul tealev etlü ma harrame rabbüküm aleyküm ella tüşriku bihı şey’a ve bil valideyni ıhsana ve la taktülu evladeküm min imlak nahnü nerzükuküm ve iyyahüm ve la takrabül fevahışe ma zahera minha ve ma betan ve la taktülün nefselletı harramellahü illa bil hakk zaliküm vessaküm bihı lealleküm ta’kılun 152. Ve la takrabu malel yetımi illa billetı hiya ahsenü hatta yeblüğa eşüddeh ve evfül keyle vel mizane bil kıst la nükellifü nefsen illa vüs’aha ve iza kultüm fa’dilu ve lev kane za kurba ve bi ahdillahi evfu zaliküm vassaküm bihı lealleküm tezekkerun 153. Ve enne haza zıratıy müstekıymen fettebiuh ve la tettebius sübüle fe teferraka biküm an sebılih zaliküm vassaküm bihı lealleküm tettekun 154. Sümme ateyna musel kitabe temamen alellezı ahsene ve tefsıylel likülli şey’iv ve hüdev ve rahmetel leallehüm bi likai rabbihim yü’minun 155. Ve haza kitabün enzelnahü mübarakün fettebiuhü vetteku lealleküm türhamun 156. En tekulu innema ünzilel kitabü ala taifeteyni min kablina ve in künna an dirasetihim leğafilın 157. Ev tekulu lev enna ünzile aleynel kitabü le künna ehda minhüm fe kad caeküm beyyinetüm mir rabiküm ve hüdev ve rahmeh fe min azlemü mimmen kezzebe bi ayatillahi ve sadefe anha seneczillezıne yasdifune an ayatina suel azabi bi ma kanu yasdifun 158. Hel yenzurune illa en te’tiyehümül melaiketü ev ye’tiye rabbüke ev ye’tiye ba’du ayati rabbik yevme ye’tı ba’du ayati rabbike la yenfeu nefsen ımanüha lem tekün amenet min kablü ev kesebet fı ımaniha hayra kulintezıru inna müntezırun 159. İnnellezıne ferreku dınehüm ve kanu şiyeal leste minhüm fı şey’ innema emruhüm ilellahi sümme yünebbiühüm bima kanu yef’alun 160. Men cae bil haseneti fe lehu aşru emsaliha ve men cae bis seyyieti fe la yücza illa misleha ve hüm la yuzlemun 161. Kul innenı hedanı rabbı ila sıratım müstekıym dınen kıyemem millete ibrahıme hanıfa ve ma kane minel müşrikın 162. Kul inne salati ve nüsükı ve mahyaye ve mematı lillahi rabbil alemın 163. La şerıke leh ve bi zalike ümirtü ve ene evvelül müslimın 164. Kul e ğayrallahi ebğıy rabbev ve hüve rabbü külli şey’ ve la teksibü küllü nefsin illa aleyha ve la teziru vaziratüv vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm bima küntüm fıhi tahtelifun 165. Ve hüvellezı cealeküm halaifel erdı ve rafea ba’daküm fevka ba’dın deracatil li yeblüveküm fı ma ataküm inne rabbeke serıul ıkabi ve innehu le ğafurur rahıym
إِنَّ اللَّهَ فَالِقُ الْحَبِّ وَالنَّوَىٰ ۖ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَمُخْرِجُ الْمَيِّتِ مِنَ الْحَيِّ ۚ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ ۖ فَأَنَّىٰ تُؤْفَكُونَ İnnellahe falikul habbi ven neva yuhricül hayye minel meyyiti ve muhricül meyyiti minel hayy zalikümüllahü fe enna tü’fekun Kelime Okunuşu Anlamı Kökü وَالنَّوَىٰ ve nnevā ve çekirdeği الْمَيِّتِ l-meyyiti ölü- وَمُخْرِجُ ve muḣricu ve çıkarır الْمَيِّتِ l-meyyiti ölüyü ذَٰلِكُمُ ƶālikumu işte budur فَأَنَّىٰ feennā o halde nasıl تُؤْفَكُونَ tu`fekūne çevriliyorsunuz Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı Şüphe yok ki tohumları ve çekirdekleri yarıp nebatları ve ağaçları yetiştiren Allah’tır. Ölüden diri izhâr eder, diriden ölü. Budur Allah işte, nasıl oluyor da ondan yüz çeviriyorsunuz? Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan Şüphesiz ki Allah, daneyi ve çekirdeği yeniden hayat verip yeşertmek için çatlatıp yaratandır. Diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarandır. İşte budur Allah. Bunca delillere rağmen, nasıl oluyor da aklınızı kullanmayıp gerçeklerden çevriliyorsunuz? Adem Uğur Adem Uğur Şüphesiz Allah, tohumu ve çekirdeği çatlatandır, ölüden diriyi çıkaran, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. O halde haktan nasıl dönersiniz! Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi Muhakkak ki Allâh tohumu ve çekirdekleri çatlatıp yarandır Esmâ tohumundan varlık sûretlerini yaratan! Ölüden hakikat ilmi yoksunu diriyi Hayy ismi özelliğiyle ölümsüzlüğünü fark edeni çıkarır... Diriden hakikat bilgisiyle yaşarken - mülhime kavrayışı içindeyken de ölüyü kozasını terk edemeyip nefsi emmâreye - bedenselliğe düşeni çıkarır! İşte Allâh budur! Nasıl hâlden hâle çevriliyorsunuz? Ahmet Varol Ahmet Varol Taneyi ve çekirdeği yaran şüphesiz Allah’tır. Ölüden diriyi çıkarır. Diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. Böyleyken siz nasıl yüz çeviriyorsunuz? Ali Bulaç Ali Bulaç Taneyi ve çekirdeği yaran şüphesiz Allah’tır. O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. İşte Allah budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz? Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz Allah, taneleri ve çekirdekleri çimlendirip çatlatandır. Ölüden diri çıkarır; diriden ölü çıkaran da O’dur. Ölü yumurtadan canlı tavuk ve canlı tavuktan ölü yumurta gibi. İşte Allah! O halde siz O’ndan ona iman etmekten nasıl çevriliyorsunuz? Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı Şüphesiz Allah, tohumu ve çekirdeği çatlatandır; ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. O halde haktan nasıl döndürülüyorsunuz? Bekir Sadak Bekir Sadak Taneyi ve cekirdegi yaran suphesiz Allah’tir; oluyu cikarir. Iste Allah budur, nasil yuz cevirirsiniz? Celal Yıldırım Celal Yıldırım Şüphesiz ki Allah dâneyi ve çekirdeği yeniden hayat verip yeşertmek için çatlatıp yarandır. Diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarandır. İşte Allah bu! Hak’tan nasıl ve neden oluyor da döndürülüyorsunuz? Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu Kuşkusuz Allah, tohumu ve meyve çekirdeğini patlatandır. Ölüden diriyi meydana getiren, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. O halde nasıl oluyor da haktan uzaklaştırılıyorsunuz? Diyanet İşleri Diyanet İşleri Şüphesiz Allah, taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır. Diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur Allah! Peki O’ndan nasıl çevriliyorsunuz? Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı Şüphesiz Allah, tohumu ve çekirdeği çatlatandır, ölüden diriyi çıkaran, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. O halde haktan nasıl dönersiniz! Edip Yüksel Edip Yüksel ALLAH taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır ve diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur ALLAH. Nasıl yüz çevirebilirsiniz! Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır Şüphesiz ki taneleri ve çekirdekleri yaran Allah’tır. O, ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkaran O’dur. İşte Allah budur. O halde nasıl yüz çevirirsiniz? Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran Tohumu ve çekirdeği çatlatan Allah’tır. O ölüden diriyi ve diriden ölüyü çıkarır. İşte Allah budur. Nasıl olur da bu gerçeği görmezlikten geliyorsunuz? Gültekin Onan Gültekin Onan Taneyi ve çekirdeği yaran kuşkusuz Tanrı’dır. O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. İşte Tanrı budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz? Harun Yıldırım Harun Yıldırım Şüphesiz ki Allah taneyi ve çekirdeği yaran; ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. O halde nasıl döndürülüyorsunuz? Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay Şübhesizki Allah ot bitirmek için taneleri, ağaç çıkarmak için çekirdekleri yaratandır. Ölüden diriyi O çıkarır, diriden ölüyü çıkaran da Odur. İşte Allah bu. O halde bunca bürhanlara rağmen nasıl olub da îmandan çevriliyorsunuz? Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat Şübhesiz ki Allah, dâneleri ve çekirdekleri onlardan bitkiler çıkarmak üzereçatlatıp yarandır. Ölüden diriyi çıkarır; diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Rabbiniz olanAllah budur; öyle ise haktan nasıl çevriliyorsunuz? İbn-i Kesir İbn-i Kesir Muhakkak ki Allah; taneyi ve çekirdeği yarandır. Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. Nasıl olup da yüz çeviriyorsunuz? İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz Taneyi ve çekirdeği yaran Allah dır. Ölüden diriyi çıkarıyor ve diriden de ölüyü çıkaran O dur. İşte Allah böyle olduğu halde, siz O ndan başka ilahlar uyduruyorsunuz. İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr Muhakkak ki Allah, taneyi tohumu ve çekirdeği yarıp çıkarandır. Ölüden canlıyı çıkarır ve canlıdan ölüyü çıkarandır. İşte bu, Allah’tır. Öyleyse nasıl döndürülüyorsunuz? Kadri Çelik Kadri Çelik Taneyi ve çekirdeği yaran şüphesiz Allah’tır. Ölüden diriyi O çıkarır, diriden ölüyü çıkaran da O’dur. İşte Allah budur, nasıl yüz çevirirsiniz? Muhammed Esed Muhammed Esed Kuşkusuz Allah, tohumu ve meyve çekirdeğini çatlatarak ölüden diriyi meydana getirendir ve diriden de ölüyü çıkaran. İşte budur Allah ve akıllarınız hala nasıl da tersyüz oluyor!" Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu Kuşkusuz Allah`tır tohumu ve çekirdeği yaran, bir süreçte ölüden diriyi var eden ve diriden ölüyü çıkaran. İşte budur Allah! Peki, nasıl oluyor da böylesine savruluyorsunuz! Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen Şüphe yok ki, daneleri de, çekirdekleri de yaran Allah Teâlâ’dır. Diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkaran O’dur. İşte Allah Teâlâ O’dur. Artık nasıl olur da O’ndan çevriliyorsunuz? Ömer Öngüt Ömer Öngüt Tohum ve çekirdeği yaran şüphesiz ki Allah’tır. Ölüden diriyi çıkarır, diriden ölüyü çıkarır. İşte Allah budur! O halde nasıl çevriliyorsunuz? Sadık Türkmen Sadık Türkmen Hiç şüphesiz, tohumu ve çekirdeği yarıp çıkaran Allah’tır. Cansızdan canlıyı, canlıdan da cansızı oluşturur. İşte Allah budur! O halde nasıl çevriliyorsunuz? Seyyid Kutub Seyyid Kutub Tohumu ve çekirdeği çatlatan Allah’tır. O ölüden diriyi ve diriden ölüyü çıkarır. İşte Allah budur. Nasıl olur da bu gerçeği görmezlikten geliyorsunuz? Suat Yıldırım Suat Yıldırım Taneleri ve çekirdekleri çatlatıp yararak her şeyi gelişme yoluna koyan Allah’tır. Ölüden diriyi O çıkarır, diriden ölüyü çıkaran da O’dur. İşte gerçek İlah bunları yapandır! Artık nasıl oluyor da haktan uzaklaştırılıyorsunuz? Süleyman Ateş Süleyman Ateş Dâneyi ve çekirdeği yaran, şüphesiz Allah’tır. O, ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarır. İşte Allâh budur. O halde nasıl yalnız O’na tapmaktan çevriliyorsunuz? Şaban Piriş Şaban Piriş Taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendiren, ölüden diriyi çıkaran diriden de ölüyü çıkaran Allah’tır. İşte Allah budur! O halde nasıl aldatılıyorsunuz? Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an Taneyi ve çekirdeği yaran şüphesiz Allah’tır. O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. İşte Allah budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz? Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk Hiç kuşkusuz, Allah’tır Fâlık olan/dâneyi yaran, çekirdeği patlatan. Ölüden diri çıkarır O; diriden ölüyü çıkaran da O’dur! İşte budur Allah! Peki nasıl ters bir yöne çevriliyorsunuz? Yusuf Ali İngilizce Yusuf Ali İngilizce It is Allah Who causeth the seed-grain and the date-stone to split and sprout. He causeth the living to issue from the dead, and He is the one to cause the dead to issue from the living. That is Allah then how are ye deluded away from the truth?
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an MealiŞüphesiz Allah, tohumu ve çekirdeği çatlatandır; ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. O halde haktan nasıl döndürülüyorsunuz?Mehmet Okuyan Kur’an Meal-TefsirŞüphesiz ki Allah; tohumu ve çekirdeği yarandır çatlatandır.* Böylece ölüden diriyi; diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. Nasıl oluyor da gerçeklerden döndürülüyorsunuz!Edip Yüksel Mesaj Kuran ÇevirisiALLAH taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır ve diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur ALLAH. Nasıl yüz çevirebilirsiniz!Evet; Allah, tohumu ve çekirdeği yarandır Ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur Allah. O halde nasıl çevriliyorsunuz?Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı MealiTaneleri ve çekirdekleri pörtleten yaran* Allah'tır. O, ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarır. İşte Allah budur. Buna rağmen nereden yanlışa sürükleniyorsunuz?Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim GerçekKuşkusuz, Allah, çekirdeği ve taneyi, Yarıp Çıkarandır. Ölüden, diriyi çıkarır; diriden de ölüyü çıkarır. Allah, işte böyledir. Öyleyse nasıl çevriliyorsunuz?Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’anKuşkusuz Allah'tır tohumu ve çekirdeği yaran, bir süreçte ölüden diriyi var eden ve diriden ölüyü çıkaran. İşte budur Allah! Peki, nasıl oluyor da böylesine savruluyorsunuz!Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim MealiHiç kuşkusuz, Allah'tır Falık olan/daneyi yaran, çekirdeği patlatan. Ölüden diri çıkarır O; diriden ölüyü çıkaran da O'dur! İşte budur Allah! Peki nasıl ters bir yöne çevriliyorsunuz?Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe AnlamıTaneyi ve çekirdeği yaran şüphesiz Allah'tır. O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. İşte Allah budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?Elmalılı sadeleştirilmiş Tane ve çekirdekleri Allah pörtletir. Ölüden diri, diriden ölü çıkarır. İşte size söylüyorum Allah O'dur. Şimdi söyleyin nereden çevriliyorsunuz?Muhammed Esed Kur'an MesajıKuşkusuz Allah, tohumu ve meyve çekirdeğini çatlatarak ölüden diriyi meydana getirendir ve diriden de ölüyü çıkaran. İşte budur Allah ve akıllarınız hala nasıl da tersyüz oluyor!"Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe MealiŞüphesiz Allah, taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır. Diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur Allah! Peki O'ndan nasıl çevriliyorsunuz?Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiAllah o daneleri, çekirdekleri pörtleten, ölüden diri çıkarır, ve diriden ölü çıkaran, işte size söyliyorum Allah o, şimdi söyleyin nereden çevriliyorsunuz?Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiDaneyi ve çekirdeği yaran, şüphesiz Allah'tır. O, ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarır. İşte Allah budur. O halde nasıl yalnız O'na tapmaktan çevriliyorsunuz?Taneyi ve çekirdeği yaran kuşkusuz Tanrı'dır. O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. İşte Tanrı budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i KerimŞübhesizki Allah ot bitirmek için taneleri, ağaç çıkarmak için çekirdekleri yaratandır. Ölüden diriyi O çıkarır, diriden ölüyü çıkaran da Odur. İşte Allah bu. O halde bunca bürhanlara rağmen nasıl olub da imandan çevriliyorsunuz?Muhakkak ki Allah; taneyi ve çekirdeği yarandır. Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. Nasıl olup da yüz çeviriyorsunuz?Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe AnlamıTaneyi ve çekirdeği yarıp filizlendiren, ölüden diriyi çıkaran diriden de ölüyü çıkaran Allah'tır. İşte Allah budur! O halde nasıl aldatılıyorsunuz?Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve MealiTaneleri ve çekirdekleri çatlatıp yararak her şeyi gelişme yoluna koyan Allah'tır. Ölüden diriyi O çıkarır, diriden ölüyü çıkaran da O'dur. İşte gerçek İlah bunları yapandır! Artık nasıl oluyor da haktan uzaklaştırılıyorsunuz?Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an ÇözümüMuhakkak ki Allah tohumu ve çekirdekleri çatlatıp yarandır Esma tohumundan varlık suretlerini yaratan! Ölüden hakikat ilmi yoksunu diriyi Hayy ismi özelliğiyle ölümsüzlüğünü fark edeni çıkarır... Diriden hakikat bilgisiyle yaşarken - mülhime kavrayışı içindeyken de ölüyü kozasını terk edemeyip nefsi emmareye - bedenselliğe düşeni çıkarır! İşte Allah budur! Nasıl halden hale çevriliyorsunuz?Edip Yüksel Eski Baskı Mesaj Kuran ÇevirisiALLAH taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır ve diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur ALLAH. Nasıl yüz çevirebilirsiniz!Erhan Aktaş Eski Baskı Kerim Kur'anEvet; Allah, tohumu ve çekirdeği yarandır Ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur Allah. O halde nasıl çevriliyorsunuz?Rashad Khalifa The Final TestamentGOD is the One who causes the grains and the seeds to crack and germinate. He produces the living from the dead, and the dead from the living. Such is GOD; how could you deviate!The Monotheist Group The Quran A Monotheist TranslationGod is the splitter of the seeds and the grains; He brings the living out from the dead and He brings the dead out from the living. Such is God; so why are you deluded?Edip-Layth Quran A Reformist TranslationGod is the splitter of the seeds and the grains; He brings the living out from the dead and He is the bringer of the dead out from the living. Such is God; so why are you deluded?
Enam Suresi Kuranı Kerim'de "elhamdülillah" ile başlayan 5 sureden biri olma özelliğini taşıyor. Puta ya da Allah’tan başka herhangi bir şeye tapılmasını reddeden ayetleri sebebiyle Hüccet suresi olarak da bilinir. Enam suresindeki ayetlerde ahiret hayatı ve adalet gibi birçok konunun yanı sıra uzak durmamız gerek batıl inançlardan da bahsediliyor. Hz. Ömer'e göre de Enam suresi Kuran’ın en faziletli surelerinden bir tanesidir. Sizler için hazırladığımız yazımızda Enam suresi meali, Türkçe okunuşu, Enam suresi fazileti ve sırları hakkında pek çok bilgiye sahip olabilirsiniz. Enam Suresi Arapça Okunuşu Bismillahirrahmanirrahim Elhamdü lillahillezı halekas semavati vel erda ve cealez zulümati ven nur sümmellezıne keferu bi rabbihim ya'dilun Hüvellezı halekaküm min tıynin sümme kada ecela ve ecelüm müsemmen ındehu sümme entüm temterun Ve hüvellahü fis semavati ve fil ard ya'lemü sirraküm ve cehraküm ve ya'lemü ma teksibun Ve ma te'tıhim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu'ridıyn Fe kad kezzebu bil hakkı lemma caehüm fe sevfe ye'tıhim embaü ma kanu bihı yestehziun E lem yerav kem ehlekna min kablihim min karnim mekkennahüm fil erdı ma lem nümekkil leküm ve erselnes semae aleyhim midrara ve cealnel enhara tecrı min tahtihim fe ehleknahüm bi zünubihim ve enşe'na mim ba'dihim karnen aharın Ve lev nezzelna aleyke kitaben fı kırtasin fe lemessuhü bi eydıhim le kalellezıne keferu in haza illa sıhrum mübın Ve kalu lev la ünzile aleyhi melek ve lev enzelna melekel lekudıyel emru sümme la yünzarun Ve lev cealnahü melekel le cealnahü racülev ve lelebesna aleyhim ma yelbisun Ve le kadistühzie bi rusülim min kablike fe haka billezıne sehıru minhüm ma kanu bihı yestehziun Kul sıru fil erdı sümmenzuru keyfe kane akıbetül mükezzibın Kul li mem ma fis semavati vel ard kul lillah ketebe ala nefsihir rahmeh le yecmeanneküm ila yevmil kıyameti la raybe fıh ellezıne hasiru enfüsehüm fe hüm la yü'minun Ve lehu ma sekene fil leyli ven nehar ve hüves semıul alım Kul e ğayrallahi ettehıü veliyyen fatıris semavati vel erdı ve hüve yut'ımü ve la yüt'am kul innı ümirtü en ekune evvele men esleme ve la tekunenne minel müşrikın Kul innı ehafü in asaytü rabbı azabe yevmin azıym Mey yusraf anhü yevmeizin fe kad rahımeh ve zalikel fevzül mübın Ve iy yemseskellahü bi durrin fe la kaşife lehu illa hu ve iy yemseske bi hayrin fe hüve ala külli şey'in kadır Ve hüvel kahiru