EyAdem Bunlara Esmayı İdrak Ettir! “Allah, Âdem babamızı yaratmış, onun sol kaburgasından, Havva anamızı var etmiş. Cennette mutlu bir yaşam başlamış. Yasaklanan tek özel bir ağaç ve meyvelerinden yememek koşulu ile ebedi bir mutluluk vaadini vermiş. Ama melun şeytan, bir yolunu bularak Cennete sızmış, sahtekârlık 11395. cicozz Çocukluk cicozlarda saklı. 20 Eylül 2008. #1. Veysel Karani, İslam'da anne sevgisinin büyüklüğüyle anlamlandırılmış kişi. Babasının ismi Amir olduğu için tam adı Üveys Bin Amir-i Kareni'dir. Babasını 4 yaşında kaybetmiştir. 555-560 yılları arasında Yemen'in Karen köyünde doğmuştur. Deve Onunyapacağı tek şey, bu ışığın bir güneşten geldiğini ve fakat o güneşin mahiyetini bilemeyeceğini idrâk etmektir. Zaten ondan istenen îman da bundan ibarettir. Temsildeki adamın güneşi anlayamaması gibi, her bir insan da kendi beden memleketini idare eden ve ruh denilen sultanın mahiyetini bilememektedir. Kazımmirşan 15.000 YILLIK TÜRK TARİHİ TEK PARÇA Kazım Mirşan ve Türk Dünyası KELÂMI KİBÂR (BÜYÜKLERİN SÖZLERİ) · (Ölmek felaket değildir) · Sen unuttun ama unutulmadın · Dünya hayatı hayâldir · Ö lümü özüne sevdir, nasıl olsa gelecek · İnanmak değil, doğru inanmak önemlidir · Alçak gönüllü olan kurtulur, kibirli olan yanar Fast Money. ALLAH’IN ŞEKLİ NASILDIR? Cenab-ı Allah, mekandan münezzeh olduğu gibi şekilden de münezzehtir. İnsan aklı O’nu kavrayamaz. Akıl, O’nu tasavvurdan acizdir. O, hayal de edilemez. Peygamber as “Allah’ın yarattıklarını düşününüz, fakat Allah’ın zatını düşünmeyiniz. Gerçekten siz O’nun şekli hakkında bir bilgi edinemezsiniz. Allah, hayal ettiğinizden başkadır.” Buyurur. Kur’anda “O’nun hiçbir benzeri yoktur.” Buyrulur. Şura11 Allah, yarattıklarından hiç birine benzemez. Çünkü; Allah’ın misali ve benzeri yoktur. Hiçbir şey de O’na benzemez. Allah’ın isim ve sıfatları sonradan yaratılmamıştır. Ezeli ve ebedidir. Kur’andaki “Ellerimle yarattım” Sad75 ve “Eller üzerinde seçip çıkardı” Al-i İmran33 ayetlerdeki el, güç, kuvvet ve kudret demektir. Allah’a asla el düşünülemez. El ve terazi gibi kelimelerin Cenab-ı Allah’a nisbeti mecazidir, hakikat değildir. Geçmişte Allah’ın şekli düşünüldüğü için tanrılar ve putlar ortaya çıkmıştır. Araplardan bazıları peygamber as a, Allah’ın putlarına benzemediği ve altından, gümüşten olmadığı için iman etmemişlerdi. “Bizim bunca putun yapmadığını senin bir tek Allah’ın nasıl yapar?” diyorlardı. Yusuf Has Hacib de, Kutadgu Bilig adlı eserinde “ Ey Allah’ım birliğine inanmış olan, O’nu dilinle öv, gönlün tereddütsüz inandı ise aklını işe karıştırma. Allah’ın nasıl olduğunu arama. Varlığına inan, sükûn ve huzura kavuş. Nice ve nasıl olduğuna karışma, kendini tut; O’nu nicesiz ve nasılsız bil” demiş bize ışık tutmuştur. Kısacası Allah; bir cisim, bir madde olmadığı için şekli de yoktur. KİMSE BİLMEZ NİCESİN! Dillerde hep hecesin! Rabb’ım içten içesin. İllere sen gecesin! “Yücelerden yücesin! Kimse bilmez nicesin!” Hep kulakta var sesin, Duyulmakta nefesin Ey amacı herkesin! “Yücelerden yücesin! Kimse bilmez nicesin!” Güneş senin güneşin, Ateş senin ateşin, Ne dengin var, ne eşin! “Yücelerden yücesin! Kimse bilmez nicesin!” Mevsimleri getiren, Yerden hayat bitiren, Rızkı sensin yetiren, “Yücelerden yücesin! Kimse bilmez nicesin!” Her işinde birlik var, Her birlikte dirlik var, Bu herkese aşikar “Yücelerden yücesin! Kimse bilmez nicesin!” Çıksın nifak aradan, Arınalım karadan, Varsın Ey yaratan! “Yücelerden yücesin! Kimse bilmez nicesin!” Ner derse iller desin, Biz biliriz nerdesin? Ne gökte ne yerdesin! “Yücelerden yücesin! Kimse bilmez nicesin!” Hz. Aişe… Ondaki meziyetleri, nimetleri saymanın, imkânı var mı- dır acaba! islâm’ın en seçkin hanımlarından olan Hz. Aişe, ailesinin islâm ile şeref bulmasından çok az bir süre önce dünyaya gelmiş iman lütfuna hiç tahribata uğramadan kavuşmuş bir nimet sahibidir. Allahu Zü’l-Celal’in ona olan ikramı kendisi doğar doğmaz başlamış, Mekke’nin en muteber ailesi yanında dünyaya gelmesi bir yana bu ailenin islâm ile şereflenişinin ardından kucaklara verilmesi nimet üzere nimet ile donanmasına vesile olmuştur. O, islâm kadınları arasında hatta mü’minlerin tamamı arasında anlatıl ması ve anlaşılması güç insanlardan biri olarak sayamayacağımız kadar çok özelliği şahsiyetinde bir araya getirmiştir. Buna bir de Rahman ve Rahim olan Allahu Teâlâ’nın ihsanları eklenince nev-i şahsına münhasır abide bir hanımefendi zuhur etmiştir. islâm tarihinin her köşesinde onu görürsünüz. Çok uzun yaşamış, çok şey görmüş , çok şey öğrenmiş hiçbir şeyi unutmamıştır. En önemlisi de nedir biliyor musunuz? Öğrendiği hiçbir şeyi kendine saklamamıştır. Bilgi ve görgüsünü, daimi bir ışık kaynağı gibi çevresine yayarak sadece Asr-ı Saadet’in değil bütün ümmetin yolunu aydınlatmış tır. Ümmete onun kadar fayda sağlamış bir başkasını bulmak ancak Ebû Bekir ailesinde yapılacak bir tecessüs ile mümkün olabilir. Babasının kanatları altında büyümüş fakat onun gölgesinde kalmamış- tır. Ashâbın büyükleri arasında bulunmuş fakat hiç kimse sesini onunkinden yüksek tutmamış , söyledikleri ve yaptıkları sebebiyle kimseden ürkmemiş , hiçbir kimseyi ürkütmemiş , bilakis herkese ümit ve şevk membaı olmuş bir ulu kişidir, bir nadide hanımefendidir. Nasıl Hz. Hatice’nin bir eşi daha gelmeyecek, onun engin sevgisi ve merhameti seviyesine kimse ulaşamayacaksa hiçbir kadın ve erkek de eşi tarafından Hz. Aişe kadar çok sevilemeyecektir. Allahu Teâlâ dinini Hz. Aişe’nin keskin görüşlü, zayıflamaz hafızası, müşahhas aklı, dolmak nedir bilmeyen öğrenme kâsesi, solgunluk emaresi göstermeyen ilmi, pervasız cesareti, taşkın heyecanı, sarsılmaz dirayeti, emsalsiz tevekkülü ve teslimiyeti, taçsız ve tahtsız mahfi saltanatı ile desteklemiştir. Ümmetin bütün kadınlarının baş üstünde, gönül tahtında gezdirdği Hz. Aişe, başka bir benzeri olmasa bile hepimize misal olmaya tek başınna kâfi, bütün islâm’da Kadın’ müddeilerinin şom ağızlarını kilitleyici, iddialarını bertaraf etmeye muktedir, arzı sarsan bir vakıadır. Bu ikram, şanı yüce ve kudret sahibi Hak Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri’nindir, şükür, taat ve tevazu kullarının borcudur. Âlemlerin Fahri Peygamber Efendimiz’in yaptığı her şey, söylediği her söz, mü’minler için bir misal ve emirdir. Bizzat tatbik edeni görerek öğrenme usulü de bu emirlerin hemen ve çabucak hayata aksettirilmesinin, yaşanır olmasının, alışkanlığa dönüşmesinin en çabuk yoludur. Bütün ashâb-ı kirâm bu nimete nail olmuştur. Ancak onların göremediği, bilemediği başka şeyler de vardır. Bir toplantıda bulunup diğerine katılmayanlar olmuştur, bir elçi grubu ile yapılan görüşme herkesin katılamayacağı bir meclistir, vahyin gelişi, ilk kez tebliğ edilişi ve o anda olup bitenler birkaç talihlinin dışında kimsenin şahit olamayacağı şeylerdir. Peygamber Efendimiz’in muhterem eşleri ve özellikle Hz. Aişe bunlardan pek çoğuna şahit olmuşlardır. Bütün insanlara rehber olan bir