fevka ıbadih ve hüvel hakımül habır Kul eyyü şey'in ekberu şehadeh kulillahü şehıdüm beynı ve beyneküm ve uhıye ileyye hazel kur'anü li ünziraküm bihı ve mem belağ e inneküm le teşhedune enne meallahi aliheten uhra kul la eşhed kul innema hüve ilahüv vahıdüv ve innenı berıüm mimma tüşrikun Ellezıne ateynahümül kitabe ya'rifunehu kema ya'rifune ebnaehüm ellezıne hasiru enfüsehüm fe hüm la yü'minun Ve men azlemü kmimmeniftera alellahi keziben ev kezzebe bi ayatih innehu la yüflihuz zalimun Ve yevme nahşüruhüm cemıan sümme nekulü lillezıne eşraku eyne şürakaükümüllezıne küntüm tez'umun Sümme lem tekün fitnetühüm illa en kalu vallahi rabbina ma künna müşrikın Ünzur keyfe kezebu ala enfüsihim ve dalle anhüm ma kanu yefterun Ve minhüm mey yestemiu ileyk ve cealna ala kulubihim ekinneten ey yefkahuhü ve fı azanihim vakra ve iy yerav külle ayetil la yü'minu biha hatta iza cauke yücadiluneke yekulüllezıne keferu in haza illa esatıyrul evvelın Ve hüm yenhevne anhü ve yen'evne anh ve iy yühlikune illa enfüsehüm ve ma yeş'urun Ve lev tera iz vükıfu alen nari fe kalu ya leytena nüraddü ve la nükezzibe bi ayati rabbina ve nekune minel mü'minın Bel bedalehüm ma kanu yuhfune min kabl ve lev ruddu le adu lima nühu anhü ve innehüm le kazibun Ve kalu in hiye illa hayatüned dünya ve ma nahnü bi meb'usın Ve lev tera iz vükıfu ala rabbihim kale e leyse haza bil hakk kalu bela ve rabbina kale fe zukul azabe bima küntüm tekfürun Kad hasirallezıne kezzebu bi likaillah hatta iza caethümüs saatü bağteten kalu ya hasratena ala ma ferratna fıha ve hüm yahmilune evzarahüm ala zuhurihim e la sae ma yezirun Ve mel hayatüd dünya illa leıbüv ve lehv ve leddarul ahıratü hayrul lillezıne yettekun e fe la ta'kılun Kad na'lemü innehu le yahzünükellezı yekulune fe innehüm la yükezzibuneke ve lakinnez zalimıne bi ayatillahi yechadun Ve le kad küzzibet rusülüm min kablike fe saberu ala ma küzzibu ve uzu hatta etahüm nasruna ve la mübeddile li kelimatillah ve le kad caeke min nebeil mürselın Ve in kane kebüra aleyke ı'raduhüm fe inisteta'te en tebteğıye nefekan fil erdı ev süllemen fis semai fe te'tiyehüm bi ayeh ve lev şaellahü le cemeahüm alel hüda fe la tekunenne minel cahilın İnnema yestecıbüllezıne yesmeun vel mevta yeb'asühümüllahü sümme ileyhi yürceun Ve kalu lev la nüzzile aleyhi ayetüm mir rabbih kul innellahe kadirun ala ey yünezzile ayetev ve lakinne ekserahüm la ya'lemun Ve ma min dabbetin fil erdı ve la tairiy yetıyru bi cenahayhi illa ümemün emsalüküm ma ferratna fil kitabi min şey'in sümme ila rabbihim yuhşerun Vellezıne kezzebu bi ayatina summüv ve bükmün fiz zulümat mey yeşeillahü yudlilh ve mey yeşe'yec'alhü ala sıratım müstekıym Kul eraeyteküm in etaküm azabüllahi ev etetkümüs saatü e ğayrallahi ted'un in küntüm sadikıyn Bel iyyahü ted'une fe yekşifü ma ted'une ileyhi in şae ve tenzevne ma tüşrikun Ve le kad erselna ila ümemim min kablike fe ehaznahüm bil be'sai ved darrai leallehüm yetedarraun Fe lev la iz caehüm be'süna tedarrau ve lakin kaset kulubühüm ve zeyyene lehümüş şeytanü ma kanu ya'melun Felemma nesu ma zükkiru bihı fetahna aleyhim ebvabe külli şey' hatta iza ferihu bima utu ehaznahüm bağteten fe iza hüm müblisun Fe kutıa dabirul kavmillezıne zalemu vel hamdü lillahi rabbil alemın Kul eraeytüm in ehazellahü sem'aküm ve ebsaraküm ve hateme ala kulubiküm men ilahün ğayrullahi ye'tıküm bih ünzur keyfe nüsarrifül ayati sümme hüm yasdifun Kul eraeyteküm in etaküm azabüllahi bağteten ev cehraten hel yühlekü illel kavmüz zalimun Ve ma nürsilül mürselıne illa mübeşşirıne ve münzirın fe men amene ve asleha fe la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun Vellezıne kezzebu bi ayatina yemessühümül azabü bi ma kanu yefükun Kul la ekulü leküm ındı hazainüllahi ve la a'lemül ğaybe ve la ekulü leküm innı melek in ettebiu illa ma yuha ileyy kul hel yestevil a'ma vel besıyr e fe la tetefekkerun Ve enzir bihillezıne yehafune ey yuhşeru ila rabbihim leyse lehüm min dunihı veliyyüv ve la şefıul leallehüm yettekun Ve la tatrudillezıne yed'une rabbehüm bil ğadati vel aşiyyi yürıdune vecheh ma aleyke min hısabihim min şey'iv ve ma min hısabike aleyhim min şey'in fe tatrudehüm fe tekune minez zalimın Ve kezalike fetenna ba'dahüm bi ba'dıl li yekulu e haülai mennellahü aleyhim mim beynina e leysellahü bi a'leme biş şakirın Ve iza caekellezıne yü'minune bi ayatina fe kul selamün aleyküm ketebe rabbüküm ala nefsihir rahmete ennehu men amile minküm suem bi cehaletin sümme tabe mim ba'dihı ve asleha fe ennehu ğafurur rahıym Ve kezalike nüfessılül ayati ve li testebıne sebılül mücrimın Kul innı nühıtü en a'büdellezıne ted'une min dunillah kul la ettebiu ehvaeküm kad daleltü izev ve ma ene minel mühtedın Kul innı ala beyyinetim mir rabbı ve kezzebtüm bih ma ındı ma testa'cilune bih inil hukmü illa lillah yekussul hakka ve hüve hayrul fasılın Kul lev enne ındı ma testa'cilune bihı le kudiyel emru beynı ve beyneküm vallahü a'lemü biz zalimın Ve ındehu mefatihul ğaybi la ya'lemüha illa hu ve ya'lemü ma fil berri vel bahr ve ma teskutu miv verakatin illa ya'lemüha ve la habbetin fı zulümatil erdı ve la ratbiv ve la yavisin illa fı kitabim mübın Ve hüvellezı yeteveffaküm bil leyli ve ya'lemü ma cerahtüm bin nehari sümme yeb'asüküm fıhi li yukda ecelüm müsemma sümme ileyhi merciuküm sümme yünebbiüküm bi ma küntüm ta'melun Ve hüvel kahiru fevka ıbadihı ve yürsilü aleyküm hafezah hatta iza cae ehadekümül mevtü teveffethü rusülüna ve hüm la yüferritun Sümme ruddu ilellahi mevlahümül hakk e la lehül hukmü ve hüve esraul hasibın Kul mey yüneccıküm min zulümatil berri vel bahri ted'unehu tedarruav ve hufyeh le in encana min hazihı le nekunenne mineş şakirın Kulillahü yüneccıküm minha ve min külli kerbin sümme entüm tüşrikun Kul hüvel kadiru ala ey yeb'ase aleyküm azabem min fevkıküm ev min tahti ercüliküm ev yelbiseküm şiyeav ve yüzıka ba'daküm be'se ba'd ünzur keyfe nüsarrifül ayati leallehüm yefkahun Ve kezzebe bihı kavmüke ve hüvel hakk kul lestü aleyküm bi vekıl Li külli nebeim müstekarruv ve sevfe ta'lemun Ve iza raeytellezıne yehudune fı ayatina fe a'rıd anhüm hatta yehudu fı hadısin ğayrih ve imma yünsiyennekeş şeytanü fe la tak'ud ba'dez zikra meal kavmiz zalimın Ve ma alellezıne yettekune min hısabihim min şey'iv ve lakin zikra leallehüm yettekun Ve zerillezınettehazu dınehüm leıbev ve lehvev ve ğarrathümül hayatüd dünya ve zekkir bihı en tübsele nefsüm bima kesebet leyse leha min dunillahi veliyyüv ve la şefiy' ve in ta'dil külle adlil la yü'haz minha ülaikellezıne übsilu bima kesebu lehüm şerabüm min hamımiv ve azabün elımüm bima kanu yekfürun Kul e ned'u min dunillahi ma la yenfeuna ve la yedurruna ve nüraddü ala a'kabina ba'de iz hedanellahü kellezistehvethüş şeyatıynü fil erdı hayrane lehu ashabüy yed'unehu ilel hüde'tina kul inne hüdellahi hüvel hüda ve ümirna li nüslime li rabbil alemın Ve en ekıymüs salate vettekuh ve hüvellezı ileyhi tuhşerun Ve hüvellezı halekas semavati vel erda bil hakk ve yevme yekulü kün fe yekun kavlühül hakk ve lehül mülkü yevme yünfehu fis sur alimül ğaybi veş şehadeh ve hüvel hakımül habır Ve iz kale ibrahımü li ebıhi azera etettehızü asnamen aliheh innı erake ve kavmeke fı dalalim mübın Ve kezalike nürı ibrahıme melekutes semavati vel erdı ve li yekune minel mukının Felemma cenne aleyhil leylü raa kevkeba kale haza rabbı felemma efele kale la ühıbbül afilın Felemma rael kamera baziğan kale haza rabbı felemma efele kale leil lem yehdinı rabbı le ekunenne minel kavmid dallın Felemma raeş şemse baziğaten kale haza rabbı haza ekber felemma efelet kale ya kavmi innı berıüm mimma tüşrikun İnnı veccehtü vechiye lillezı fetaras semavati vel erda hanıfev ve ma ene minel müşrimın Ve haccehu kavmüh kale e tühaccunnı fillahi ve kad hedan ve la ehafü ma tüşrikune bihı illa ey yeşae rabbı şey'a vesia rabbı külle şey'in ılma e fe la tetezekkerun Ve keyfe ehafü ma eşraktüm ve la tehafune enneküm eşraktüm billahi ma lem yünezzil bihı aleyküm sültana fe eyyül ferıkayni ehakku bil emn in küntüm ta'lemun Ellezıne amenu ve lem yelbisu ımanehüm bi zulmin ülaike lehümül emnü ve hüm mühtedun Ve tilke huccetüna ateynaha ibrahıme ala kavmih nefeu deracatim men neşa' inne rabbeke hakımün alım Ve vehebna lehu ishaka ve ya'kub küllen hedeyna ve nuhan hedeyna min kablü ve min zürriyyetihı davude ve süleymane ve eyyube ve yusüfe ve musa ve harun ve kezalike neczil muhsinın Ve zekeriyya ve yahya ve ıysa ve ilyas küllüm mines salihıyn Ve ismaıyle vel yesea ve yunüse ve luta ve küllen faddalna alel alemın Ve min abaihim ve zürriyyatihim ve ıhvanihim vectebeyna hüm ve hedeynahüm ila sıratım müstekıym Zalike hüdellahi yehdı bihı mey yeşaü min ıbadih ve lev eşraku le habita anhüm ma kanu ya'melun Ülaikellezıne ateynahümül kitabe vel hukme ven nübüvveh fe iy yekfür biha haülai fe kad vekkelna biha kavmel leysu biha bi kafirun Ülaikellezıne hedellahü fe bi hüdahümuktedih kul la es'elüküm aleyhi ecra in hüve illa zikra lil alemın Ve ma kaderullahe hakka kadrihı iz kalu ma enzelellahü ala beşerim min şey' kul men enzelel kitabellezı cae bihı musa nurav ve hüdel lin nasi tec'alunehu karatıyse tübduneha ve tuhfune kesıra ve ullimtüm ma lem ta'lemu entüm ve la abaüküm kulillahü sümme zerhüm fı havdıhüm yel'abun Ve haza kitabün enzelnahü mübaraküm müsaddikullezı beyne yedeyhi ve li tünzira ümmel kura ve men havleha vellezıne yü'minune bil ahırati yü'minune bihı ve hüm ala salatihim yühafizun Ve men azlemü mimmeniftera alellahi keziben ev kale uhıye ileyye ve lem yuha ileyhi şey'üv ve men kale seanzilü misle ma enzelellah