Peygamber’in yanında olmak, meclisinde bulunmak çok özel bazı yetenekler gerektirir. Meclisinde bulunmak çok özel bazı yetenekler gerektirir. Öncelikle her şeyi; doğru, olduğu gibi anlamalı ve aslına uygun şekilde yorumlayabilmek için Peygamberimiz’in görüşünü tespit etmiş olmak gerekir. Zira kulak duyar, gönül hisseder, zihin yorumlar. Bunların hepsi aynı hizada ve aynı hassasiyette olmalı ki netice aslından aykırı bir yöne meyletmesin. Bu kişi aynı zamanda, nefsi değerlendirmelerden sakınabilmek için üstün bir ahlâk ve dürüstlüğe sahip olmalıdır ki Hz Aişe’nin dürüstlüğü onun en başta gelen özelliğidir. . Çok defa bu yüzden başı derde girmiştir. . Peygamber sav yoldaşı ilme aşk derecesinde bir Bağlılığı elde etmiş olmalıdır. Bütün bir ümmetin sorularına ve merakları na tatmin edici cevaplar verebilmelidir, bununla birlikte bu sorgu ve suallerden bunalmayacak bir sabra, her biri ile özel ilgilenecek kadar da geniş hoşgörüye mâlik bulunmalıdır. Kıyamete kadar gelecek ümmetin yapacağı amellerle bir kısmını onun aktardığı düşünülürse, hele Peygamber Efendimiz’in vefatından sonra insanların başvuru merkezi durumuna geleceği igöz önünde bulundurulursa bu kişinin, Peygamberimiz sav zamanında yaşanmamış meseleler hakkında içtihatta bulunabilecek seviyede bir kimse olması da kaçınılmaz bir mecburiyet olacaktır… Bütün bu saydıkklarımızdan ötürü genelde peygamber hanımları, özellikle Hz. Aişie tesadüfen Peygamber eşi olmuş bir hanım değildir. O bizzat bütün bu hususlara uygun şahsiyeti ile seçilmiş bir hanımefendidir. Es-Sıddıka’ unvanıyla anılır. 614 yılnda Mekke’de sahabenin en Şereflisi Hz. Ebû Bekir ile Ümmü Ruman’ın kızları olarak dünyaya gelmiştir. Hiç çocuğu olmadığı için kız kardeşinin büyük oğlunun adı ile Ümmü Abdullah diye anıldığıda olmuştur. Daha ziyade kendi ismiyle anılır ve künyesi, Ümmü’l-Mü’minin Aişe Ebû Bekir es-Sıddık el-Kureyşî şeklindedir. Öncelikle Hz. Aişe, çok küçük yaşlardan itibaren peygamber zevcesi Olacak şekilde yetiştirilmeye başlanılmıştır. Çünkü kutlu bir rüya ile bu durum Peygamberimiz’e duyurulmu O da sevgili dostu Hz. Ebû Bekir’i durumdan haberdar etmiştir. …… –Devamı diğer sayımızda– kaynakSerpil ÖZCAN HZ Havva’dan Hz. Zeynep’e Kadınların İzinde O’nun bir oluşu, zâtında, sıfatlarında, isimlerinde ve fiillerinde, rab oluşunda ve hâkimiyetinde eşi ve benzeri olmayışı yönündendir. Onun birliği, varlığının zorunlu olup yokluğu düşünülemeyen tek varlık olmasını ifade eder. İhlâs sûresinde Allah’ın bir olduğu, hiçbir şeye muhtaç olmadığı, doğurmadığı ve doğurulmadığı, O’nun hiçbir denginin bulunmadığı ifade edilir. Kâfirûn sûresinde de ibadetin ancak Allah’a yapılacağı, Hz. Peygamber kâfirlerin taptıklarına önceden tapmadığı gibi, sonra da tapmayacağı ısrarla onca büyüklüğüne rağmen tam bir uyum ve ahenk içinde varlığını sürdürmesi Yaratıcı’sının bir olduğunu açıkça Kerîm’in pek çok sûresinde Allah’ın birliğini, eşi ve benzerinin bulunmadığını vurgulayan pek çok âyet vardır “Allah hiçbir çocuk edinmemiştir. Onunla birlikte başka hiçbir ilah yoktur. Öyle olsaydı her ilah kendi yarattığını alır götürür ve mutlaka birbirlerine üstün gelmeye çalışırlardı. Gaybı da, görülen âlemi de bilen Allah, onların yakıştırdığı nitelemelerden uzaktır. Onların koştukları ortaklardan çok yücedir.” Mü’minûn 23/91-92, “Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilahlar olsaydı kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, Arş ’ın Rabbi Allah onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir. ” Enbiyâ 21/22Kaynak Diyanet İşleri Başkanlığı Allah'ın her şeyi işitmesi sıfatına ne ad verilir? sorusunun doğru cevabı Semi' Bu soru Eğitimci tarafından paylaşılmıştır. Benzer soruları ve cevaplarını altta görebilirsiniz. Cevapları görmek için soruya, göremiyorsanız soru işaretine tıklayın. Allah'ın her şeyi yaratması sıfatına ne ad verilir? Eğitimci - 2014-04-27 İlk Uluslararası Voleybol Turnuvası Hangi Tarihte Düzenlenmiştir? zeynep azra ilhan - 2014-01-01 İslam'ın ilk yıllarında yapılan üç büyük savaş sırasıyla hangileridir? - 2013-12-26 Peygamberimiz Medine'ye vardığında tüm Medineli Müslümanlar Peygamberimizi kendi evinde misafir etmek ve O'na hizmet etmek istiyordu. Peygamberimizi evinde misafir etme şerefine nail olan ve kabri İstanbul'da bulunan bu sahabe kimdir ? - 2014-01-05 Edebiyatımızdaki İlk Makale Nedir? - 2015-07-15 Halk Şairlerinin Şiirlerini Topladıkları Antolojik Değerdeki Defterlerine Ne Ad Verilir? ByBilgin - 2013-12-26 Genellik İçine Hayvan Postu Döşenmiş, Kalın Paltoya Ne Ad Verilir? - 2013-12-24 Gemerek İlçesi hangi ilimize bağlıdır? - 2013-12-24 Birleşmiş Milletler Çocukları Koruma Vakfının Kısa Adı Nedir? - 2014-05-02 Merkür Gezegeninin Diğer Adı Nedir? - 2013-12-24 Anadolu'da Çanakkale Boğazı'nın güney ucu yakınında, Hisarlık Tepesi üzerinde kurulmuş İlk Çağ kentinin adı nedir? - 2014-01-12 Cebelitarık Boğazı'nın ayırdığı iki ülke hangisidir? - 2018-04-07 İstanbul'da bulunan ve adına şarkılar, şiirler yazılan Haliç'in eski adı nedir? ByBilgin - 2015-10-07 Hz. Muhammed'in babası ve dedesinin isimleri nedir? - 2013-12-26 MÖ. V. yüzyılda yaşamış Çinli eğitimci ve felsefecidir. Gerçek adı Kung Fu Tzu'dur. Konuşmalar adlı eserinde görüşlerini ortaya koydu. Kişinin olgunluğu beş ilkeyi hayatına yansıtmasıyla yakalayabileceğini savunur. Bu ilkeler ise şunlardır Bilgelik, İnsanlık, Doğruluk, Bağlılık, Ölçülücülüktür. Kimdir bu Çinli düşünür? - 2018-03-29 Hristiyan inancına göre Hazreti İsa'nın yeniden dirildiğine inanılan günde yapılan bayramın adı nedir? - 2018-03-29 Bir basketbol maçı kaç periyottur? - 2013-12-24 Denizcilikte Düzgün Sarılmış Halat Yumağına Ne Ad Verilir? - 2013-12-25 İbadet niteliği olmayan günlük işlere ne ad verilir? - 2013-12-21 Futbolda kale direklerinin olduğu çizgilerin dışında top oyun çizgisinden dışarı çıkarsa ne olur? - 2018-04-24 Avrupanın Başkenti Neresidir? - - 2016-04-16 Iğdır ilinde Türkiye-Ermenistan sınırını oluşturan kapının adı nedir? Alican - 2016-02-01 Osmanlı dönemindeki Vezir-i Azam'ın günümüzdeki karşılığı nedir? 2018 ByBilgin - 2016-03-31 İlk Türk Kadın Karikatürist Kimdir? - 2013-12-25 1576 yılında mıktanıs taşının eğimi inklinasyon yeniden keşfeden ve inklinasyon pusulasını bizzat imal eden kimdir? - 2013-12-24 Yazma kitapların başlıklarını, sayfa kenarlarını renkli ve altın yaldızlı nakışlarla süsleyen sanatçıya ne isim verilirdi? - 2018-04-08 Balkanların en uzun ırmağı hangisidir? - 2018-04-08 Sultan I. Mehmet Han Tarafından Tamamlattırılan Ve Bursa'nın Fetret Devri Camii Olarak Da Tanınan Tarihi Caminin Adı Nedir? ByBilgin - 2016-06-01 Organik maddeler üzerinde gelişerek bu maddelerin kimyasal yapısında değişikliğe yol açan ilkel mantarların ortak adı nedir? - 2018-03-30 Telgrafta haberleşmek için kullanılan alfabenin adı nedir ? - 2014-05-02 Arşivimize Soru Ekleyebilirsiniz Cevabı Ekleyen Cevaplarıyla Bilgi Yarışmasına Hazırlık Soruları

allahın göremediği tek şey nedir