ve le v tera iziz zalimune fı ğameratil mevti vel melaiketü basitu eydıhim ahricu enfüseküm elyevme tüczevne azabel huni bi ma küntüm tekulune alellahi ğayral hakkı ve küntüm an ayatihı testekbirun Ve le kad ci'tümuna furada kema halaknaküm evvele merrativ ve teraktüm ma havvelnaküm verae zuhuriküm ve ma nera meaküm şüfeaekümüllezıne zeamtüm ennehüm fıküm şüraka' le kad tekattaa beyneküm ve dalle anküm ma küntüm tez'umun İnnellahe falikul habbi ven neva yuhricül hayye minel meyyiti ve muhricül meyyiti minel hayy zalikümüllahü fe enna tü'fekun Falikul ısbah ve cealel leyle sekenev veş şemse vel kamera husbana zalike takdırul azızil alım Ve hüvellezı ceale lekümün nücume li tehtedu biha fı zulümatil berri vel bahr kad fassalnel ayati li kavmiy ya'lemun Ve hüvellezı enşeeküm min nefsiv vahıdetin fe müstekarruv ve müstevda' kad fassalnel ayati li kavmiy yefkahun Ve hüvellezı enzele mines semai maa fe ahracna bihı nebate külli şey'in fe ahracna minhü hadıran nuhricü minhü habbem müterakiba veminen nahli min tal'iha kınvanün daniyetüv ve cennatim min a'nabiv vez zeytune ver rummane müştebihev ve ğayra müteşabih ünzuru ila semerihı iza esmera ve yen'ıh inne fı zaliküm le ayatil li kavmiy yü'minun Ve cealu lillahi şürakael cinne ve halekahüm ve haraku lehu benıne ve benatim bi ğayri ılm sübhanehu ve teala amma yesıfun Bedrıus semavati vel ard enna yekunü lehu veledüv ve lem tekül lehu sahıbeh ve haleka külle şey' ve hüve bi külli şey'in alım Zalikümüllahü rabbüküm la ilahe illa hu haliku külli şey'in fa'büduh ve hüve ala külli şey'iv vekıl La tüdrikühül ebsaru ve hüve yüdrikül ebsar ve hüvel latıyfül habır Kad caeküm besairu mir rabbiküm fe men ebsara fe li nefsih ve men amiye fe aleyha ve ma ene aleyküm bi hafıyz Ve kezalike nüsarrifül ayati ve li yekulu deraste ve li nübeyyinehu li kavmiy ya'lemun İttebı' ma uhıye ileyke mir rabbik la ilahe illa hu ve a'rıd anil müşrikın Ve lev şaellahü ma eşraku ve ma cealnake aleyhim hafıyza ve ma ente aleyhim bi vekıl Ve la tesübbüllezıne yed'une min dunillahi fe yesübbullahe advem bi ğayri ılm kezalike zeyyenna likülli ümmetin amele0hüm sümme ila rabbihim merciuhüm fe yünebbiühüm bi ma kanu ya'melun Ve askemu billahi cehde eymanihim le in caethüm ayetül le yü'minünne biha kul innemel ayatü ındellahi ve ma yüş'ıruküm enneha iza caet la yü'minun Ve nükallibü ef'idetehüm ve ebsarahüm kema lem yü'minu bihı evvele merrativ ve nezeruhüm fı tuğyanihim ya'mehun Ve lev ennena nezzelna ileyhimül melaikete ve kelemmehümül mevta ve haşerna aleyhim külle şey'in kubülem ma kanu li yü'minu illa ey yeşaellahü ve lakinne ekserahüm yechelun Ve kezalike cealna li külli nebiyyin adüvven şeyatıynel insi vel cinni yuhıy ba'duhüm illa ba'dın zuhrufel kavli ğurura ve lev şae rabbüke ma fealuhü fezerhüm ve ma yefterun Ve li tesğa ileyhi ef'idetüllezıne la yü'minune bil ahırati ve li yerdavhü ve li yakterifu ma hüm mukterifun E fe ğayrallahi ebteğıy hakamev ve hüvellezı enzele ileykümül kitabe müfassala vellezıne ateynahümül kitabe ya'lemune ennehu münezzelüm mir rabbike bil hakkı fe la tekunenne minel mümterın Ve temmet kelimetü rabbike sıdkav ve adla la mübeddile li kelimatih ve hüves semıul alım Ve in tütı'eksera men fil erdı yüdılluke an sebılillah iy yettebiune illez zanne ve in hüm illa yahrusun İnne rabbeke hüve a'lemü mey yedıllü an sebılil ve hüve a'lemü bil mühtedın Fe külu mimma zükirasmüllahi aleyhi in küntüm bi ayatihı mü'minın Ve maleküm ella te'külu mimma zükirasmüllahi aleyhi ve akd fassale leküm ma harrame aleyküm illa madturirtüm ileyh ve inne kesıral le yüdıllune bi ehvaihim bi ğayri ılm inne rabbeke hüve a'lemü bil mu'tedın Ve zeru zahiral ismi ve batıneh innellezıne yeksibunel isme seyüczevne bima kanu yakterifun Ve la te'külu mimma lem yüzkerismüllahi aleyhi ve innehu lefısk ve inneş şeyatıyne le yuhune ila evliyaihim li yücadiluküm ve in eta'tümuhüm inneküm le müşrikun E ve men kane meyten fe ahyeynahü ve cealna lehu nuray yemşı bihı fin nasi ke mem meselühu fiz zulümati leyse bi haricim minha kezalike züyyine lil kafirıne ma kanu ya'melun Ve kezalike cealna fı külli karyetin ekabira mücrimıha li yemküru fıha ve ma yemkürune illa bi enfüsihim ve ma yeş'urun Ve iza caethüm ayetün kalu len nü'mine hatta nü'ta misle ma utiye rusülüllah Allahü a'lemü haysü yec'alü risaleteh seyüsıybüllezıne ecramu sağarun ındellahi ve azabün şedıdüm bima kanu yemkürun Fe mey yüridillahü ey yehdiyehu yeşrah sadrahu lil islam ve mey yürid ey yüdılehu yec'al sadrahu dayyikan haracen ke ennema yessa'adü fis sema' kezalike yec'alüllahür ricse alellezıne la yü'minun Ve haza sıratu rabbike müstekıyma kad fessalnel ayati li kavmiy yezzekkerun Lehüm darus selami ınde rabbihim ve hüve veliyyühüm bima kanu ya'melun Ve yevme yahşurühüm cemıa ya ma'şeral cinni kadisteksertüm minel ins ve kale evliyaühüm minel insi rabbenestemtea ba'duna bi ba'dıv ve belağna ecelenellezı eccelte lena kalen naru mesvaküm halidıne fıha illa ma şaellah inne rabbeke hakımün alım Ve kezalike nüvellı ba'daz zalimıne ba'dam bima kanu yeksibun Ya ma'şeral cinni vel insi e lem ye'tiküm rusülüm minküm yekussune aleyküm ayatı ve yünziruneküm likae yevmiküm haza kalu şehidna ala enfüsina ve ğarrathümül hayatüd dünya ve şehıdu ala enfüsihim ennehüm kanu kafirın Zalike el lem yekür rabbüke mühlikel kura bi zulmiv ve ehlüha ğafilun Ve li küllin deracatüm mimma amilu ve ma rabbüke bi ğafilin amma ya'melun Ve rabbükel ğaniyyü zür rahmeh iy yeşa' yüzhibküm ve yestahlif mim ba'diküm ma yeşaü kema enşeeküm min zürriyyeti kavmin aharın İnnema tuadune leativ ve ma entüm bi mu'cizın Kul ve kavmı'melu ala mekanetiküm innı amil fe sevfe ta'lemune men tekunü lehu akıbetüd dar innehu la yüflihuz zalimun Ve cealu lillahi mimma zerae minel harsi vel en'ami nesıyben fe kalu haza lillahi bi za'mihim ve haza li şürakaina fe ma kane li şürakaihim fe la yesılü ilellah ve ma kane lillahi fe hüve yesılü ila şürakaihim sae ma yahkümun Ve kezalike zeyyene li kesırim minel müşrikıne katle evladihim şürakaühüm li yürduhüm ve li yelbisu aleyhim dınehüm ve lev şaellahü ma fealuhü fezerhüm ve ma yefterun Ve kalu hazihı en'amüv ve harsün hıcr la yat'amüha illa men neşaü bi za'mihim ve en'amün hurrimet zuhuruha ve en'amül la yezkürunesmellahi aleyheftiraen aleyh seyeczıhim bima kanu yefterun Ve kalu ma fı butuni hazihil en'ami halisatül li zükurina ve muharramün ala ezvacina ve iy yeküm meyteten fe hüm fıhi şüraka' seyeczıhim vasfehüm innehu hakımün alım Kad hasirallezıne katelu evladehüm sefehem bi ğayri ılmiv ve harramu ma razekahümüllahüftiraen alellah kad dallu ve ma kanu mühtedın Ve hüvellezı enşee cennatim ma'ruşativ ve ğayra ma'ruşativ ven nahle vez zer'a muhtelifen ükülühu vez zeytune ver rummane müteşabihev ve ğayra müteşabih külu min semerihı iza esmera ve atu hakkahu yevme hasadihı ve la tüsrifu innehu la yühıbbül müsrifın Ve minel en'ami hamuletev ve ferşa külu mimma razekakümüllahü ve la tettebiu hutuvatiş şeytan innehu leküm adüvvüm mübın Semaniyete ezvac mined da'nisneyni ve minel ma'zisneyn kul azzekerayni harrame emil ünseyeyn nebiunı bi ılmin in küntüm sadikıyn Ve minel ibilisneyni ve minel bekarisneyn kul azzekerayni harrame emil ünseyeyni emmeştemelet aleyhi erhamül ünseyeyn em küntüm şühedae iz vessakümüllahü bi haza fe men azlemü mimmeniftera alellahi kezibel li yüdıllen nase bi ğayri ılm innellahe la yehdil kavmez zalimın Kul la ecidü fı ma uhıye ileyye müharramen ala taımiy yat'amühu illa ey yekune meyteten ev demem mesfuhan ev lahme hınzırin fe innehu ricsün ev fiskan ühille li ğayrillahi bih fe menidturra ğayra bağıv ve la adin fe inne rabbeke ğafurur rahıym Ve alellezıne hadu harramna külle zı zufür ve minel bekari vel ğanemi harramna aleyhim şühumehüma illa ma hamelet zuhuruhüma evil havaya ev mahteleta bi azm zalike cezeynahüm bi bağyihim ve inna lesadikun Fe in kezzebuke fe kur rabbüküm zu rahmetiv vasiah ve la yüraddü be'sühu anil kavmil mücrimın Seyekulüllezıne eşraku lev şaellahü ma eşrakna ve la abaüna ve la harramna min şey' kezalike kezzebellezıne min kablihim hatta zaku be'sena kul hel ındeküm min ılmin fe tuhricuhü lena in tettebiune illez zanne ve in entüm illa tahrusun Kul fe lillahil huccetül baliğah fe lev şae le hedaküm ecmeıyn Kul helümme şühedaekümüllezıne yeşhedune ennellahe harrame haza fe in şehidu fe la teşhed meahüm ve la tettebı' ehvaellezıne kezzebu bi ayatina vellezıne la yü'minune bil ahırati ve hüm bi rabbihim ya'dilun Kul tealev etlü ma harrame rabbüküm aleyküm ella tüşriku bihı şey'a ve bil valideyni ıhsana ve la taktülu evladeküm min imlak nahnü nerzükuküm ve iyyahüm ve la takrabül fevahışe ma zahera minha ve ma betan ve la taktülün nefselletı harramellahü illa bil hakk zaliküm vessaküm bihı lealleküm ta'kılun Ve la takrabu malel yetımi illa billetı hiya ahsenü hatta yeblüğa eşüddeh ve evfül keyle vel mizane bil kıst la nükellifü nefsen illa vüs'aha ve iza kultüm fa'dilu ve lev kane za kurba ve bi ahdillahi evfu zaliküm vassaküm bihı lealleküm tezekkerun Ve enne haza zıratıy müstekıymen fettebiuh ve la tettebius sübüle fe teferraka biküm an sebılih zaliküm vassaküm bihı lealleküm tettekun Sümme ateyna musel kitabe temamen alellezı ahsene ve tefsıylel likülli şey'iv ve hüdev ve rahmetel leallehüm bi likai rabbihim yü'minun Ve haza kitabün enzelnahü mübarakün fettebiuhü vetteku lealleküm türhamun En tekulu innema ünzilel kitabü ala taifeteyni min kablina ve in künna an dirasetihim leğafilın Ev tekulu lev enna ünzile aleynel kitabü le künna ehda minhüm fe kad caeküm beyyinetüm mir rabiküm ve hüdev ve rahmeh fe min azlemü mimmen kezzebe bi ayatillahi ve sadefe anha seneczillezıne yasdifune an ayatina suel azabi bi ma kanu yasdifun Hel yenzurune illa en te'tiyehümül melaiketü ev ye'tiye rabbüke ev ye'tiye ba'du ayati rabbik yevme ye'tı ba'du ayati rabbike la yenfeu nefsen ımanüha lem tekün amenet min kablü ev kesebet fı ımaniha hayra kulintezıru inna müntezırun İnnellezıne ferreku dınehüm ve kanu şiyeal leste minhüm fı şey' innema emruhüm ilellahi sümme yünebbiühüm bima kanu yef'alun Men cae bil haseneti fe lehu aşru emsaliha ve men cae bis seyyieti fe la yücza illa misleha ve hüm la yuzlemun Kul innenı hedanı rabbı ila sıratım müstekıym dınen kıyemem millete ibrahıme hanıfa ve ma kane minel müşrikın Kul inne salati ve nüsükı ve mahyaye ve mematı lillahi rabbil alemın La şerıke leh ve bi zalike ümirtü ve ene evvelül müslimın Kul e ğayrallahi ebğıy rabbev ve hüve rabbü külli şey' ve la teksibü küllü nefsin illa aleyha ve la teziru vaziratüv vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm bima küntüm fıhi tahtelifun Ve hüvellezı cealeküm halaifel erdı ve rafea ba'daküm fevka ba'dın deracatil li yeblüveküm fı ma ataküm inne rabbeke serıul ıkabi ve innehu le ğafurur rahıym Enam Suresi Anlamı Enam suresinin dileklerin kabul olabilmesini sağlayan çok kıymetli bir dua olduğu söylenebilir. Enam suresinin ayetlerinde gökleri ve yeri yaratan Allah’ın her şeyi gördüğüne ve bildiğine, Allah’tan başka bir yaratıcı olmadığına, insanın yaratılışından kıyamet gününe kadar pek çok bilgiye yer verilmiştir. Anlamlarını daha iyi kavrayabilmemiz için Enam suresi Türkçe okunuşu da oldukça önemlidir. Rahmân ve Rahîm Allah'ın adıyla Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. Böyle iken inkar edenler başka şeyleri Rablerine denk tutuyorlar. O öyle bir Rab'dır ki, sizi çamurdan yaratmış, sonra her birinize bir ecel tayin etmiştir. Kıyametin kopması için belirlenmiş bir ecel de onun katındadır. Siz ise hâlâ şüphe ediyorsunuz. Halbuki O, göklerde de Allah'tır, yerde de. Sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da. Sizin daha ne kazanacağınızı da bilir. Onlara Rablerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki ondan yüz çevirmesinler. Nitekim hak Kur'an kendilerine gelince onu yalanladılar. Fakat alay ettikleri şeyin haberleri kendilerine ilerde gelecektir. Onlardan önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkan ve iktidarı onlara vermiştik. Onlara bol bol yağmur yağdırmıştık. Topraklarından nehirler akıttık. Sonra da günahları sebebiyle onları helak ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik. Ey Muhammed! Eğer sana kağıda yazılı bir kitap indirseydik, onlar da elleriyle ona dokunsalardı, yine o inkar edenler, "Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir" diyeceklerdi. Bir de dediler ki "Ona açıktan göreceğimiz bir melek indirilse ya!" Eğer öyle bir melek indirseydik artık iş bitirilmiş olurdu, sonra da kendilerine göz açtırılmazdı. Hemen helak edilirlerdi Eğer onu Peygamberi bir melek kılsaydık yine onu bir adam suretinde yapardık ve onları yine içinde bulundukları karmaşaya düşürmüş olurduk. Ey Muhammed! Andolsun, senden önce de birçok peygamber alaya alınmıştı da onlarla alay edenleri, alay ettikleri şey kuşatıp mahvetmişti. De ki "Yeryüzünde gezin dolaşın da Peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl olmuş bir görün. " De ki "Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?" "Allah'ındır" de. O merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar. Gece ve gündüzde barınan her şey onundur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. De ki "Göklerin ve yerin yaratıcısı olan, beslediği halde beslenmeye ihtiyacı olmayan Allah'tan başkasını mı dost edineceğim. " De ki "Bana, Allah'a teslim olanların ilki olmam emredildi ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma denildi. " De ki "Ben Rabbime isyan edersem gerçekten, büyük bir günün kıyamet gününün azabından korkarım. " O günün azabı kimden savuşturulursa gerçekten Allah ona acımıştır. İşte bu apaçık kurtuluştur. Şayet Allah sana bir zarar dokundursa bunu O'ndan başka giderecek yoktur. Fakat sana bir hayır dokunduracak olsa onu da kimse gideremez. Bil ki O her şeye hakkıyla gücü yetendir. O, kullarının üstünde mutlak hakimiyet sahibidir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyden hakkıyla haberdardır. De ki "Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki "Allah benimle sizin aranızda şahittir. İşte bu Kur'an bana, onunla sizi ve eriştiği herkesi uyarayım diye vahyolundu. Gerçekten siz mi Allah ile beraber başka ilahlar olduğuna şahitlik ediyorsunuz?" De ki "Ben şahitlik etmem. O, ancak tek bir ilahtır ve şüphesiz ben sizin Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. " Kendilerine kitap verdiklerimiz onu Peygamberi kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar. Kim Allah'a karşı yalan uydurandan, ya da onun âyetlerini yalanlayandan daha zalimdir? Şüphesiz ki, zalimler kurtuluşa eremez. Onları tümüyle mahşere toplayıp da Allah'a ortak koşanlara, "Nerede, ilah olduklarını iddia ettiğiniz ortaklarınız?" diyeceğimiz günü hatırla. Sonunda onların manevraları, "Rabbimiz Allah'a andolsun ki biz ona ortak koşanlar değildik" demelerinden başka bir şey olmayacaktır. Bak kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve iftira edip durdukları şeyler uydurma ilahları onları nasıl yüzüstü bırakıp kayboluverdi? İçlerinden, Kur'an okurken seni dinleyenler de var. Onu anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler gereriz, kulaklarına ağırlık koyarız. Her türlü mucizeyi görseler de onlara inanmazlar. Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkâr edenler, "Bu Kur'an evvelkilerin masallarından başka bir şey değil" derler. Onlar başkalarını ondan Kur'an'dan alıkoyarlar, hem de kendileri ondan uzak kalırlar. Onlar farkına varmaksızın, ancak kendilerini helak ediyorlar. Ateşin karşısında durdurulup da, "Ah, keşke dünyaya geri döndürülsek de Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve mü'minlerden olsak" dedikleri vakit hallerini bir görsen! Hayır, bu yakınmaları daha önce gizlemekte oldukları şeyler onlara göründü de ondan. Eğer çevrilselerdi elbette kendilerine yasaklanan şeylere yine döneceklerdi. Şüphesiz onlar yalancıdırlar. Derler ki "Hayat ancak dünya hayatımızdır. Artık biz bir daha diriltilecek de değiliz. " Rab'lerinin huzurunda durduruldukları vakit hallerini bir görsen! Allah diyecek ki "Nasıl, şu dirilmek gerçek değil miymiş?" Onlar, "Evet, Rabbimiz'e andolsun ki, gerçekmiş" diyecekler. Allah, "Öyleyse inkar etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı!" diyecek. Allah'ın huzuruna çıkmayı yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramıştır. Nihayet onlara ansızın o saat kıyamet gelip çatınca bütün günahlarını sırtlarına yüklenerek, "Hayatta yaptığımız kusurlardan ötürü vay halimize!" diyecekler. Dikkat edin, yüklendikleri günah yükü ne kötüdür! Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? Ey Muhammed! Biz çok iyi biliyoruz ki söyledikleri elbette seni incitiyor. Onlar gerçekte seni yalanlamıyorlar; fakat o zalimler Allah'ın âyetlerini inadına inkâr ediyorlar. Andolsun ki, senden önce de bir çok Peygamberler yalanlanmıştı da onlar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı sabretmişler ve nihayet kendilerine yardımımız yetişmişti. Allah'ın kelimelerini değiştirebilecek bir güç de yoktur. Andolsun peygamberler ile ilgili haberlerin bir kısmı sana gelmiş bulunuyor. Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse; bir delik açıp yerin dibine inerek, yahut bir merdiven kurup göğe çıkarak onlara bir mucize getirmeye gücün yetiyorsa durma, yap! Eğer Allah dileseydi elbette onları hidayet üzere toplardı. O halde sakın cahillerden olma. Davete, ancak bütün kalpleriyle kulak verenler uyar. Kalben ölüleri ise yalnızca Allah diriltir. Sonra da hepsi ona döndürülürler. Dediler ki "Ona Rabbinden bir mucize indirilse ya!" Ey Muhammed! De ki "Şüphesiz Allah'ın, bir mucize indirmeğe gücü yeter. Fakat onların çoğu bilmiyor. " Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve gökte iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. Âyetlerimizi yalanlayanlar karanlıklar içerisindeki bir takım sağırlar ve dilsizlerdir. Allah kimi dilerse onu şaşırtır. Kimi de dilerse onu dosdoğru yol üzere kılar. Ey Muhammed! De ki "Söyleyin bakalım. Acaba size Allah'ın azabı gelse veya size kıyamet saati gelip çatsa böyle bir durumda siz Allah'tan başkasını mı çağırırsınız? Eğer putların size yararı dokunduğu iddianızda doğru söyleyenlerseniz haydi onları yardıma çağırın. Hayır! Bu durumda yalnız ona dua edersiniz, o da dilerse kurtulmak için dua ettiğiniz sıkıntıyı giderir ve siz o an Allah'a ortak koştuklarınızı unutursunuz. " Andolsun, senden önce bir takım ümmetlere de peygamberler gönderdik. Peygamberlerini dinlemediler. Sonunda, yalvarsınlar da tövbe etsinler diye onları şiddetli yoksulluk ve darlıklarla yakaladık. Hiç olmazsa onlara azabımız geldiği zaman yakarıp tövbe etselerdi ya. . . Fakat onu yapmadılar kalpleri katılaştı. Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü göstermişti. Derken onlar kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, önce üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Sonra kendilerine verilenle sevinip şımardıkları sırada onları ansızın yakaladık da bir anda tüm ümitlerini kaybedip yıkıldılar. Böylece zulmeden o toplumun kökü kesildi. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. De ki "Ne dersiniz, eğer Allah sizin kulağınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi de mühürlerse, Allah'tan başka onu size geri getirecek ilah kimmiş?" Bak, biz âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz, sonra onlar nasıl yüz çeviriyorlar? De ki "Ne dersiniz, Allah'ın azabı size beklenmedik bir anda veya açıktan açığa gelse, zalimler toplumundan başkası mı helak edilecek?" Biz peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir. Âyetlerimizi yalanlayanlara ise, yapmakta oldukları fasıklık sebebiyle azap dokunacaktır. De ki "Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır' demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size Ben bir meleğim' de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum. " De ki "Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?" Kendileri için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi bulunmaksızın, Rab'lerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye, onunla Kur'an ile uyar. Rab'lerinin rızasını isteyerek sabah akşam ona dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun. Böylece insanların bazısını bazısı ile denedik ki, "Allah aramızdan şu adamları mı iman nimetine layık gördü?" desinler. Allah şükreden kullarını daha iyi bilen değil mi? Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman de ki "Selam olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti merhameti yazdı. Şöyle ki Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse bilmiş olun ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. " Suçluların yolu da açığa çıksın diye âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız. De ki "Sizin, Allah'tan başka ibadet ettiğiniz şeylere ibadet etmem bana kesinlikle yasaklandı. Ben sizin arzularınıza uymam. Uyarsam o takdirde sapmış olurum, hidayete erenlerden olmam. " De ki "Şüphesiz ben, Rabbimden gelen kesin bir belge üzereyim. Siz ise onu yalanladınız. Sizin acele istediğiniz azap benim elimde değil. Hüküm yalnızca Allah'a aittir. O, hakkı anlatır. O, hakkı batıldan ayırt edenlerin en hayırlısıdır. " De ki "Sizin acele istediğiniz azap şayet benim elimde olsaydı benimle sizin aranızda iş elbette bitirilmiş olurdu. " Allah zalimleri daha iyi bilir. Gaybın anahtarları yalnızca O'nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta Allah'ın bilgisi dahilinde, Levh-i Mahfuz'da olmasın. O, geceleyin sizi ölü gibi kendinizden geçirip alan uyutan ve gündüzün kazandıklarınızı bilen, sonra da belirlenmiş eceliniz tamamlanıncaya kadar gündüzleri sizi tekrar diriltendir. uyandırandır. Sonra dönüşünüz yalnız O'nadır. Sonra O, işlemekte olduklarınızı size haber verecektir. O, kullarının üstünde mutlak hakimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit görevli elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler. Sonra hepsi, gerçek sahipleri Allah'a döndürülürler. İyi bilin ki hüküm yalnız O'nundur. O, hesap görenlerin en çabuğudur. De ki "Sizler, açıktan ve gizlice ona Eğer bizi bundan kurtarırsa elbette şükredenlerden olacağız' diye dua ederken, sizi karanın ve denizin karanlıklarından tehlikelerinden kim kurtarır?" De ki "Onlardan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarır. Ama siz yine de ona ortak koşuyorsunuz. " De ki "O size üstünüzden gökten veya ayaklarınızın altından yerden bir azap göndermeğe, ya da sizi grup grup birbirinize düşürmeğe ve kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya gücü yetendir. " Bak, anlasınlar diye, âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz. O Kur'an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı. De ki "Ben size vekil sizden sorumlu değilim. " Her haberin gerçekleşeceği bir zamanı vardır. İleride bileceksiniz. Âyetlerimiz hakkında dedikoduya dalanları gördüğün vakit başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüz çevir, uzaklaş. Şayet şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra kalk, o zalimler grubu ile beraber oturma. Allah'a karşı gelmekten sakınanlara, onların hesabından bir şey sorumluluk yoktur. Fakat üzerlerine düşen bir hatırlatmadır. Belki sakınırlar. Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak. Hiç kimsenin kazandığı yüzünden mahrumiyete sürüklenmemesi için Kur'an ile öğüt ver. Yoksa ona Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi. Kurtuluşu için her türlü fidyeyi verse de bu ondan kabul edilmez. İşte onlar kazandıkları yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir. Küfre saplanıp kalmalarından dolayı onlara çılgınca kaynamış bir içecek ve elem dolu bir azap vardır. De ki "Allah'ı bırakıp da bize faydası olmayan, zararı da dokunmayan şeylere mi tapalım? Allah bizi hidayete kavuşturduktan sonra gerisin geri şirke mi döndürülelim? Arkadaşları bize gel!' diye doğru yola çağırdıkları halde, yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşıp şeytanların ayarttığı kimse gibi mi olalım?" De ki "Hiç şüphesiz asıl doğru yol Allah'ın yoludur. Bize âlemlerin Rabbine boyun eğmek emrolundu. " Bir de, bize, "Namazı dosdoğru kılın ve Allah'a karşı gelmekten sakının" diye emrolundu. O, huzurunda toplanacağınız Allah'tır. O, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak yaratandır. Allah'ın "ol" deyip de her şeyin oluvereceği günü hatırla. O'nun sözü gerçektir. Sûra üflendiği gün de mülk hükümranlık onundur. Gaybı da, görülen âlemi de bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyden hakkıyla haberdardır. Hani İbrahim babası Âzer'e, "Sen putları ilah mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum" demişti. İşte böylece İbrahim'e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun. Üzerine gece karanlığı basınca bir yıldız gördü. "İşte Rabbim!" dedi. Yıldız batınca da, "Ben öyle batanları sevmem" dedi. Ay'ı doğarken görünce de, "İşte Rabbim!" dedi. Ay da batınca, "Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse mutlaka ben de sapıklardan olurum" dedi. Güneşi doğarken görünce de, "İşte benim Rabbim! Bu daha büyük" dedi. O da batınca kavmine dönüp, "Ey kavmim!" Ben sizin Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım" dedi. "Ben hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben Allah'a ortak koşanlardan değilim. " Kavmi onunla tartışmaya girişti. Dedi ki "Beni doğru yola iletmişken Allah hakkında benimle tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? Hem sizin ona ortak koştuklarınızdan ben korkmam; ancak Rabbim'in bir şey dilemiş olması başka. Rabbim'in ilmi her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?" "Allah'ın, size, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri ona ortak koşmaktan korkmuyorsunuz da, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden ne diye korkayım? Öyle ise iki taraftan hangisi güvende olmaya daha layıktır? Eğer biliyorsanız söyleyin. " İman edip de imanlarına zulmü şirki bulaştırmayanlar var ya; işte güven onların hakkıdır. Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır. İşte kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz delillerimiz. . . Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik. Hepsini hidayete erdirdik. Daha önce Nûh'u da hidayete erdirmiştik. Zürriyetinden Dâvud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yûsuf'u, Mûsâ'yı ve Hârûn'u da. İyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız. Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı, İlyas'ı doğru yola erdirmiştik. Bunların hepsi salih kimselerden idi. İsmail'i, Elyasa'ı, Yûnus'u ve Lût'u da hidayete erdirmiştik. Her birini âlemlere üstün kılmıştık. Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bir kısmını da. Bütün bunları seçtik ve bunları dosdoğru bir yola ilettik. İşte bu, Allah'ın hidayetidir ki, kullarından dilediğini buna iletip yöneltir. Eğer onlar da Allah'a ortak koşsalardı bütün yaptıkları boşa gitmişti. Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar inanmayanlar bunları tanımayıp inkar ederlerse, biz onları inkar etmeyecek olan bir kavmi, onlara vekil kılmışızdır. İşte, o peygamberler, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Ey Muhammed! Sen de onların tuttuğu yola uy. De ki "Bu tebliğe karşı sizden bir ücret istemiyorum. O Kur'an, bütün âlemler için ancak bir uyarıdır. " Allah'ın kadrini gereği gibi bilemediler. Çünkü, "Allah hiç kimseye hiçbir şey indirmedi" dediler. De ki "Mûsâ'nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği, parça parça kağıtlar haline koyup ortaya çıkardığınız, pek çoğunu ise gizlediğiniz; kendisiyle ne sizin, ne babalarınızın bilmediği şeylerin size öğretildiği Kitab'ı kim indirdi?" Ey Muhammed! "Allah" indirdi de, sonra bırak onları, içine daldıkları batakta oynayadursunlar. İşte bu Kur'an da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri ilahi kitapları tasdik eden ve şehirler anasını Mekke'yi ve bütün çevresini tüm insanlığı uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır. Ahirete iman edenler, ona da inanırlar. Onlar namazlarını vaktinde kılarlar. Allah'a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, "Bana vahyolundu" diyen, ya da "Allah'ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim" diye laf eden kimseden daha zalim kimdir? Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, "Haydi canlarınızı kurtarın! Allah'a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve onun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız" diyecekleri zaman hallerini bir görsen! Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geldiniz. Size verdiğimiz dünyalık nimetleri de arkanızda bıraktınız. Hani hakkınızda Allah'ın ortakları olduğunu zannettiğiniz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz? Artık aranızdaki bağlar tamamen kopmuş ve Allah'ın ortağı olduklarını iddia ettikleriniz sizi yüzüstü bırakıp kaybolmuşlardır. Şüphesiz Allah, taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır. Diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur Allah! Peki ondan nasıl çevriliyorsunuz? O, karanlığı yarıp sabahı çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı da ince birer hesap ölçüsü kıldı. Bütün bunlar mutlak güç sahibinin, hakkıyla bilenin takdiridir ölçüp biçmesidir. O, sayelerinde, kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır. Bilen bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık. O, sizi bir tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır. O gökten su indirendir. İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarıp onlardan yeşillik meydana getirir ve o yeşil bitkilerden, üst üste binmiş taneler, -hurma ağacının tomurcuğunda da aşağıya sarkmış salkımlar- üzüm bahçeleri, zeytin ve nar çıkarırız Herbiri birbirine benzer ve her biri birbirinden farklı. Bunların meyvesine, bir meyve verdiği zaman, bir de olgunlaştığı zaman bakın. Şüphesiz bunda inanan bir topluluk için Allah'ın varlığını gösteren ibretler vardır. Bir de cinleri Allah'a bir takım ortaklar yaptılar. Oysa onları o yarattı. Bilgisizce Allah'a oğullar ve kızlar da uydurdular. O, onların niteledikleri şeylerden uzaktır, yücedir. O, gökleri ve yeri örnekleri yokken yaratandır. O'nun bir eşi olmadığı halde nasıl bir çocuğu olabilir? Halbuki her şeyi O yarattı. O her şeyi hakkıyla bilendir. İşte sizin Rabbiniz Allah. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O'na kulluk edin. O her şeye vekil her şeyi yöneten, görüp gözetendir. Gözler onu idrak edemez ama O, gözleri idrak eder. " O, en gizli şeyleri bilendir, her şeyden hakkıyla haberdar olandır. Rabbinizden size gerçekleri gösteren deliller geldi. Artık kim gözünü açar hakkı idrak ederse kendi yararına, kim de hakkın karşısında körlük ederse kendi zararınadır. Ben başınızda bekçi değilim. Onlar, "Sen iyi ders almışsın" desinler diye ve bir de bilen bir toplum için onu Kur'an'ı açıklayalım diye âyetleri değişik biçimlerde işte böylece açıklıyoruz. Ey Muhammed! Sen, Rabbinden sana vahyedilene uy. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. Allah'a ortak koşanlardan yüz çevir. Allah dileseydi ortak koşmazlardı. Biz seni onların başına bir bekçi yapmadık. Sen onlara vekil onlardan sorumlu da değilsin. Onların, Allah'ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah'a söverler. Böylece her ümmete yaptıklarını süslü gösterdik. Sonra dönüşleri ancak Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir. Eğer kendilerine başka bir mucize gelirse mutlaka ona inanacaklarına dair en güçlü yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki "Mucizeler ancak Allah katındadır. O mucizeler geldiği vakit de inanmayacaklarını siz ne bileceksiniz?" Biz onların kalplerini ve gözlerini ters döndürürüz de ilkin ona iman etmedikleri gibi mucize geldikten sonra da inanmazlar ve yine onları azgınlıkları içinde bırakırız da bocalar dururlar. Biz onlara melekleri de indirseydik, kendileriyle ölüler de konuşsaydı ve her şeyi karşılarında hakikatın şahidleri olarak toplasaydık Allah dilemedikçe yine de iman edecek değillerdi. Fakat onların çoğu bilmiyorlar. İşte böylece biz her Peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. O halde onları iftiralarıyla baş başa bırak. Bir de şeytanlar, ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye bu fısıldamayı yaparlar. "Size Kitab'ı Kur'an'ı hak olarak indiren O iken ben Allah'tan başka bir hakem mi arayacağım?" de. Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O halde sakın şüphecilerden olma. Rabbinin kelimesi Kur'an doğruluk ve adalet bakımından tamdır. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar. Şüphesiz senin Rabbin, yolundan sapanı çok iyi bilir ve yine O doğru yolu bulanları en iyi bilendir. Artık, âyetlerine inanan kimseler iseniz üzerine Allah'ın ismi anılarak kesilmiş hayvanlardan yiyin. Allah, yemek zorunda kaldıklarınız dışında size neleri haram kıldığını tek tek açıklamışken, üzerine adının anıldığı hayvanları yememenizin sebebi nedir. Gerçekten birçokları nefislerinin arzularına uyarak bilmeden halkı saptırıyorlar. Şüphesiz senin Rabbin, haddi aşanları çok iyi bilir. Günahın açığını da bırakın, gizlisini de. Çünkü günah kazananlar yaptıkları karşılığında cezalandırılacaklardır. Üzerine Allah adı anılmayan hayvanlardan yemeyin. Çünkü bu şekilde davranış fasıklıktır. Bir de şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için mutlaka fısıldarlar. Onlara boyun eğerseniz şüphesiz siz de Allah'a ortak koşmuş olursunuz. 25 Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine, insanlar arasında yürüyeceği bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, hiç, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamamış kimsenin durumu gibi olur mu? İşte kafirlere, işlemekte oldukları çirkinlikler böyle süslü gösterilmiştir. İşte böyle, her memlekette günahkârları oranın ileri gelenleri kıldık ki oralarda hilekârlık etsinler. Halbuki onlar hilekârlığı ancak kendilerine yaparlar. Ama farkında olmuyorlar. Onlara bir âyet geldiği zaman, "Allah elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilinceye kadar asla inanmayacağız" derler. Allah elçilik görevini kime vereceğini çok iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir. Allah her kimi doğruya erdirmek isterse onun göğsünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah inanmayanlara azap ve sıkıntıyı işte böyle verir. Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Şüphesiz düşünüp öğüt alacak bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık. Rableri katında selam yurdu cennet onlarındır. Allah, yapmakta oldukları şeylerden dolayı onların dostudur. Onların hepsini bir araya toplayacağı gün şöyle diyecektir "Ey cin topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu saptırıp aranıza kattınız. " Onların insanlardan olan dostları, "Ey Rabbimiz! Bizler birbirimizden yararlandık ve bize belirlediğin süremizin sonuna ulaştık" diyecekler. Allah da diyecek ki "Allah'ın diledikleri affettikleri hariç, içinde ebedi kalmak üzere duracağınız yer ateştir. " Ey Muhammed! Şüphesiz senin Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz. O gün Allah şöyle diyecektir "Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" Onlar şöyle diyecekler "Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz. " Dünya hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler. Bu peygamberlerin gönderilmesi, Allah'ın, halkları habersizken ülkeleri haksız yere helâk etmeyeceği içindir. Herkesin amellerine göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir. Rabbin her bakımdan sınırsız zengindir, rahmet sahibidir. Sizi başka bir kavmin soyundan getirdiği gibi, dilerse sizi giderir yok eder ve sizden sonra da yerinize dilediğini getirir. Şüphesiz size va'd edilen şeyler mutlaka gelecektir. Siz bunun önüne geçemezsiniz. De ki "Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de görevimi yapacağım. Ama dünya yurdunun sonucunun kimin olacağını yakında öğreneceksiniz. Şüphesiz, zalimler kurtuluşa eremezler. Allah'ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan O'na bir pay ayırdılar ve akıllarınca, "Şu Allah için, şu da bizim ortaklarımız putlarımız için" dediler. Ortakları için olan Allah'ınkine eklenmiyor. Allah için olan ise ortaklarınkine ekleniyor. . . Ne kötü hükmediyorlar! Yine bunun gibi, Allah'a ortak koşanların çoğuna, koştukları ortaklar, çocuklarını öldürmelerini güzel gösterdi ki; onları helake sürüklesinler ve dinlerini karıştırıp onları yanıltsınlar. Eğer Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Artık sen onları uydurdukları ile baş başa bırak. Bir de asılsız iddialarda bulunarak dediler ki "Bunlar yasaklanmış hayvanlar ve ekinlerdir. Onları bizim dilediklerimizden başkası yiyemez. Şunlar da sırtları binilmesi ve yük yüklemesi haram edilmiş hayvanlardır. " Bir kısım hayvanları da keserken üzerlerine Allah'ın adını anmazlar. Bütün bunları Allah'a iftira ederek yaparlar. Bu iftiraları sebebiyle Allah onları cezalandıracaktır. Bir de dediler ki "Şu hayvanların karınlarındaki yavrular canlı olursa sırf erkeklerimize aittir. Karılarımıza ise haramdır. " Eğer ölü olursa o vakit onda hepsi ortaktırlar. Allah onların bu tür nitelemelerinin cezasını verecektir. Şüphesiz O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. Beyinsizlikleri yüzünden bilgisizce çocuklarını öldürenler, Allah'ın kendilerine verdiği rızkı -Allah'a iftira ederek- haram sayanlar, mutlaka ziyan etmişlerdir. Gerçekten onlar sapmışlardır. Doğru yolu bulmuş da değillerdir. O, çardaklı, çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri, zeytini ve narı herbiri birbirine benzer ve herbiri birbirinden farklı biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin. Hasat günü de hakkını öşürünü3 verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. Yine O, hayvanlardan da irili ufaklı var edendir. Allah'ın size rızık olarak verdiğinden yiyin de şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. O, Hayvanlardan sekiz eşi de yaratandır Erkek ve dişi olarak koyundan iki, keçiden de iki. Ey Muhammed! De ki "Allah iki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı? Eğer doğru söyleyenler iseniz bana bilerek haber verin. " Yine erkek ve dişi olarak deveden iki, sığırdan da iki. De ki "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı? Yoksa Allah size bunları haram ettiğinde orada hazır mı idiniz!?" İnsanları bilgisizce saptırmak için Allah'a karşı yalan uyduran kimseden daha zalim kimdir? Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez. De ki "Bana vahyolunan Kur'an'da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir murdar hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir. " Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir. Yahudilere tırnaklı hayvanların hepsini haram kıldık. Sığır ve koyunların ise, sırtlarında veya bağırsaklarında bulunanlar, ya da kemiklerine karışanlar dışındaki iç yağlarını yine onlara haram kıldık. İşte böyle, azgınlıkları sebebiyle onları cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz. Eğer seni yalanlarlarsa, de ki "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Bununla beraber suçlu bir toplumdan onun azabı geri çevrilmez. " Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki "Eğer Allah dileseydi biz de ortak koşmazdık, babalarımız da. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık. " Onlardan öncekiler de peygamberlerini böyle yalanlamışlardı da sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki "Sizin iddialarınızı ispat edecek bir bilginiz var mı ki onu bize gösteresiniz? Siz ancak kuruntuya uyuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz. " De ki "En üstün delil yalnızca Allah'ındır. O, dileseydi elbette sizin hepinizi doğru yola iletirdi. " De ki "Haydi, Allah şunu haram kıldı" diye tanıklık yapacak şahitlerinizi getirin. Onlar şahitlik etseler de sen onlarla beraber şahitlik etme. Âyetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların azrularına uyma. Onlar Rablerine, başka şeyleri denk tutuyorlar. Ey Muhammed! De ki "Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. Zina ve benzeri çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça Allah'ın haram dokunulmaz kıldığı canı öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız. " Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. Birisi hakkında konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa adil olun. Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti. İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O'nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti. Sonra iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayet ve rahmete erdirmek için Mûsâ'ya Kitab'ı Tevrat'ı verdik ki Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler. Bu Kur'an da bizim indirdiğimiz bereket kaynağı bir kitaptır. Artık ona uyun ve Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. 156, 157. Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa yahudilere ve hıristiyanlara indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve insanları onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. Ey Muhammed! Onlar iman etmek için ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbi'nin gelmesini ya da Rabbinin bazı âyetlerinin gelmesini mi gözlüyorlar? Rabbi'nin âyetlerinden bazısı geldiği gün, daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış olan bir kimseye o günki imanı fayda vermez. De ki "Siz bekleyin. Şüphesiz biz de bekliyoruz. " Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra O, yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir. Kim bir iyilik yaparsa ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez. De ki"Şüphesiz Rabbim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine, Hakk'a yönelen İbrahim'in dinine iletti. O, Allah'a ortak koşanlardan değildi. " Ey Muhammed! De ki "Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir. " "O'nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Ben müslümanların ilkiyim. " De ki "Her şeyin Rabbi o iken ben başka bir Rab mı arayayım? Herkes günahı yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O size, ihtilaf etmekte olduğunuz şeyleri haber verecektir. O, sizi yeryüzünde halifeler oraya hakim kimseler yapan, size verdiği nimetler konusunda sizi sınamak için bazınızı bazınıza derece derece üstün kılandır. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır. Şüphe yok ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Enam Suresi Faydaları Hz. Ali, Enam suresi okuyan kişilerin Allah'ın rızasını kazanacağını belirtmiştir. Bununla birlikte Enam suresi okumanın faydalarının saymakla bitmediğini söyleyebiliriz. Gelin, bu faydaların bazılarına birlikte göz atalım Bir hadise göre; bir kimse sabah namazının ardından Enam suresi ilk 3 ayetini okursa Allah o kulu için 70 bin melek görevlendirir ve bu melekler ahiret gününe kadar o kişinin bağışlanmasını diler. Enam suresi geçmiş günahlarımızın affedilmesini sağlar. Bizi tehlikelerden korur. Hastalıklardan kurtulmamıza, ağrılarımızın azalmasına yardımcı olur. Bizi sıkıntı ve kötülüklerden korur. Enam suresini 41 kere okuduğumuzda kısmetimiz açılır ve rızkımız çoğalır. Maddi ve manevi tüm bela ve felaketlere karşı bir kalkan görevi görür. Enam Ne Demek? Arapça bir kelime olan Enam, yaratılmış bütün canlılar anlamına gelir. Bir diğer anlamı da "halk" demektir. Deve, sığır ve koyun gibi hayvanların Allah tarafından insanlara fayda için yaratıldığı ancak bazı inanmayanların bu hayvanlara taptığından bahsedildiği için bu sure Enam adını almıştır. Enam suresinde Allah'a ve Peygambere inanmanın ve iman etmenin önemine, yaratılışa, ahiret hayatına, putlara inanmanın kabul edilemez olduğuna, Allah'ın kudreti, adaleti ve merhametine dair birçok örnek ve bilgiye yer verilmiştir. Enam Hangi Surede Yer Alır? Enam, Kuranı Kerim'in altıncı suresidir. Sure ismini 136. 138. ve 139. ayetlerde yer alan enam kelimesinden almıştır. Enam Suresi Nerede İndirilmiştir? Rivayetlere göre Enam suresi Mekke devrinin sonlarına doğru, bir gecede inmiştir. Bir hadise göre Enam suresinin inişine 70 bin melek eşlik etmiş ve gökyüzü meleklerle kaplanmıştır. Bunun üzerine Peygamber Efendimizin secde ettiği söylenir. Mekke topraklarında indirilen Enam suresinin 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. ayetlerinin de Medine’ye indiğine yönelik bazı rivayetler bulunur. Enam Suresi Kaç Ayetten Oluşuyor? Enam suresi her biri birbirinden kıymetli 165 ayet-i kerimeden oluşuyor. Enam Suresi Ne İçin Okunur? İslam alimleri Enam suresi okumanın her Müslüman için büyük önem arz ettiğini belirtirler. Bununla birlikte Enam suresi okumanın insana sağlayacağı çok mühim faydalar da bulunuyor. İsteklerimizin ve dileklerimizin kabul olması için bu sureyi okuyabiliriz. Enam suresi okumak, hastalıklardan kurtulmak için de çok doğru bir yöntemdir. Enam suresini okuyarak kazançlarımızın ve rızkımızın artmasını da sağlayabiliriz. Enam Suresi Ne Zaman Okunur? Enam suresi istediğimiz her an okuyabileceğimiz ve bizlere sayısız fayda sağlayacak önemli bir duadır. Şafi mezhebinin önderi İmam Şafi, Enam suresini sabah akşam yedi defa okuyanların ağrı ve hastalıklardan korunabileceğini söylemiştir. Enam suresinin ilk 3 ayetini her sabah okuyan kişiye Allah tarafından korunması için 70 bin melek gönderildiği de rivayet edilir. Enam Suresi Abdestsiz Okunur Mu? Bütün surelerde olduğu gibi Enam suresi okurken de abdest almamıza gerek yoktur. Ancak hiç şüphe yok ki abdest alarak Kuranı Kerim’e dokunmak hem daha hayırlı hem de daha sevaptır. Enam suresi okumak isteyen Müslümanlar bu sureyi abdest alarak da almayarak da ezberlerinden rahatlıkla okuyabilirler. Enam Suresi Yerine Ne Okunabilir? Enam suresi derin anlamlara sahip hayırlı bir duadır. Pek tabii ki rehberimiz Kuranı Kerim’de, Enam suresi kadar faziletli birçok dua bulunmaktadır. Bu surelerin bazılarından bahsedecek olursak; istediğimiz bir şeyin gerçekleşebilmesi için Duhan suresinden yararlanabiliriz. Kısmetimizin açılması için Taha suresini okuyabiliriz. Enam Suresi ile Dilek Tutulur Mu? İslami kaynaklar ve pek çok İslam alimi dileklerin kabul olması için Enam suresi okumayı tavsiye ederler. Yani isteklerimizin gerçekleşebilmesi için rahatlıkla Enam suresi okuyabiliriz. İnanışa göre Enam suresini yedi defa okuyanın dilekleri kabul olur. Kılınan iki rekat nafile namazında Enam suresinin okunması da ettiğimiz duaların kabul olmasını sağlayabilir. Enam Suresi Nasıl Ezberlenir? Enam suresi oldukça uzun ve ezberlemesi emek isteyen bir duadır. Sureyi doğru ezberlemek için acele etmekten kaçınmalıyız. Bu sureyi ezberlerken Allah’ın o güzel sözlerini ezberlediğimizi unutmadan uğraş vermek, duayı daha iyi anlamamızı ve çok daha kolay ezberlememizi sağlayabilir. Ezber konusunda size yardımcı olacak birkaç yöntemi şöyle sıralayabiliriz Enam suresini ezberlerken surenin tamamını anlayacağımız bir şekilde okumamız çok önemlidir. Bu şekilde konu bütünlüğünü kavrayarak ezberimizi daha rahat bir şekilde yaparız. Her gün ezberleyebileceğimiz ayet sayısını belirleyerek bu hedefe ulaşmayı bir alışkanlık haline getirebiliriz. Bir ayeti ezberlediğimizde en az 3 kere tekrar ederek hafızamızdaki yerini güçlendirebiliriz. Daha sonra ezberlediğimiz ayetleri belli aralıklarla tekrar etmemiz bu ayetlerin aklımızda kalmasını sağlayabilir. Bir gün önce ezberlediğimiz ayetleri tekrar ettikten sonra yeni ezberlere başlamamız da ayetlerin aklımızda kalmasına ve sureyi unutmamamıza yardımcı olabilir. Enam suresini yazarak ve dinleyerek de daha kolay ezberleyebiliriz. Sureyi dinlemek usule uygun okuma yapabilmemiz adına oldukça etkili bir yöntemdir.
enam suresi 95 ayet neva